BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana Sayfaİlginç Bankacı HikayeleriErhan Tunçay: Tam bir deniz tutkunuyum----

Erhan Tunçay: Tam bir deniz tutkunuyum

Erhan Tunçay: Tam bir deniz tutkunuyum
21 Ağustos 2010 - 02:56 www.finansgundem.com

Erhan Tunçay şöyle diyor: Bence bir tekneniz varsa yazlık almaya gerek yok. Tekneyle her yere gidebilirsiniz'

Erhan Tunçay şöyle diyor: Bence bir tekneniz varsa yazlık almaya gerek yok. Tekneyle her yere gidebilirsiniz. Hatta büyük bir tekneniz olursa bir evinizin olmasına bile gerek yok. Bütün dünyayı gezebilirsiniz. Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği (TSRŞB) Genel Sekreteri Erhan Tunçay denize tutkun biri. Deniz tutkusu, ilk gençlik yıllarında babasının teknesiyle başlayan Erhan Tunçay, evinin bahçesinde yaşamını ve dünyaya bakışını anlattı. Önce çocukluktan başlayalım, nasıl bir çocukluk yaşadınız? Dolu dolu, güzel bir çocukluk geçirdim. Hayatımız hep bahçede, sokakta geçti. 1964’te, 3 yaşındayken Adana’dan İstanbul’a geldik. 1972 yılına kadar Hasanpaşa/ Kadıköy’de 3 katlı bir evde oturdum. Sakin bir çocuktum. Yaramazlık yapmazdım. Arkadaşlarımla futbol, misket oynardık, telden direksiyonlar yapardık. Çocukluğumuz sokakta özgürce geçebildiği için şanslıyız. Ya öğrencilik yıllarınız? Başarılı bir öğrenciydim. Babamın bir teknesi vardı. 15-16 yaşlarında adalara giderdik tekneyle. İstanbul’un denize girilen, temiz zamanlarıydı. Bu yüzden arkadaşlarla tekne ve denizle çok anılarımız var. Arkadaşlarımızla balığa çıkardık. Bunun yanı sıra ortaokul ve lisede ise lisanslı olarak basket oynadım. GEÇ KAZANILAN SINAV Hayatınızın dönüm noktaları neler oldu? Saint Joseph Lisesi’ne girmem hayatımda bir dönüm noktasıdır. Yedek listesinden girdim. Liseyi bitirdiğim yıl istediğim yerleri kazanamadım. İkinci yıl, Boğaziçi Üniversitesi matematik bölümünü kazandım, daha sonra kamu yönetimi bölümüne yatay geçiş yaptım. 2. yılın sonunda işletme bölümüyle double major yapmaya başladım. 1987 yılında mezun olurken Boğaziçi’nde iki fakülte bitiren tek kişiydim. Boğaziçi Üniversitesi’nde okumam ve Garanti Bankası’na girmek, bankadan sigortaya geçmem hayatımdaki önemli dönemeçlerdir. Hayatımdaki önemli noktalardan biri de eşim Nilgün ile tanışmamdır. DENİZ VE TEKNE Çocukken ne olmayı isterdiniz? Çocukken gemi inşa mühendisi olmak vardı aklımda. Hep tekne resimleri çizerdim. Hatta lisenin son dönemlerinde Almanya’ya gidip orada gemi inşa mühendisliği okumayı düşünmüştüm. Hayatta nelere önem verirsiniz? Hayatta önem verdiğim şeyler; sevdiklerim, ailem, yaptığım işi iyi yapmak, sorumluluklarımı yerine getirmek, düzgün biri olmak. İnsan ilişkilerinde de samimiyet ve açıklık, güven, karşılıklı anlayış benim için çok önemlidir. Kavgacı biri değilimdir. Konuları uzlaşarak çözmeye çalışırım. Peki nelere kızarsınız? Bir insanın işini iyi yapmaması, sorumluluğunu gerçekleştirmemesi veya iş ciddiyetiyle çalışmaması beni sinirlendirir. İnsanların ukala olması da beni rahatsız eder. TEKNE TUTKUSU İş dışında nelerden hoşlanırsınız? Koyu bir Fenerbehçe taraftarıyım. Statta maç izlemek çok keyif aldığım bir konu. Çocukluktan beri deniz, tekne ile ilgileniyorum. Tekne alalı 4 yıl oldu. 9,5 metre, tek motorlu, GPS’i, telsizi olan donanımlı bir teknem var. Tekneyle Bodrum, Marmaris, Göcek’e kadar gittik. 1400 mil yol yaptım. Tekneyi kendim kullanıyorum. Amatör denizcilik kitabını çalışıp, federasyonun imtihanına girdim. Amatör denizcilik ehliyeti ve telsiz ruhsatı aldım. Boğaz’a, Adalar’a giderken kullanıyoruz. Şu anda spor olarak da arada bir tenis oynuyorum. Her yıl Miltaş’ta Milli Resürans’ın Tenis Turnuvalarına katılıyoruz. Ama düzenli olarak oynamaya başlayıp kendimi biraz geliştirmem lazım. Ayrıca bahçe ile ilgilenmeyi de seviyorum. Evimizin bahçesine ilk domates fidelerini diktik, umarım yetiştirip meyvelerini yeriz. Kitaplarla aranız nasıl? Çok kitap okuyan biri değilimdir. Jean Christophe Grange’nin aksiyon, polisiye kitaplarını severim. Aşk romanlarını okumak pek cazip gelmiyor. Eskiden yakın tarihle çok ilgiliydim, ama son zamanlarda biraz koptum. MAKET HOBİSİ Bir de maket yapma hobim var. 2. Dünya Savaşı askerlerinin maketlerini yaptım. Önümüzdeki dönemde gemi maketleri yapmayı planlıyorum, ama nasıl zaman bulacağımı bilemiyorum. Ya müzik?.. Müzikle aram iyidir. Gelişme çağında 8 sene boyunca Fransız kültüründe okuduğum için Fransızca benim için çok farklı bir yerde. Eski Fransızca şarkıları çok severim. 80’li yılların şarkılarını, Türk sanat müziğini, fasıl şarkılarını ve dans etmeyi de. Herhangi bir müzik aleti çalmıyorum. Aslında gitar ya da bateri çalmayı isterdim ama olmadı. Bu da içimde kalan bir şeydir. ‘YEMEKLE ARAM İYİDİR’ Peki, yemeklerle aranız nasıl, yemek yapar mısınız, favori yemekleriniz neler? Yemek yapmayı da yemeyi de çok severim ve lezzetli olan her şeyi yerim. Kendim için pisboğaz bile diyebilirim. İştahım iyidir ve pek yemek ayırmam. Çok baharatlı, acılı, Uzakdoğu yemeklerini sevmiyorum. Genelde Türk mutfağını tercih ediyorum. En favori yemeğim gibi bir tercihim yok. Çok temiz ve düzenli olduğumu söyleyebilirim. Evde ve ofiste her şeyin düzgün olmasını severim. Ev işlerinde becerikliyimdir. Mutfağın düzenli olmasını isterim. Doğayla ve hayvanlarla ilginiz nasıl? Köpekleri çok severim. Köpeğimiz Bobo ailenin bir parçası. Evde bir kedimiz olmasına rağmen kedileri çok sevmiyorum. Doğayı severim. Bu sene Karadeniz’i gezme planımız var. Tatillerimizi kalabalık yerlerde değil, küçük butik otellerde geçirmeyi tercih ediyoruz. Büyük tatil köylerinde olmaktansa daha sakin yerlerde olmayı seviyoruz. Tekneyle tatile çıkmayı da seviyoruz. ‘HEDEFİM DEĞİŞİ YERLERİ GEZMEK’ Gelecekle ilgili planlarınız nedir? Gelecekle ilgili planlarımda sağlıklı olduğum sürece çalışmak var. Çalışmanın dışında hayattan olabildiğince zevk almak, hayatı yaşamak… Bence bir tekneniz varsa yazlık eviniz olmasına gerek yok. Tekne ile her yere gidebilirsiniz. Hatta büyük bir tekneniz olursa bir evinizin olmasına bile gerek yok, şartlar biraz zorlasa bile teknede de yaşayabilirsiniz. Vakit buldukça yurt içi ve dışında değişik yerlere seyahat etmeyi de planlıyoruz. TUNÇAY: CANI TEZ BİR ADAMIM TSRŞB Genel Sekreteri Erhan Tunçay Kendisini şöyle tanımlıyor: “Canı tez bir adamımdır. Bir şey aklımdaysa onu hemen yapmalıyım, bekletemem. Bu durum bazen iyi bazen kötü olabiliyor. Biraz rahat olmak lazım belki de. Uyanır uyanmaz kalkıp güne erken başlamayı severim. Sabahları kalkıp bahçeyi sularım, köpeğimizi gezdiririm, gazete okurum. Uyanınca yataktan bir an önce çıkıp mutlaka bir şey yapıp güne başlamam gerekir. Geçmişte herkesi memnun etmeye çalışma düşüncem çok baskındı ama şu anda eskisi kadar değil. Çünkü hayatta herkesi memnun etmek ve belli bir eşitlikte tutmaya çalışmak mümkün değil. Damarıma basıldığı zaman çok tepki veririm.Toleransım yüksektir, ani sinirlenmelerim yoktur. Belki de bu doğru olmayan bir özellik çünkü insanlar sizin üstünüze gelip sizi kullanmaya çalışıyorlar. Ben insanlara bir mesafeyle bakmam. Kariyer olarak bir yere geldim, bir sürü iş yaptım gibi düşüncelerim olmadı. Geçmişte, gençliğimde neysem bugün de oyum.” ‘DEPREM SINAVIMIZ BAŞARILI’ Sigorta sektörüyle tanıştığı yıl büyük depremle karşılaşan Tunçay’ın 1999 depremiyle ilgili değerlendirmeleri de şöyle: “1999 depremi olduğu zaman henüz sigortaya yeni başlamış biriydim. Benim için bu deprem felaketi çok ciddi bir deneyim oldu. Benimle çalışan çok iyi bir ekibim vardı ve iyi bir planlama yaptık. O sene sermayesini yitirmiş bir şirkettik ama hem yılı başa baş kapatmayı, yani iyi bir performansla durumu düzeltmeyi, hem de depremle ilgili felaket hasar ödemelerini yapmayı becerdik. Bence o yıl sigorta sektörü hasar performansı ve yönetimi konusunda başarılı oldu. Biz de bu dönemin içinde yer aldık ve bana çok iyi bir deneyim oldu. Ayrıca 1999 yılı bizim için geçiş dönemiydi çünkü şirketi yeniden yapılandırıyorduk. Sadece deprem felaketini yönetmek için gösterdiğimiz ekstra çaba değil, bu geçişi yapmamız için de bir sürü yenilik ve hizmeti farklılaştırma çabamız vardı. Ekibimiz güçlü bir ekipti ve bütün bu süreçleri başarıyla atlattık. Sigorta sektörüne girdiğimde bu sektörle ilgili hiç bilgim yoktu. Ancak Garanti Bankası’ndayken bilanço yönetimi konusunda deneyimliydim. Bu deneyimin bana çok faydası oldu.” NİLGÜN TUNÇAY: ERHAN MÜKEMMELİYETÇİ BİR İNSAN Hayat arkadaşı Nilgün Tunçay, Erhan Tunçay’ı şöyle anlattı: “Erhan, mükemmeliyetçi biri. İnsanların işlerini doğru çizgide yapmaması kendisini rahatsız eder. Son derece iyi kalpli ve herkesi memnun etmeye çalışır. Aslında herkesi memnun etmek mümkün değil ve bu yüzden bu düşünce biraz ütopik geliyor bana ama Erhan hala bunun peşinde. Bencil değildir, empati yapar. Çalışkandır.” Nilgün Tunçay ilişkileri konusunda da, “Eşinizle hayattan farklı beklentileriniz varsa geçinmek, anlaşmak mümkün değil. Bizim hayattan beklentilerimiz ortak. Her şeyi birlikte yaşamak ve birlikte yaşlanmak” dedi. sigorrtacı gazetesi
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)