BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılık"Hesabınızı, kitabınızı düzgün yapın"----

"Hesabınızı, kitabınızı düzgün yapın"

Hesabınızı, kitabınızı düzgün yapın
09 Mayıs 2013 - 20:52 www.finansgundem.com

Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen’den banka eleştirilerine yanıt

Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, "Uzun vadeli sabit faizle borçlanmayı tercih eden müşterilerimizin, faiz oranları düştüğü zaman bankaya gelip de 'Faizleri indirmeniz gerekir' diye söylemesini doğru ve adil bulmuyorum" dedi.
     Özen, Garanti Bankasının yeni finansal servisi olan "iGaranti"nin lansman toplantısı sonrasında gazetecilerin bankacılık sektörü ve ekonomi gündemine dair sorularını yanıtladı.
     "Sabit faizli borçlanmada bankalar faiz riskini üzerine alıyor. Bu dönemde bankaların biraz üzerine geliniyor" şeklindeki açıklamaları hatırlatılan Özen, bankaların üzerine çok gelindiğini söylemediğini belirterek, şunları aktardı:
     "Ben şunu söylemek istiyorum; müşteri iki türlü borçlanabiliyor. Değişken faizli ve sabit faizli. Uzun vadeli sabit faizle borçlanmayı tercih eden müşterilerimizin, Faiz oranları düştüğü zaman bankaya gelip de 'Faizleri indirmeniz gerekir' diye söylemesini doğru ve adil bulmuyorum. Nasıl ki faizler çıktığı zaman bankanın sabit faizle borçlanmış bir müşteriye gidip faizlerini yükseltiriz demesini adil bulmadığım gibi. Bir kontrat var aranızda ve imzalanmış. Adı üzerinde, sabit faizle borçlanan birisi vade sonuna kadar sabit faize sadık kalmak zorunda. İnanın bana, bu adil geliyor. Dünyanın her yerinde de bunun böyle olduğunu düşünüyorum. Herkes hesabını kitabını iyi yapacak.”
         Sanayi şirketlerinin karını sorgulayın
       "İlk 500'ün kârını sorgulayın. Sizden rica ediyorum. Bir de gelip bu sektörün kârlılığına bakın. Bu sektör büyük kâr edecek. Buna alışın. Çünkü sermayesi büyük. Bu sektörde 186 milyar Tl  sermaye var. Temettü olarak BDDK sınırlaması vardı. Bunu biriktirdik. İçerde tuttuk. O sermaye kâr edecek. Faizler düştü. Biz menkul kıymetlerden çok para kazandık. Bu kâr müşteriyle alakalı bir kâr değil ki.Garanti Bankası çok kâr açıkladı. Bu olmaz diyorlar. Kusura  bakmayın, bu bakkal hesabı değil."
     "Ücret ve komisyonlarda bu dönemde bir düzenleme gelecek mi-" sorusuna ise Özen, şu anda bunun üzerinde çalışıldığını ve bir şeyler olacağının kesin olduğunu söyledi.
     Ne olacağını bilmediğini ama kendilerinin burada bir hatası olması halinde hatalarını kabul etmeye hazır olduklarını dile getiren Özen, "Bizim maliyetlerimiz var. Faiz oranları düştükçe dünyanın her yerinde komisyon gelirleri daha önem kazanıyor. Türk bankacılık sektörü için de bu böyle olacak ama şu anda Türk bankacılık sektöründe komisyon gelirleri Avrupa'ya, Amerika'ya veya diğer gelişmekte olan ülkelere göre kıyaslandığında en düşük bizde hala" diye konuştu.
         "Kafamızı kuma gömmüyoruz"
         Özen, 10-15 yıl önce 5 milyar liralık bir tüketici kredisi kullanımı olduğunu ve bugün bu rakamın 285 milyar liraya ulaştığını söyleyerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
     "Tüketici kredisi kullanımı arttıkça biz bu tür sorunlarla karşı karşıya kalıyoruz. Kredi kartı keza öyle... Burada bankacılık sektörünün dürüst, ahlaklı ve elinden geldiği kadar bunu böyle yaptığını düşünüyorum. Hatalar var mıdır- Kafamızı da kuma gömmüyoruz. Elbet hatalı noktalarımız vardır. Bunları da kabul ediyoruz. Biz bunların kamu tarafından şurada hatalısınız, bunu almamalısınız dendiği taktirde almayacağımızı da bütün bankacılık sektörü olarak da kabul edeceğimizi sanıyorum. Önümüzdeki günlerde bunlar da olabilir.
     Bazı kalemlerde hakikaten haksız uygulamalar varsa ki şu anda telaffuz etmek istemiyorum ama olduğunu ben de düşünüyorum. Bu Garanti Bankası da olabilir, kimseyi de suçlamak için istemiyorum. Bankacılık sektörü olarak bunları önümüzdeki günlerde bertaraf etmeye hazırız."
     Özen, not artışları olduğunda detayına bakıldığında; Türk bankacılık sektörünün sağlamlığından dolayı bu not artışının geldiğini belirterek, "Türkiye ekonomisine 2023 yılına ilişkin hedefler koyuyoruz ki bu hedeflerin hepsine katılıyorum. Nasıl geleceğiz- Bankacılık sektörünün sağlam olması, ekonomiyi finanse etmesi ve fonlaması ile geleceğiz. Kusura bakmayın, tüketici ile birlikte yaşamayı öğreneceğiz ama bu konuda bazı hatalarımız var ise düzeltmeye hazırız."
         "Erken kapatma komisyonu yasal"
         Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın bazı bankalar tarafından alınan kredi kapatma komisyonlarını eleştirerek, "Allah gözlerini doyursun bunların. Ben, 'bankacılık sistemi zarar etsin' demiyorum ama her şeyin bir ölçüsü var. Bu noktada bıçağı kemiğe dayandıran bazı vampirler var" şeklindeki açıklamasına ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine Özen, şunları kaydetti:
     "Sayın Çağlayan'a cevap vermek haddime değil benim. Çok eski tanıdığımız, sevdiğimiz, saydığımız bir Bakanımız, çok da faydalı hizmetler yaptığını da biliyorum, çok da yakından takip ediyorum. Sabit borçlanma ile ilgili sanırım. Sabit borçlanıyorsunuz, faizler düşüyor, müşteri geliyor diyor ki, 'erken kapatmak istiyoruz'. Biz bunun fonlamasını almışız..."
     Erken kapatma komisyonunun yasal olduğunu ve anlaşmada yer aldığını söyleyen Özen, bu durumların daha çok ticari ve KOBİ kesiminde olduğu için genel kredi sözleşmelerinin içinde yer alan bir husus olduğunu ifade etti.
     Erken kapatma komisyonu için yüzde 4 örneğinin geçtiğini anlatan Özen, şunları söyledi:
     "2-3 yıllık bir kredi ise yüzde 4 hakikaten fahiş. Ben de ona katılıyorum ama şu anda kafamdan hesap yaptığım zaman yüzde 2-3'lerin de alınması makul geliyor. Erken kapattığınız zaman 'şu kadar komisyon ödersiniz' diye çok açık net şekilde yazıyoruz. Bunu adil buluyorum. Anlattığım nedenlerden dolayı adil buluyorum. Birisi gelmiş, borçlanmış bir sene önce yüzde 12 ile. Faizler düşüyor 6'ya. Yüzde 12 ile bu banka bunu sattığı zaman gidiyor, yüzde 9-10-11'den pasifini buluyor. Müşteri geliyor, 'faiz düştü benim faizimi indir'. Biz yüzde yüz sermayeli müesseseler değiliz ki. Biz de fon buluyoruz. Ben o fonu bulduğum kişiye 'faizimi indir, müşteri benden faiz indirimi istiyor' diyebiliyor muyum- Mevcut akdime karşı çıkabiliyor muyum- Mevcut akdimi bozabiliyor muyum-"
         "Faiz riski bankalarda olmaması lazım"
         Türk bankacılık sektöründe mortgage kredileri yüzünden veya ihtiyaç kredilerinin vadesinin uzaması nedeniyle aktiflerin vadesinin çok ciddi bir şekilde uzadığına işaret eden Özen, "Vade uyumsuzluğu bankacılık sektörü için çok tehlikeli bir olaydır. Faiz yükselişlerinde çok büyük zararlar yazar. Geçmişte bunları gördük. Dünya bankaları bunları gördü" dedi.
     Özen, vade uyumsuzluğunu minimumda tutmak zorun olduklarına dikkati çekerek, "Şöyle bir dünyayı yaratmayalım; banka sabit faizi versin. Müşteri gelsin, istediği zaman faizi indirebilsin. Burada bir faiz riski olduğuna mutabık mıyız- Birinde bir faiz riski var. O da bankanın olmaması lazım" değerlendirmesini yaptı.
     Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın "negatif reel faiz dönemine alışmamız gerekiyor" şeklindeki açıklamasına ilişkin olarak, bu durumun bankalardan bir mevduat çıkışına neden olup olmayacağının sorulması üzerine Özen, "Şu ana kadar olmadı. Bunu Türkiye'nin tartışması lazım. Bir çalışmaya göre negatif reel faizlerin tasarruflar üzerinde bir etkisi yok ama IMF'ye göre var. Burada ampirik çalışmalar var. Başka tedbirler mi gerekir- Yoksa sürekli reel faiz mi gerekir- Merkez Bankasının bunu benden daha iyi bileceğini düşünüyorum" diye konuştu.
         -KOBİ'lere düşük faizli kredi her zaman kamunun işidir"
         KOBİ'lere düşük faizli kredi verilmesi hakkında soruyu da Özen, "KOBİ'lere düşük faizli kredi her zaman kamunun işidir. Dünyanın her yerinde bu böyledir. Türkiye'de de yapılıyor. KOBİ kredilerinde kamunun desteğinin olması gerektiğini düşünüyorum" şeklinde cevapladı.
     Ticari kredilerde de faiz indirimin daha hızlanması için bir takım teşviklerin getirilmesinin faydalı olacağına değinen Özen, şu bilgileri verdi:
     "Biz bir mevduat alıyoruz. Bu mevduata faiz ödüyoruz. Bunun üzerinden munzam karşılık yükümlülüğümüz var. İşletme giderlerimiz var. Mevduat faizi var, kredi faizi var. Aradaki farkın bütün hepsi bankalara kar kalmıyor. Maliyetleri var, munzam karşılık yükleri var. Bir takım vergiler, stopajlar var, bütün bunların hepsini çıkarmanız lazım. Bu kredilerde genel kredi karşılıkları indirilebilir. Bu, maliyetlerimizi düşüreceği için olumlu yansıyacaktır, diye düşünüyorum."
         "Bu ayki PPK toplantısında indirim bekliyorum"
         Özen, kamuoyunun karşısına bir takım haksız olabilecek komisyonlardan arındıktan sonra çıkmaları halinde kendilerini çok daha güçlü hissedeceklerini ve bunu yapmaları gerektiğini belirterek, "Ama kendimize düşen ev ödevini önce yapmamız lazım. Sonra çok daha kuvvetli çıkabiliriz" dedi.
     Bu ay ki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısındaki beklentilerinin sorulması üzerine Özen, "Bu ayki PPK toplantısında faiz indirimi bekliyorum ama kaç baz puan indirim gelir net bir şey söyleyemem. Yıl sonuna kadar politika faizinde toplamda 50 baz puan, faiz koridorunda ise 75 baz puan indirim olur diye tahmin ediyorum" yönündeki beklentisini de dile getirdi.
YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • prst96910 Mayıs 2013 13:31

    Evet %2 komisyon alan banka ama toplam faiz ödemesinde %10'ların üzerinde indirim yapmayı kabul eden de banka. dolayısıyla müşterinin daha karlı olduğu sanıyorum çok açık

  • güneş09 Mayıs 2013 21:48

    evet sabit faizle kredi alan faizler yükseldiğinde etkilenmek istemediğinden başlangıçta yüksek olan bedeli ödeyerek sabit faiz kredisi kullanıyor, lakin faizler düştüğünde düşük faizden yapılandırma yapmak istediğinde de zaten %2 gibi bir cezayı da kabullenerek faiz güncellemesi yapmak hakkı zaten her durumda kazanan banka, öyle değil mi