BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemEge'de deprem korkusu----

Ege'de deprem korkusu

Ege'de deprem korkusu
18 Kasım 2013 - 16:04 www.finansgundem.com

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Ege Bölgesi için korkutan açıklamalarda bulundu

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan yaptığı açıklamada, İzmir'in kuzey ve güneyinin kırıklarla tanımlandığını ve ortası göçerek oluşan bir koy durumunda olduğunu belirtti.

İzmir koyunun bir ucunun Bornova'ya uzandığını ve Bayraklı, Alaybey, Karşıyaka, Bostanlı, Mavişehir, Çiğli ve Menemen bölgesinde de ana kırığın üzerine oturduğunu söyleyen Ercan, "En küçük bir deprem dahi olsa bu bölgede yaşayanlar hisseder. Bunun ana nedeni o bölgenin gevşek olması, yerin deprem dalgalarını 2-4 kat büyütmesidir" dedi.

 Bornova'dan Menemen yolunun güney kısmına kadar olan bölümün deprem için en güvensiz alan olduğuna dikkati çeken Ercan, bölgede yüksek katlı yapıların ve yapı temelinin ıslaklığa karşı yalıtılmamasının kabul edilemeyeceğini kaydetti.

 Mavişehir ve Çiğli bölgesinde görkemli çok katlı yapıların bataklık olarak anılan gevşek dolgular üzerine "büyük yüreklilikle" yapıldığını savunan Ercan, "Buradaki yapıların birçoğunda paslanma sıkıntıları, halk adıyla kemik erimesi başlamış durumdadır" diye konuştu.


GÜNEY CEPHESİ
Ercan, kentin güneyinden geçen İzmir kırığının ise Konak, Kemeraltı, Güzelyalı, Göztepe, Güzelbahçe ve Urla güzergahını izlediğine dikkati çekerek, "Bu bölgenin güneyinde kalan tepelik dağlık alanlar, yani Hatay, Balçova, Üçkuyular, Eşrefpaşa, Buca, Şirinyer gibi kesimler depreme karşı daha dayanıklı. Ancak bu çizginin kuzeyinde yer alan Kahramanlar, Basmane, Çankaya, Alsancak, Konak, Urla ve İnciraltı'nın deniz yakası depreme karşı daha duyarlıdır" dedi.

İzmir'de meydana gelecek olası depreme ilişkin tartışmaların zaman zaman kamuoyunun gündemine geldiğini anımsatan Ercan, şöyle konuştu:

 "İzmir'de nerede deprem olacak derseniz, İzmir kırığı ile Seferihisar kırığının kesişim yeri olan Urla'dan korkarım. Olağan koşullarda Seferihisar Urla kırığı en çok 6.5 büyüklüğünde olur ancak Karaburun, Foça, Midilli üçgeni içinde beklediğim deprem 7 ile 7.2 arasındadır. Süre konusunu söylemek güç. Deprem en çok İzmir'in kuzeyinde Yamanlar Dağı'nın güneyinde etkili olur. İzmir'deki yapı göçmelerinin oranı ise yüzde 1,5 ile 2 arasında değişebilir."

 Depremin yol açacağı zarardan korunmak için tek çarenin kentsel dönüşüm olduğunu da söyleyen Ercan, birinci derecedeki deprem etki alanında kentsel dönüşüm değil bireysel olan yapısal dönüşüm gerçekleştirildiğini, öncelikle Bostanlı Çarşısı ve bölgesinin dönüştürülmesi gerektiğini kaydetti.

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından afet senaryosu planlaması amacıyla gerçekleştirilen çalışmanın doğru ve yetenekli eller tarafından hazırlandığını söyleyen Ercan, depremde sığınılacak yerin Bostanlı, Mavişehir civarı olmadığını, kent merkezinde ise olası bir deprem anında Kültürpark'ın güvenli olabileceğini kaydetti.


MURATHAN: "FAYIN HARİTALANMASI GEREKİYOR"
Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Alim Murathan da İzmir'in deprem riski yüksek kentler arasında yer aldığını, kentte 13 aktif fay bulunduğunu hatırlattı.

İzmir'i doğudan batıya kesen İzmir Fayı'nın en son 1688 yılında deprem ürettiğine ve o depremde de 20 bin insanın yaşamını yitirdiğine işaret eden Murathan, mevcut fayların bugün de toplu yaşam alanlarından geçtiğini söyledi.

 Radius Projesi kapsamında İzmir'in deprem master planının yapıldığını, kentte meydana gelebilecek bir depremin senaryosunda 5-19 bin insanın hayatını kaybedeceği yönünde tahminlerin bulunduğunu belirten Murathan, "Planın gereğini, başta İzmir Büyükşehir Belediyesi sonra da İzmir Valiliği yerine getirmemiştir" dedi.

 Murathan, fayların haritalanması gerektiğine dikkati çekerek, fayların kaç yıl aralıkla deprem ürettiğinin de belirlenmesi gerektiğini ifade etti.

 Asıl deprem üretecek fayların belirlenmesinden sonra kentsel dönüşüm yapılması gerektiğini de dile getiren Alim Murathan, "Riskli alanların dönüştürülmesi için öncelikle riskli alanların belirlenmesi gerekiyor. Biz kentin gerçekten yenilenmesine hizmet eden bir kentsel dönüşümü benimsiyoruz" dedi.

GÜNDOĞDU: "EGE'DE TSUNAMİ TARİH BOYUNCA OLMUŞ"
İstanbul Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu ise İzmir'deki deprem tehlikesinin Ege'nin kıyı bölümünde yer almasından kaynaklandığını belirtti.

 Marmara ve Ege'deki faylarda hareketlilik olduğunu söyleyen Gündoğdu, şöyle konuştu:
 "Fazla enerji elbette büyük depremlere neden oluyor. Şimde de böyle işaretler var. Ege'de 6-7 aydır deprem sayısı iki katına çıktı. Bütün bunlar riske işaret ediyor. İzmir civarındaki bazı faylar biliniyor. Bazı depremler hakkında tarihsel bilgiler var ama daha çok çalışılması gerekiyor. Ege'deki depremlerde tsunami tarih boyunca olmuş, İzmir'in öne çıkma nedeni de bu."

 Gündoğdu, Türkiye'nin bazı bölgelerinde kentsel dönüşümün başladığına da değinerek, kentsel dönüşümün güçbirliği istediğini, ülkedeki çok sayıda binanın yaşlandığını ve depremlerle de yorulduğunu sözlerine ekledi.
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)