BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaFaiz kararı için ilginç deneme isteği----

Faiz kararı için ilginç deneme isteği

Faiz kararı için ilginç deneme isteği
05 Ağustos 2014 - 07:12 www.finansgundem.com

Türkiye'deki enflasyonun yapısal sorunlardan kaynaklandığını yaşayarak öğrenebiliriz... Nasıl mı? İşte yanıtı

TÜİK'in verilerine göre Temmuz'da enflasyon yükselişe geçti. Bu demek oluyorki Başbakan Erdoğan ile faiz konusunda ters düşen Başçı’nın “Hazirandan sonra düşecek” dediği enflasyon, haziran ayının ardından temmuzda da inmedi.

Hükümetle Merkez Bankası arasındaki sorunun kaynağı “yüksek faiz mi enflasyonun sebebi; yoksa faiz, yüksek enflasyonun bir sonucu mudur”? sorusuydu. Vatan ekonomi yazarı Ali Ağaoğlu'nun bunu anlamak için bir fikri var.

İşte Ağaoğlu'nun yazısı;

Temmuz ayı enflasyon rakamlarında da “belirgin bir düşüş” görülmedi, tam tersine Temmuz ayında tüketici fiyatları (TÜFE) piyasa beklentisinin ( yüzde 0.13) üzerinde  yüzde 0.45 oranında  yükseldi. Merkez Bankası’nın son Faiz indirimlerine dayanak gösterdiği “Haziran ayından itibaren enflasyonda belirgin düşüş olacak” beklentisine karşın yıllık tüketici enflasyonu  Temmuz’da da yükselerek  yüzde 9.16’dan  yüzde 9.32’ye çıktı. Temmuz’da; Üretici fiyatları  Haziran ayından daha fazla artarak yüzde 0.73  yükselmiş. Ancak geçen yılın baz etkisi ile yıllık bazda ÜFE Haziran’daki  yüzde 9.75 seviyesinden  yüzde 9.46’ya  geriledi.

MB’nin “işlenmemiş gıda” yani yaz mevsimi nedeniyle pazar alışverişi tarafında beklediği oranda bir gerileme olmadığı gibi eğlence ve iletişimdeki artış TÜFE’deki artışa katkı yapmış durumda. MB’nin para politikası için yakından takip ettiği “I endeksi ” ise yüzde 9 .65’den 9.75’e  yükselmiş durumda.

Beklentilerden yüksek gelen enflasyon verisi sonrasında bono faizleri yükseldi. Bayramdan önceki Cuma günü yüzde 8.19 seviyesinden kapanan gösterge bono bileşik faizi, geçtiğimiz haftayı Arjantin ve IMF haberleriyle yüzde 8.75’lerden kapatmıştı. Enflasyon verisi sonrasında gösterge bono bileşik faizi yüzde 9.10’lara kadar yükseldi. Bayram öncesinde yüzde 8.75 bileşik seviyesinden kapanan 10 yıllık tahvil getirisi de yüzde 9.58’e kadar yükseldi, günü yüzde 9.42 seviyesinden kapattı.

Son iki aydaki enflasyon verisiyle birlikte MB’nin “enflasyonda belirgin düşüş beklentisi” de mazide kalmış oldu. Üstelik bu dönemde seçimler nedeniyle ertelenen kamu zamlarını da unutmayalım. Önümüzdeki aylarda başta doğal gaz olmak üzere kamu fiyatlarının da artması durumunda, MB’nin yılsonu hedefi olarak belirttiği yüzde 7.6 hedefine ulaşmak hayli zor olacağa benziyor!

Aslında son veri iyi bir fırsat!

Geçtiğimiz üç Para Politikası Kurulu toplantısında MB politika faizlerini toplam 175 baz puan indirdi. Geçtiğimiz ayki toplantı öncesinde MB’nin en azından enflasyondaki gelişmeleri beklemesi gerektiğini ancak MB’nin politik baskılar nedeniyle 50 baz puanlık bir indirme gitmesin beklediğimi yazmıştım. Beni yanıltmadılar.

Temmuz toplantısında 50 baz puanlık indirim sonrasında da “verim eğrisinin yatay” seyretmesi durumunda yeni faiz indirimi olabileceği mesajı piyasalara verildi. Hazır böylesi bir mesaj verilmişken,gelin hep beraber bir şey deneyelim ve MB, 27 Ağustos’ta yapacağı toplantıda faizleri en az 50 baz puan daha indirsin!

Hatta daha ayın başındayız, o kadar da beklemeye gerek yok.PPK, “olağanüstü” toplansın ve derhal bir faiz indirimi yapsın!  Yapsın ve hep beraber bu deneyin sonuçlarını izleyelim ve görelim ki “yüksek faiz mi enflasyonun sebebi; yoksa faiz, yüksek enflasyonun bir sonucu mudur”?

Belki bu deney sonucunda, bizdeki enflasyonun yapısal sorunlardan kaynaklandığını yaşayarak öğrenebiliriz .

Bu deneyle; dünkü verilerden sonra iyimser hesaplamayla yüzde 0.6’ya yükselen “eksi reel faizin” tasarruf açığı olan ve bunu yurt dışından “tasarruf ithal ederek” karşılayan bir ülke olarak, daha ne kadar sürdürebileceğimizi de test etmiş oluruz!

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)