BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemHilary Clinton gerçekten FETÖ'cü mü----

Hilary Clinton gerçekten FETÖ'cü mü

Hilary Clinton gerçekten FETÖ'cü mü
30 Ekim 2016 - 13:00 www.finansgundem.com

ABD seçimler yaklaşırken Clinton-Trump yarışından çıkacak hangi sonuç Türkiye için daha olumlu olur?

ABD'de seçimlere çok kısa bir süre kaldı. Clinton'ın Trump önünde önemli bir avantaj elde ettiği konuşulurken Türkiye'yi endişelendiren bir soru akıllarda yerini koruyor. "Clinton sahiden FETÖ'cü mü?"
Sözcü'den Oray Eğin bugünkü yazısında FETÖ-Hilary Clinton ilişkisini kaleme aldı. İşte Oray Eğin'in o yazısı:

Gerçekten ABD seçimlerinin sonucu birkaç hafta önce görünmez bir el tarafından belirlendi mi? Hillary Clinton ne yaparsa yapsın bir türlü Donald Trump'la tam olarak arayı büyük farkla açamıyordu, hatta bir ara Demokrat seçmen kendisinden hoşlanmadığı için Başkanlığı rakibine devredeceği bile kestiriliyordu.
Şimdi seçime bir hafta gibi bir süre var, kimi kamuoyu yoklamalarında açık ara kimilerinde ise daha az da olsa kapanmayacak bir farkla önde görünüyor Hillary Clinton. Halbuki Trump'ın ‘alternatif' sesi epey alıcı bulmuştu, tıpkı Erdoğan gibi ne yapılsa kurşun işlemez gibiydi ilk günlerinde. Başkanlık sisteminin ABD'deki işleyişini bilmeyenler aslında seçimle çok şeyin değişeceğini zannediyor, halbuki ABD
Başkanı'nın birçok alanda eli kolu bağlı. ABD'nin çıkarları söz konusu oldu mu Oval Ofis'te kimin oturduğunun pek de önemi yok.

Acaba ilk başlarda Donald Trump daha kolay kontrol edilebilecek, ABD derin devletinin her istediğini yapacak bir kukla gibi mi göründü de yıldızı bu kadar parlatıldı? Trump sürekli medyayı suçluyor mesela ama örneğin CNN sırf onun propagandasını yapsın diye maaşlı dört eleman tuttu.
Ancak sanki bir aşamada Trump'ın hiç kimsenin söz geçiremeyeceği, kontrol dışı bir Başkan olacağı düşünülüp önü kesildi. Önce kaset skandalı, birbiri ardına kadınların taciz açıklamaları derken belirleyici oya sahip kadın seçmeni kendinden kaçırdı Trump.

Demokratlar da seçimi bir anlamda ABD‐Rusya savaşına döndürdü.
Wikileaks'in Clinton'ın seçim kampanyasını yöneten John Podesta'nın e‐mail'leri sızdırması her gün haber oluyor ama Başkan adayını pek etkilemiyor gibi görünüyor. Clinton kampı (ve Beyaz Saray) Rusya'nın bu hack'in arkasında olduğu, seçimlere müdahale etmek ve kukla başkan için Trump'ı desteklediği tezini işliyor.

Medyanın Clinton e‐mail'lerine yaklaşımı da genellikle olumlu. New York Times ekonomi yazarı Andrew Ross Sorkin geçen haftalarda özel şirketlere yaptığı yüksek ücretli konuşmalardan Clinton'ın Wall Street'e teslim olduğu sonucunun çıkarılmayacağını yazdı. Halbuki Clinton'ın konuşmalarında finans dünyasına mesafeli olacağına dair hiçbir net mesaj yok, ama türlü nüans ve imalarla biraz da zorlama bu yorumu yapmak mümkün.

Aynı New York Times, Clinton Vakfı'nın para ilişkilerini haber yaparken de Hillary Clinton'ı ayrı tutuyor. Clinton Vakfı'na yapılan bağışlar önemli: Bu bağışlar karşılığında dört yıllık Dışişleri Bakanlığı süresinde para veren ülkeler Hillary Clinton'dan ayrıcalıklı muamele gördü mü? Henüz ispatlanan bir bağ yok.
Clinton'ın seçim kampanyası için para toplayan, para bağışlayanlar arasında FETÖ de var. Verilen hiçbir para karşılıksız değildir ilkesinden yola çıkarak iki seçimdir FETÖ kendisine Clinton nezdinde itibar sağlamaya çalışıyor.

Örgütün başı dertteyken Başkan olursa Clinton'ın kendilerine destek çıkacağını umut ediyorlar. Tabii Ankara'yı da bu durum fena halde tedirgin ediyor; İslam karşıtı söylemlerine rağmen Trump'ı destekleyen hükümet yandaşlarının sayısı hiç de az değil.

Ne yazık ki Türkiye tek boyutlu dış politika yaptığı için Trump seçilirse Pennsylvania'daki “kırık hoca”yı iade edecek zannediyorlar. Bu tezi destekleyen somut bir veri yok, sadece Clinton'a yapılan FETÖ bağışlarından dolayı otomatik olarak yapılan bir varsayım bu.

Trump seçilseydi “kırık hoca”yı vermeye gücü yetecek miydi; o ayrı konu. Ama Clinton'ın bugüne kadar kendisine verilen paralara karşılık bir vefa borcu hissettiğinin de herhangi bir kanıtı yok.
FETÖ, doğal olarak Demokrat bir adaya bağış yapıp kendisine meşruiyet kazandırmaya çalışıyor. Çünkü biliyor ki İslamcı bir örgüt/dernek olarak Cumhuriyetçilerde hiçbir karşılığı olmayacak. Eli mahkum.

Hillary Clinton ise Dışişleri Bakanlığı döneminde de gördüğümüz üzerine en az Cumhuriyetçiler kadar şahin aslında. Yapılan esprilerde onun aslında Cumhuriyetçilerin gerçek başkan adayı olduğu bile vurgulanıyor. Demek istediğim ABD seçimlerinde ayrımlar siyah‐beyaz değil.
Türkiye için hangi adayın daha iyi olacağının ise yanıtı belli: Kim seçilirse seçilsin hiçbir şey değişmeyecek. ABD'yle Türkiye'nin sorunları aynen devam edecek. Önümüzdeki dönemde sınırda bir Kürt devletinin kurulması için ABD bastıracak, belki “kırık hoca” bu anlamda bir pazarlık unsuru olarak bile kullanılacak. Bütün bunlara ise şimdiden, daha seçimler yapılmadan, karar verildi.

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • REALİST30 Ekim 2016 14:54

    ARTIK KARAR VERİN,BİR HAFTA ÖNCEDE OBAYAYİ FETOCU YAPMIŞTINIZ. BU ÇABALARIN TÜMÜ FETO OLAYINI SULANDIRMAKTIR. BU SULANDIRMA İŞİNİ ÖZELLİKLEDE ADALET BAKANI TIRLAR DOLUSU BELGEYİ ABD ' NE GÖNDERMEKLE YAPIYOR. HİÇ BİR KURUM ONBİNLERCE BELGEYİ İNCELEMEZ.