BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemGübre fiyatlarıyla birlikte enflasyonda artacak----

Gübre fiyatlarıyla birlikte enflasyonda artacak

Gübre fiyatlarıyla birlikte enflasyonda artacak
01 Ekim 2021 - 10:48 www.finansgundem.com

TZOB Başkanı Bayraktar, son bir yılda yüzde 146-157 arasında zamlanan gübre fiyatlarının verimde ve üretimde düşüş yaratacağına dikkat çekti.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, gübre fiyatlarındaki astronomik fiyat artışlarına önlem alınmazsa tarımsal üretimin düşeceğine, bunun da enflasyon olarak yansıyacağına dikkat çekti.

Son bir yılda DAP gübresinin yüzde 146, amonyum sülfat gübresinin yüzde 157 zamlandığı bilgisin veren Bayraktar,

“Gübredeki artışlara bir de tarımsal kuraklık eklenince verimde ve üretimde sert düşüşler görülecek. Üretimi düşen üreticimiz zarar edecek, ürün fiyatlarında artış olacak, tüketiciler de yüksek fiyattan ürün tüketmek zorunda kalacak. Bu da ülke ekonomisine daha yüksek enflasyon olarak geri dönecektir” dedi.

ACİL ÖNLEM ÇAĞRISI

Bayraktar, gübre sektörünün ithalat bağımlılığından kurtulamadığı sürece gübrenin ucuzlamayacağının altını çizerek ‘acil önlem’ çağrısında bulundu.

Devletin 2005’te gübre sektöründen çekildiğini anımsatan Bayraktar, “Üretim büyük oranda 7 firma tarafından yapılıyor. Sektör temsilcileri, pazarın büyük bir kısmının da 6 veya 7 firmanın kontrolünde olduğuna dikkat çekiyor” dedi.

Yerli üretimin gübre tüketimindeki payının yaklaşık yüzde 65 olduğunu, geriye kalan yüzde 35'lik payın ithalat yoluyla karşılandığını belirten Bayraktar, “Ancak yerli üretim ham madde açısından yüzde 80-85 oranında dışa bağımlı. Dolayısıyla son yıllara ait bu verilere göre gübrede dışa bağımlılık oranı gerçekte yüzde 87 dolayında” dedi.

Bayraktar, şu taleplerde bulundu: “Destek verilmeyen karma yem ve bitki koruma ürünlerine destek getirilmeli, tarımsal sulamada kullanılan elektrikte vergi ve fonlar kaldırılmalı fiyatta düşüş sağlanmalı ve sertifikalı tohumluk desteği artırılmalı.”

‘ÇİFTÇİ ENDİŞELİ, ÖNÜNÜ GÖREMİYOR’

Bayraktar’ın aktardığına göre, çiftçinin gübre kullanımı zaten yetersiz. 3.5 milyon ton civarında potansiyel ihtiyaç varken üretici ancak 2.2 milyon ton gübre kullanabiliyor.

Son zamlarla birlikte var olan yetersiz gübre kullanımının daha da düşecek olması riskine vurgu yapan Bayraktar, “Yeterli gübre kullanılamaması sonucu, üretim düşüklüğü sebebiyle yeterli arz sağlanamayacaktır” dedi.

Yeni üretim sezonuna hazırlanan ve kuraklık endişesi taşıyan üreticilerin önünü göremediğine vurgu yapan Bayraktar,

“Kuraklıktan dolayı rekolte kayıpları yaşayan, geliri azalan ve borcunu borçla kapatıp yeni kredi alamayan çiftçi bu fiyatlarla gübre alamaz ve gübre kullanamazsa verimde ve kalitede kayıplar meydana gelecek, bitkisel üretim düşecek, bu üretimi hammadde olarak kullanan hayvancılık sektörü de bundan darbe yiyecektir” diye konuştu.

‘İTHALATÇIYI DA VURACAK’

Bayraktar, şöyle devam etti: “Yurt dışı fiyatlarının ve döviz kurlarının yüksekliği bahane edilerek üreticiye yüksek fiyatla gübre satmak, düşen talep nedeniyle gübre ithalatçılarını ve üreticilerini de vuracaktır. Bu nedenle ithalatçı ve üreticiler de ellerini taşın altına sokmalıdır.

Üretimi devam ettirebilmek için devletimizin de en kısa sürede tarımsal girdi fiyatlarını düşürecek tedbirleri alması an itibarıyla en önemli konuların başında geliyor.”

TARLA İLE MARKET ARASINDA FİYAT FARKI 3.5 KAT

Öte yandan Bayraktar, eylül ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının 3 buçuk kata ulaştığını bildirdi.

Bayraktar, kuru soğanın 3.5 kat, maydanoz ve elmanın 3.4 kat, limonun 3.3 kat, yeşil fasulyenin 3.1 kat, kuru üzüm ve marulun 2.7 kat, sütün 2.6 kat fazlaya tüketiciye satıldığını vurguladı.

Üreticide 62 kuruş olan kuru soğanın markette 2 liraya, 66 kuruş olan maydanozun 2 lira 26 kuruşa satıldığına dikkat çeken Bayraktar, “2 lira olan elma 7 liraya, 2 lira olan limon 7 liraya, 4 lira olan yeşil fasulye 12 liraya, 12 lira kuru üzüm 32 liraya satılıyor” dedi.

KİLOSU 1 TL’YE ÜRETİLEN SOĞAN TARLADA 62 KURUŞ

Soğan fiyatlarının üreticide düşük seyrettiğine, tarlada kilosu 1 liraya üretilebilen soğanın hasadın yoğunlaşmasıyla 62 kuruşa indiğine dikkat çeken Bayraktar, “Ürünler tarlada bekliyor. Üreticilerimiz kuru soğanı tarladan toplatacak işçilik maliyetini bile karşılayacak durumda değil” dedi.

Bayraktar, “Fiyat istikrarı için kuru soğanda ivedi olarak geçen yıl olduğu gibi TMO alım yaparak müdahale etmeli. Belediyeler ile kamu kurumları alım konusunda harekete geçmeli” taleplerinde bulundu.

(Sözcü)

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)