BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemGül meydanlara hazırlanıyor----

Gül meydanlara hazırlanıyor

Gül meydanlara hazırlanıyor
04 Nisan 2014 - 05:20 www.finansgundem.com

Meydanları özlediğini ima eden Cumhurbaşkanı'ndan Kuveyt'te önemli açıklamalar: Twitter yasağı yanlıştı. Demokratik özerklik gerçekle bağdaşmaz

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kuveyt'te Türk gazetecilere dün de önemli açıklamalarda bulundu. Yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri, sosyal medya yasakları, yolsuzluk iddiaları ve demokratik özerklik ile ilgili konuşan Gül, meydanlara çıkmayı özlediğini de ima etti. Gül'ün Kuveyt gezisine katılan gazetecilerden Taha Akyol, Hürriyet'teki köşesinde Gül'e yöneltilen soruları ve Gül'ün yanıtlarını aktardı. İşte o yazı:

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, seçimlerde meydanlara çıkmaya hazırlanıyor. Kuveyt’te kendisine “Meydanlara çıkmayı özlediniz mi?” diye soruldu. Bunun anlamı açık. Gül önce güldü, sözlü cevap vermeyecek zannettik, fakat “Gülerek ifade ettim” dedi. Gül, Twitter yasağını kaldıran Anayasa Mahkemesi’ni de övdü, “Evrensel hukuku uyguluyorlar”dedi. Kürt siyasetinin önerdiği ‘demokratik özerkliği’ eleştiren Gül’e sorulan sorular ve cevapları özetle şöyle:

TWITTER YASAĞI

Anayasa Mahkemesi’nin Twitter yasağını kaldırmasına biz gazeteciler çok sevindik. Siz nasıl karşıladınız?
Benim için sürpriz değil. Benim söylediğim şeylerdi. Yeni çıkan internet yasasının  amacı zaten bütünü kapatmamak, sadece URL denilen o sayfayı kapatmaktı. Ama iki gereksiz müdahale oldu; onları düzeltmelerini istedim, düzelttiler. Önemli olan Anayasa Mahkemesi’nin oybirliği ile aldığı karar. Sonunda hukukun üstünlüğü bu memlekette ispatlanır. En yüce mahkeme, Anayasa Mahkemesi bir zamanlar siyasi kararlar verirdi. Memnuniyetle görüyorum ki 17 üyenin 10’unu ben atadım, ikisini direkt atadım.17 üye, siyasi düşünceleri farklı, fakat bazı önemli kararlar oybirliği ile çıkıyor. Evrensel hukuku esas alarak karar veriyorlar. Bu, mahkemeye güveni artırır. Benim çok gurur duyduğum bir olaydır. Tutuklu milletvekilleri ve Başbuğ ile ilgili karar verilirken de böyle hareket ettiler. Sadece adaleti düşündüğünüzde, taraflara gözünüz kapalı olur ve böyle kararlar çıkar. Kuruma güven önemlidir.

Bağımsız olması gereken kurumlara siyasi müdahale, güveni sarsmaz mı?
Reform süreci aslında kurumları rehabilite etmektir, standartlarını yükseltmektir. İyi yönetişim, kurumları da ilgilendiren şeylerdir. Kurumlar ve kurallar yerleşince o zaman siyasi mücadeleler farklı olur. Asıl mesele yeni anayasanın yapılamamış olması. Ümit ederim tekrar buna döneriz.

Tunus’ta laiklerle İslamcılar uzlaştı, anayasa yaptılar. İhvan uzlaşmacı davranmadı, kendi anayasasını yaptı, sonuç çok hazin oldu. Yeniden anayasaya dönmek için uzlaşma ihtimali görüyor musunuz?
Tunus bizden önce yeni anayasa yapar demiştim öyle oldu. Biz bu (çatışmacı) siyasi gelenekten çıkmadıkça yüksek gelirli toplum olmamız zor. Yüksek standartlara ulaşmış bir ülke olmanın yolu hukuktan geçiyor. Yüksek demokratik standartlar dediğimiz şeyin içinde hukuk var, hukukun güvenilirliği var.

BAŞKANLIK SİSTEMİ

Cumhurbaşkanını halk seçecek. Halbuki sistemimiz başbakanlık sistemi. İki başlılık ve sürtüşmeler olmaz mı?
Bu işleri konjonktürel düşünmemek lazım, uzun vadeli bakmalı. Görevlerin tariflerini soğukkanlı biçimde yeni bir anayasa içinde yapmak daha doğru olurdu. Konjonktürel ve reaksiyonel şekilde yapmaya kalkınca sorunlar çıkıyor.

İki başlılık krize neden olabilir mi?
Olabilir...

Sizce hangisi daha ağırlıklı olmalı?
Ben parlamenter sistemin Türkiye’ye daha uygun olduğunu söyledim. Hangi sistem olsa, check and balans, yani denetim ve denge mekanizmaları iyi kurulmuş olmalı.

Siz daha önce de cumhurbaşkanının yetkileri azaltılmalı demiştiniz.
Söyledim ama şimdi söylemem konjonktürel olarak yanlış anlaşılır.

ÖZERKLİK TARTIŞMASI

Çözüm süreci veya Kürt sorununun önümüzdeki dönemde nasıl seyredeceğini düşünüyorsunuz?
Türkiye’nin en önemli meselesi. Bu konuyu, ne kadar erken çözersek tahribatı ve maliyeti o kadar az olur diye düşünmüşümdür. Tabii ki en önemli husus coğrafya ve zamanın çıkardığı bugünkü konjonktürdür. Suriye ve Irak... Eğer konjonktür Kürt hareketinin içinde olanları farklı düşüncelere iterse, yanlış düşüncelere sevk ederse iş çok zorlaşır. Ben Kürt’üm diyenler başka memleketlerde de var. Herkes kendi memleketinde özgür olsun, demokratik hukuka sahip olsun. Bu konuda herkesin titiz olması gerekir. Bazen bu konuda bazı söylemler ve yanlış söylemler duyuyoruz. Özerklik söylemleri falan. Bunların Türkiye gerçeği ile bağdaşmadığını söylüyorum. Avrupa Yerel Yönetim Şartı’na şerh koymuştuk, fiilen uygulamıyoruz. Yerel yönetimlere daha çok çeşitli yetkiler verme açısından bunların ötesine gitmenin doğru olmadığını söylüyorum. Bu seçim döneminde de gördüm, bu söylemler doğru değil. İki ayrı millet, iki ayrı yapı var gibi göstermek herkese zarardır. Bu kabul edilemez. O zaman İstanbul’dakine de Bursa’dakine de laf söylemeye kalkarlar. Memleketin her tarafı hepimizin, herkesin eşit hakkı vardır. Bu anlayış içinde olmamız gerekir.

YOLSUZLUK NETLEŞTİRİLMELİ

Meclis’te ötelenen yolsuzluk dosyaları konusunda görüşünüz nedir?
Yolsuzlukla ilgili bu tartışmaların netleştirilmesi gerekir. Vicdanlarda hiçbir şey bırakmayacak şekilde bu konulara bakmak gerekir. Neyse ortaya çıkarmak gerekir.
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)