Ekonomide sürücü koltuğuna ‘i-can’ kuşağı oturdu

FINANSGUNDEM.COM

Çin’in yükselen ‘i-can’ (yapabilirim) kuşağı,  ekonomide sürücü koltuğuna oturuyor. HSBC Çin CEO’su Helen Wong, dev ülkeyi ve küresel ekonomiyi etkileyen yeni tüketici jenerasyonunu kaleme aldı. İşte Helen Wong imzalı o yazı…

400 MİLYONDAN FAZLA İNSANI TEMSİL

Dünya ekonomisi 1950 ve 60’larda Amerikalı tüketicilerin ortaya çıkışı ile yeniden şekillendirildi. Bugün ise Çin’in yükselen ‘i-can’ (yapabilirim) kuşağı ekonomide sürücü koltuğuna oturuyor.

Çin’in geçtiğimiz otuz yıldaki hızlı sosyal ve ekonomik dönüşümü ‘i-can’ kuşağı adını verdiğimiz yeni bir tüketici jenerasyonunu ortaya çıkardı. Ekonomik büyüme yıllarında yükselişe geçen ‘i-can’ kuşağı Çin’de dijital ekonominin güçlenmesiyle birlikte şu an yeni dijital satın alma ve iletişim platformu Taobao-WeChat tarafından temsil ediliyor.

Çin’in ‘i-can’ kuşağı esasen web öncesi dönemden doğrudan mobil internet çağına geçerek kişisel bilgisayar dönemini atlamış oldu. ‘i-can’ kuşağının e-ticaret faaliyetleri dünyanın en büyük dijital ekonomilerinden birinin ortaya çıkmasını sağlarken, Çinli IT şirketlerinin global arenada varlıklarını hissettirmesine ön ayak oluyor.

Batı’nın Baby Boomers ve Y kuşağına ait özelliklerini bir arada içeren ‘i-can’ kuşağının demografisi oldukça benzersiz. Bu da Baby Boomers’ın sahip olduğu tüm fırsat, iyimserlik ve feraha sahip olmakla birlikte modern teknolojinin avantajlarından faydalanabildikleri anlamına geliyor.

Ebeveynlerine kıyasla daha küresel bir bakış açısına sahip olan bu kuşak, ülkedeki tek çocuk politikasının bir sonucu olarak bir tür “her şeyi yapabilirim” tutumuyla ülkede toplumu ve ekonomiyi dönüştürüyor. Bu kuşak ayrıca öncekilere göre daha girişimci, bireysel, açık görüşlü ve harcamaya istekli olma özellikleri taşıyor.

400 milyondan fazla insanı temsil eden ‘i-can’ kuşağı Çin nüfusunun yaklaşık üçte birini oluştururken, ABD ve Batı Avrupa’daki toplam çalışan insan sayısını aşıyor. Bu yeni kuşağın 2020 yılında Çin’in tüketim büyümesindeki payının %65 olacağı tahmin ediliyor. 2016 yılında %45 olan total tüketim harcamalarındaki payının ise %53’e yükseleceği öngörülüyor.

EGEMEN GÜÇ HALİNE GELECEKLER

Öte yandan bu kuşağın toplam ekonomik gücüne ilişkin olarak az sayıda istatistik bulunuyor. Çin’de internet kullanıcılarının sayısı 730 milyondan fazla, başka bir deyişle AB’nin toplam nüfusu veya ABD nüfusunun iki katı kadar. ‘i-can’ kuşağının %95’inden fazlası akıllı telefonlar aracılığıyla dijital kanalları kullanıyor. Yaklaşık olarak 500 milyonu ödeme yapmak için akıllı telefonlarını kullanıyor. 200 milyonu aşkın insan ise yemek siparişlerinde akıllı telefonlarını kullanıyor. ‘i-can’ kuşağı geçtiğimiz yıl sadece bir gün içerisinde, Bekarlar Günü’nde 17,8 milyar dolarlık alışveriş yaptı bu rakam geçen yıl ABD’de Şükran Günü, Kara Cuma ve Siber Pazartesi’de (internet üzerinden yapılan alışveriş günü) yapılan harcamaların toplamından fazla.

Bu kuşağın; Çin’in tüketici piyasasında egemen güç haline geleceği ve ülkenin ekonomik büyümesini destekleyeceği şüphe götürmez bir gerçek. ‘i-can’ kuşağının harcama gücü, ülkenin geleneksel olarak yabancı yatırım ve ihracat temelli olan büyüme modelini yurtiçi tüketim temelli olarak yeniden şekillendiriyor. Bu da Çin’in ‘i-can’ kuşağının yakın zamanda global ekonomik büyümede lokomotif bir güç haline geleceği anlamına geliyor.

‘i-can’ kuşağı daha sofistike ve uluslararası zihin yapısına sahip bir profil çiziyor. Tüketimleri konusunda daha seçici davranan bu kuşak, üründen hizmete, kitlesel olandan ‘Premium’ segmente geçiş yapıyor. Daha dengeli bir hayat arayışında olan ‘i-can’ kuşağı için sağlık hizmetleri ve kişiye özel deneyimler önem taşıyor. Dolayısıyla gelirlerinin daha büyük bir bölümünü günlük gereksinimler yerine sağlık hizmetleri, yaşam tarzı/eğlence hizmetleri ve ev eşya ve hizmetlerine harcıyorlar.

Tüketim alışkanlıklarındaki bu değişim, artan tüketici talebini karşılamayı hedefleyen özel sektörde inovasyon ve büyümeyi teşvik ediyor. Özellikle bilişim teknolojileri sektörü için geçerli olan bu durum, e-ticaret şirketi Alibaba, sosyal medya şirketi Tencent ve arama motoru devi Baidu gibi Çin şirketlerinin alanlarında global birer lider haline gelmesi ile kendini belli ediyor.

Son iki yılın öne çıkan gelişmelerinden bahsedersek;  Çinliler 2016 yılında mobil ödeme platformları aracılığıyla 5,5 trilyon dolar harcama yaptı; bu rakam ABD’de yapılan harcamanın yaklaşık 50 katına denk geliyor. Tencent’in WeChat uygulamasını kullananlar 2017’de Çin Yeni Yılı döneminde yaklaşık 46 milyar dijital kırmızı mektup gönderimi gerçekleştirirken, PayPal 2016’da 6,1 milyar ödeme işlemi tamamladı. Alibaba’nın ödemeler iştiraki olan Ant Financial’a ait Yu’e Bao 325 milyondan fazla müşterisi ve 165 milyar dolar fonu ile en büyük online fon yönetim şirketlerinden biri haline geldi. 2016 yılı sonu itibarıyla şirketin %99,72’sini bireysel yatırımcılar oluştururken, %0,28’i kurumsal yatırımcıları kapsıyor.

GLOBAL EKONOMİK İSTİKRARIN LOKOMOTİFİ

Bununla birlikte, Ping An destekli Çin’in en büyük online finansal hizmetler firması Lufax 2016 sonu itibarıyla kayıtlı kullanıcı sayısı bir önceki yıl sonuna göre %55 artarak 28,38 milyon olarak gerçekleşti. Şirketin işlem hacmi ise 2016’da bir önceki yıla göre %280 artarak 854 milyar dolara ulaştı.

Bu oyuncular tek bir mobil platform sağlamakla kalmıyor, her şeyi mobil tabanlı bir finans çözümü platformuna entegre ediyorlar. Alibaba ve Tencent’in elektrik, su, doğalgaz ödemeleri, ulaşım ve otel ödemeleri gibi hayatın farklı alanlarını mobil platformlarına entegre etmesi, akıllı telefonların her zaman her yerden tüm işlemleri gerçekleştirebilmesini sağlıyor.

Kısaca, müşteriler çok çeşitli günlük harcamalarını Alipay veya Tenpay’de oluşturdukları hesapları üzerinden yönetebiliyor. Bu hesaplar her bir işlemi otomatik olarak kaydederek nakit akışını analiz ediyor. Tüketicilerin ayrıca kredi, takas ve fon/hisse senedi işlemleri gibi birikim yönetimi çözümlerine de erişimleri bulunuyor.

Çin’in bu yeni ve modern ‘i-can’ kuşağı, uzun vadede ülkeyi daha dijital ve tüketici odaklı bir ekonomiye dönüştürecek. Bu kuşağın sahip olduğu harcama gücü, sadece Çin’in sürdürülebilir büyümesinde bel kemiği olmakla kalmayacak, global ekonomik istikrarın da lokomotifi haline gelecek.

HELEN WONG- HSBC ÇİN CEO’SU