BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaDövize mi yoksa TL'ye mi müdahale gerekir----

Dövize mi yoksa TL'ye mi müdahale gerekir

Dövize mi yoksa TL'ye mi müdahale gerekir
08 Mayıs 2018 - 06:03 www.finansgundem.com

Hürriyet yazarı Uğur Gürses, dövizdeki hızlı yükselişe rağmen faiz artırma kararı almayan Merkez Bankası'nı eleştirdi. İşte Gürses'in o yazısı:

Parası son üç ayda yüzde 10’dan fazla değer kaybeden, bunun da yarısı son 1 ayda olan ülkenin merkez bankası, yaptığı geç ve yetersiz faiz artışına karşın hala parası değer kaybediyorsa hafta sonu acilen toplanıp faiz kararı alırdı. Ama olmadı.

Kerteriz olarak paranızın değerini değil de siyaset gibi başka bir değeri alıyorsanız paranız değer kaybetmeye devam eder.

Hatta ve hatta “bastığınız paranın değerini koruyacak çıtayı” yeterince yükseltmediğinize değil de başkalarının bastığı paranın likiditesinin yetmediği gibi “cambaz” oyununa girişiyorsanız paranız yine değer kaybetmeye devam eder.

İşte geçen 10 günün özeti bu.

Para piyasasında üç ayın üzerindeki faizler yüzde 15’in üzerinde. Bir yıllık Faiz oranları 15.85’te. 2 yıllık tahvil faizleri ise 15.30’da. Gecelik faizlerin Merkez Bankası’nca yükseltmiş hali ise yüzde 13.50’de duruyor.

Tahvil pazarında bankalararası fiyatlamada sorunlar var; alış-satış kotasyonlarının arası açılmış ve işlemler azalmış durumda.

Bu yüzden tahvil pazarında fiyatlama belirsizliği var. Daha önce tahvil almış olup da satmak isteyen yatırımcılar özellikle de yabancılar, tahvil satışında açık marjlı fiyatlarla karşılaştıklarından şikâyet ediyor. Bunun sonunda da “TL risklerini” döviz alarak kapatmaya çalışıyorlar; buna “FX hedge” deniliyor.

Merkez Bankası piyasanın gerisinde kaldıkça bu belirsizlik sürüyor ve oyuncuları döviz almaya sevk ediyor. Bir şekilde “Türkiye riskini” azaltmak isteyen yatırımcılar, varlığı satamıyorsa risk azaltmak için döviz alıyor.

Merkez Bankası zaten enflasyonun gerisinde kaldı; enflasyon tahminini ilan ettiği günden bu yana 8 gün geçti ve zaten piyasa beklentilerinin de gerisindeki tüm tahminler çöpe gitti. Üstüne üstlük, 8 günde döviz kuru yüzde 5’e yakın yükseldi. Piyasa kendi beklentilerinin de üzerine bu kur etkisini de ekledi.

İşte bu yüzden, “parasının değerini savunan” bir merkez bankası olsaydı; hafta sonu toplanıp faizleri, piyasanın kendisine atfettiği kapasite olan “beklentinin” değil, enflasyonun geleceği yere uygun biçimde “yeterince” artırma kararı alırdı. Türkiye, E7 olarak tanımlanan gelişen ülkeler içinde hem sermaye hareketleri hem de finansal ve ticari açıdan gelişmişlikte önde gelen bir ülke iken, enflasyonla mücadelede “az gelişmiş” bir tablo çiziyor. Keşke bu keyfekeder bir tercih olsaydı; sonuçlarından kaçamıyoruz.

Nisan ayındaki enflasyon verileri gösteriyor ki; fiyatlama davranışında rekor bir bozuluşa tanık oluyoruz. 407 kalem mal ve hizmetin 299’u yani yüzde 73.5’i artmış. Böyle bir bozulma 2003 sonrası tarihte görülmedi. Ayrıca sadece 8 gündeki kur artışından tüketici fiyatlarına yansıyacak etki 1 puana yakın.

250 BAZ PUAN

Merkez Bankası’nın hem enflasyonda kararlılık hem de piyasa ile arasında olan farkı kapatabilmek için en az 2.5 puanlık faiz artışına gitmesi gerekiyor.

Seçim kararı alındıktan sonra görülen kur gerilemesiyle Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a “seçimin sonucu, bugün piyasaların verdiği tepkiden belli mi olmuştur?” dedirten olgunun ardındaki şuydu; “seçime giderken kur artışına seyirci kalmazlar; Merkez Bankası’na faiz artışı için yeşil ışık yakılır”. Bu safça beklenti idi. Ne yazık ki; şimdi geldiğimiz yerde, “Merkez Bankası gereğince faiz artıramayacak, kur alır başını gider” bakışı yerleşiyor. Bu döngüde, döviz borcu olan da TL varlığı olup da satamayan da döviz alarak başının çaresine bakmaya çalışıyor.

Merkez Bankası, dün olduğu gibi, döviz olarak yatırılan zorunlu karşılıklarda katsayı ayarlaması yaparak; 2.2 milyar dolarlık likiditeyi bankalara iade edip 6.4 milyar TL’yi piyasadan çekerek yine özle uğraşmak yerine şapkadan tavşan çıkarmaya çalıştığını ama çıkaramadığını piyasaya kanıtladı, kur yükseldi.

Sorunun dövizde değil, TL’de olduğunu sağır sultan biliyorken Merkez Bankası’nın bilmiyor olması olanaksız; “TL faizini artıramıyorum, döviz likiditesi vererek kuru sakinleştirmek istiyorum” mesajını vererek TL’yi bir tur daha yaralamaktan başka bir işe yaramadı zaten.

Sorun başkalarının bastığı parada değil, kendi paramızda; o yalnız ve güzel para olan TL’nin değer kaybında.
ETİKETLER :
YORUMLAR (7)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • fafa08 Mayıs 2018 19:14

    Tek çare üretim,bu ülkenin kurtuluşu üretimde;üretilen malı pahalı da olsa alacaksın fasulyeye bile döviz ödemeyeceksin.Dövizin de ,faizin de bütçe açığının da tek çaresi üretim.

  • fafa08 Mayıs 2018 19:07

    Merkez Bankası Başkanı ekonomik realiteyi değil,Sayın Cumhurbaşkanımızın ağzından çıkacak sözleri takip ediyor;yani korkuyor,ama zararı ülke görüyor. İnsanlarda bir telaş ,bir korku,bir panik görmüyorlar mı ?Eminönün'e gelsinler insanların dövize nasıl saldırdıklarını görsünler.

  • Tufan08 Mayıs 2018 09:48

    Faiz artışı hikayeleri başladı. Faiz artışının maliyeti yıllık ne olacak hazineye? 250 baz puan artış 50 milyar tl yıllık zarar yazar tahminim. Sebeb enflasyon artışı gösteriliyor. Yapılması gereken faizi arttımak değil. Arttırdığında cebinden çıkacak tutarı vergi indirimi olarak piyasaya ver, enflasyon düşsün. Yakıtda ötv yi sıfıra çek. Yerli üretilen ürünlerde sıfıra çek. Faize ödeyeceğine vatandaşa öde.

  • demirkan 08 Mayıs 2018 10:39

    YAKITTA ÖTV SIFIRA ÇEK. 25 MİLYON ARAÇ AZ GELDİ BİRAZDAHA ALSINLAR. TÜRKİYE Yİ BATIRAN ARAÇ OLDU. DEMİRYOLLARI TOPLU TAŞIM ARAÇLARI NA. DAHA ÇOK YATIRIM YAPILSAYDI. ARAPLARA RUSLARA DÖVİZ AKITMAZDIK. SOKAKLAR ARABADAN GEÇİLMİYOR. PARK YERİ GARAJ KAVGASI HERGÜN MAHALLEDE. ÖTV Yİ KDV Yİ İNDİR BORÇLARI SİL. ÖNÜNE GELENİ EMEKLİ ET. BU HARCAMAYA BÜÇÇEMİ DAYANIR?. HANGİ HÜKÜMET GELİRSE GELSİN. DURUM HİÇDE İYİ DEYİL HALIRLISI.

  • Okie Dokie08 Mayıs 2018 08:41

    Uğur Bey gayet güzel anlatmış. Ama karşısında ülke ekonomisini çökertmeye yeminli ve ekonominin E'sinden anlamayan bir merkez bankası yönetimi var. O yüzden ne dese boş.

  • Türkoğlutürk 08 Mayıs 2018 08:26

    Ekonomi kurmaylarına müdahale edilmeli. Hiçbiri işe yaramıyor

  • Yatırımcı08 Mayıs 2018 08:06

    Bu yoruma katılıyorum. Akp maalesef ekonomiyi siyaset uğruna feda ediyor. Faiz artırımında geç kalındı. Bunun faturası çok ağır olacak. Dolarda 4.50-4.55 hedefi teknik olarak grafikte görülüyor. Sn Gürses şu anki durumu çok güzel özetlemişsiniz.