BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro EkonomiEnflasyon yeni faiz indirimi getirir mi?----

Enflasyon yeni faiz indirimi getirir mi?

Enflasyon yeni faiz indirimi getirir mi?
05 Ağustos 2019 - 09:09 www.finansgundem.com

Milliyet ekonomi yazarı Ali Ağaoğlu: Asıl ağustostan sonraki 3 aya ait TÜFE verileri önemli olacak

Bugün temmuz ayı enflasyon verisi açıklanacak. Beklentiler TÜFE’de yüzde 1.5 - 1.7’lik artış yönünde. Geçtiğimiz yıl ağustosta yaşanan kur şoku öncesi son sakin ayda TÜFE yüzde 0.15 artmış, kurdaki zıplamanın arkasından şok fiyat artışları yaşanmıştı.

Geçtiğimiz ay benim ıspanak - ceviz endeksimin veri toplamasında sorunlar yaşandı (pazara gidemedim!). Ancak sınırlı veri ile yüzde 1’in üzerinde aylık bir artış gelme ihtimalinin yüksek olduğunu düşünüyorum. Yüzde 1.27’nin üzerinde gelebilecek bir rakam, yıllık tüketici enflasyonun yeniden yüzde 17’ye çıkmasına neden olacaktır. Piyasa beklentisinin ortasına denk gelen yüzde 1.6’lık bir artış, yıllık TÜFE’nin yüzde 17.39’a tırmanmasına neden olacaktır.

Asıl ağustostan sonraki 3 aya ait veriler önemli olacak. Zira geçtiğimiz yılın aynı dönemindeki artışlar oldukça yüksekti. Bunların veri setinden çıkıp, yenilerinin gelmesi ile birlikte enflasyon rakamlarında önemli düşüşler olması bekleniyor. Nitekim geçtiğimiz hafta basının karşısına ilk kez çıkan yeni Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal da faiz indiriminin temelini bu beklentiye dayandırıyor.

Merkez Bankası tüketici enflasyonun 2019 yıl sonunda yüzde 13.9’a, 2020 yıl sonunda yüzde 8.2’ye, 2021 yıl sonunda ise yüzde 5.4’e gerileyeceğine dair tahminlerini revize ettikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını bekliyor.

Aktarılamayan artış

Rapor açıklanmasında ‘Enflasyonu düşürmeye odaklı, sıkı bir politika duruşu ve güçlendirilmiş politika koordinasyonu altında, enflasyonun kademeli olarak hedeflere yakınsayacağı öngörülmektedir’ denilmekte.

Başkanlarından bağımsız (Tüm para politikası sadece başkan tarafından değil, Para Politikası Kurulu tarafından kararlaştırılıyor, yürütülüyor) önceki performanslarının pek de başarılı olmadığı da göz önüne alındığında MB’nın hedeflerini tutturmak konusunda ne kadar başarılı olacağını bekleyip görmek gerekecek. Beklerken de şimdilik yeni başkan Uysal’a biraz kredi tanımakta bir sakınca yok.

Bundan sonraki 3 aydaki enflasyon verilerinde dikkatle izlenmesi gereken konu TÜFE ile ÜFE (Üretici Fiyat Endeksi) arasındaki farkın kapanıp, kapanmayacağı olacak.

Geçtiğimiz ocak ayında yıllık TÜFE yüzde 20.35, ÜFE yüzde 32.93 seviyesinde gerçekleşmişti. Aradaki 12.58’lik puan farkı geçtiğimiz haziran ayında 9.32’ye (15.72 ile 25.04) kadar gerilemiş durumda. Bu farkın daralıyor olması gerekli.

Aksi takdirde ilerisi için “aktarılamayan” bir fiyat artışı üreticilerin üzerinde kalmaya devam edecek demektir. Bunun olası sonuçları ya mal tedariğinde sorun yaşamamız, ya da batan birileri nedeniyle tekelci veya oligopol sektörler nedeniyle suni fiyat artışları ile karşı karşıya kalmamız anlamına gelecektir.

Ekonomik canlılık

Diğer yandan geçtiğimiz hafta sigara ve doğal gaza zamlar geldi. Bu zamlar önümüzdeki ay yaşanabilecek olası düşüşlerin bir kısmının azalmasına neden olması, MB’nın olası faiz indirimlerini desteklemenin zorlaşması anlamına gelebilecektir. MB’nın olası Faiz indirimlerini beklemeden kamu bankaları eli ile buna önlem alınmaya çalışılıyor gibi.

Geçen hafta kamu bankaları konut kredilerinde ve şirketlere sağlanan kredilerde “indirimli faiz tarifelerini” açıkladılar. Faizler; 500 bin TL’ye kadar olan konut kredilerinde 180 aya (15 yıla) kadar olan kredilerde aylık 0.99’a indirilirken, A kredi notuna sahip şirketler için faizler yüzde 17 yıllık olarak belirlenmiş.

C grubu ise de üzülmeyin, faiziniz yüzde 18 olacak. “Önden yüklemeli” bu faiz indirimleri ile ekonomiyi canlandırmak hedeflenirken, diğer yandan kamu bankaları aracılığıyla kredi kullanacaklara önemli bir ‘sübvansiyon’ sağlanış gibi görünüyor.

Fed bekleneni verdi mi?

Geçtiğimiz hafta Fed politika faizi aralığını 25 baz puanlık indirimle yüzde 2.00-2.25’e çekti. Gerekçe olarak küresel yavaşlama ve ticaret gerilimleri gösterilirken Fed Başkanı Powell’ın bir faiz indirim döngüsüne girilmediğine yönelik açıklamaları piyasalarda az da olsa kafa karışıklığı yaratmadı değil.

Özellikle atılan adımı ‘faiz politikası döngüsünün arasında yapılan ayarlama’ olarak adlandırması ana trendin faiz artışı yönünde olup olmadığının sorgulanmasına neden oldu.

Euro’nun durumu

Piyasa bunu tartışırken, asıl bomba yine Trump’tan geldi. ABD Başkanı Çin’in almayı taahhüt ettiği yüksek miktarda ABD tarım ürününü almadığı gerekçesi ile Çin’den yapılan 300 milyar dolarlık ithalata, kendi deyimiyle “küçük bir ek koyarak” yüzde 10 gümrük vergisi uygulanacağını açıkladı.

Fed indirimi sonrası Trump’ın vergi hamlesi yeni faiz indirimlerinin habercisi olarak algılandı ve ABD 10 yıllık devlet tahvili getirileri Kasım 2016’dan beri ilk kez yüzde 1.84’lere geriledi.

Bir yandan küresel ekonomideki büyüme kaygıları ve güvenli liman arayışları, diğer yandan Fed faiz indirim beklentileri ABD tahvillerine olan iltifatı güçlendirmiş durumda.

Fed kararı sonrası, Trump öncesi, Euro dolar karşısında 1.1027’ye kadar gerilemişti. Teknik olarak Euro/Dolar paritesinde 1.1110 önemli bir destek idi, günlük kapanış başında bu seviyenin altında perşembe bir kapanış oldu. Ancak haftalık kapanış yeniden bu seviyenin üzerine çıktı.

Euro’da dip görüldüğünü düşünmüyorum. Dolardaki faiz indirimleri küresel büyüme kaygılarından dolayı ise (Dile getirilen mazeret bu, şahsen varlık piyasalarındaki balonu sürdürme amacıyla Wall Street şantajı olduğunu düşünüyorum!) diğer para birimleri de benzer faiz indirim sürecine girecektir. İlk olumsuz etkilenen de Euro olacaktır. Önümüzdeki günlerde 1.1110’un altında birkaç günlük ama daha önemlisi haftalık bir kapanış görecek olur isek 1.10750-1.0825 bandına doğru bir hareketi görebiliriz, üstelik de hızlı bir hareket olabilir bu! Euro’nun cılız yükselişlerinin de 1.1240-1.1300 ile sınırlı kalacağını düşünüyorum. En azından yıl sonuna kadar dönemde!

Ali Ağaoğlu / Milliyet

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)