BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkBu düşüş, bizim büyümemizi tetikler----

Bu düşüş, bizim büyümemizi tetikler

Bu düşüş, bizim büyümemizi tetikler
22 Nisan 2013 - 09:32 www.finansgundem.com

İş Bankası Genel Müdürü Bali: Faizdeki düşüş bankaların büyüme refleksini tetikler

 İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, faizlerdeki düşüşün bankaların büyüme refleksini uyandıracağını söyledi. Merkez Bankası politikalarının da etkisiyle geçen yıl yaz aylarından beri faizlerde kademeli bir düşüş yaşanırken Adnan Bali, düşen faiz ortamında marjlarında daraldığını belirtti. Bali, "Fonlama faizleri düşüyorsa bunun gereği olan güncellemeler yapılır. Bu bizim işimizin gereğidir. Bizim asıl işimiz kredi vermek olduğuna göre zaten bu güncellemeyi yapmazsanız rekabetçi olamazsınız" dedi. 
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Türkiye ekonomisinin katlanabildiği işsizlik ile katlanabildiği cari açık dengesini yakalayarak optimal büyüme oranını aradığı bir dönem yaşadığını düşünüyor. Merkez Bankası'nın elindeki politika araçlarıyla ekonomideki dengeleri kurma noktasında esnek bir yapıya da sahip olduğunu ifade eden Bali, büyümede bir ivmelenme gelmezse buna uygun politika bileşenlerinin geleceğine inanıyor. Merkez Bankası'nın politika faizi tarihi dip seviyelerine gerilerken para otoritesi aynı anda rezerv opisyon katsayılarında da ayarlamaya gitmişti. Adnan Bali, faizlerdeki düşüşün bir projenin vade ve risk yapısına da bağlı olarak piyasaya etki edeceğine de değinerek "Fonlama faizleri düştüğü zaman bu aynı zamanda marjlarında daralmasına neden oluyor. Yani faizler düşüyor ama marjlarda daralarak düşüyor. O marj korunarak aşağıya inilmiyor" dedi. Bali, bunun nedenini de anlatırken de "Marjların daralacağı öngörüsü ile rekabet artıyor. Daralan marjlara cevap verebilmek için oyuncular daha fazla büyümek suretiyle geliri artırmak istiyorlar" ifadesini kullandı.
2010 yılında net faiz marjlarının 5.8 civarında olduğunu hatırlatan Bali, o dönemden itibaren Merkez Bankası'nın zorunlu karşılık politikası, zorunlu karşılıklara Faiz ödememesi gibi sebeplerinde etkisi ile marjların daralmaya başladığını anlattı. Bali, "O dönemde bankacılık sektörü önlemlere büyüyerek refleks göstermeye çalıştı. O refleksin de en açık ara olanını biz gerçekleştirdik. Sonuçta eski marjları uygulayabileceğiniz bir durum yoktu, bu durumu değiştirme imkanınız da yoktu. Şu anda da benim kanaatimce sistemin büyüme refleksi yeniden uyarılmış olacak. Bu da kanaatimce fiyatların aşağı gitmesini gerektirir" diye konuştu. 
 Güncelleme yapmazsanız rekabetçi de olamazsınız
 Faiz düşüşün kredi faizlerine yansıyıp yansımayacağının sorulması üzerine ise Bali, Merkez Bankası'nın 1 haftalık repo faizi olan politika faizini düşürdüğüne işaret ederek şöyle devam etti: "Fonlama faizleri düşüyorsa bunun gereği olan güncellemeler yapılır. Bu bizim işimizin gereğidir. Bizim asıl işimiz kredi vermek olduğuna göre zaten bu güncellemeyi yapmazsanız rekabetçi olamazsınız. Ama zaman zaman fonlama maliyetlerindeki düşüşe paralel ölçüde kredi faizlerinin düşmediği yönünde tartışmalar oluyor. Fonlama maliyetlerinden bağımsız olarak farklı değişkenlerde işin içine giriyor. Bugün bir proje kredisi verdiğinizde 15-18 yıl vadeden bahsediyorsunuz. Finansör fonlama maliyetlerinden bağımsız olarak, düşen faizin sürdürülebilirliği konusundaki öngörülerine, krediyi kullandırdığı yerin risklilik düzeyine, likiditesinin maliyetini oluşturan vadeye,  yaptığı plasmanın vadesine de bakıyor. Çok genel mahiyette şunu söyleyebilirim ki bu fonlama maliyetlerini aşağı çeken bir etki yapacağına göre rekabetçi olmak için bunun gereği olacaktır. Ticareti, üretimi destekleyecek tarzda şimdiye kadar olduğu gibi yeni şartlarda da kredilerimizi faizleri ayarlayarak yöneteceğiz diyoruz."
 İşin turnusolu ikinci çeyrekte belli olacak
 Kredide yüzde 15 büyüme tavsiyesine ilişkin olarak "Her türlü şarttan bağımsız bir prensip sınırı konulduğunu sanmıyorum" yorumunu yapan Bali, ekonomik büyüme ile uyumlu olarak ileride daha net mesajlar gelebileceğini de belirtti. Bali, "İşin turnusolu ikinci çeyrekte belli olur. İkinci çeyrekte yeterli ivmelenmenin olmadığı görülürse veya onun öncüleri çıkmaya başlarsa piyasaya hemen daha net, destekleyici, mesajlar gelir. Zaten Merkez Bankası'na faiz koridorunun kendisi ve aynı zamanda rezerv opsiyon katsayısının kendisi politika faizinden çok bağımsız ters yönde hareket edebilecek bir esneklik ve hızlı reaksiyon imkanı veriyor. Likidite politikalarını da ona göre ayarladığınız zaman piyasayı yönlendirme imkanına sahipsiniz. Ben önümüzdeki dönemi büyük ölçüde büyümenin bu kez cari açık açısından yeninden finansal istikrarı tehdit edecek boyuta gelmemesini sağlamaya dair bir ayarla geçeceğini düşünüyorum. Sürekli kollanacak ve buna uygun bir politika bileşeni tutturulacak" değerlendirmesinde bulundu. 
Yüzde 5 büyüme, yüzde 5 enflasyon ve yüzde 5 cari açık/milli gelir hedeflerinin hemen bugünden yarına ulaşılacak hedefler olmadığını  aktaran Bali, "Benim gördüğüm Türkiye katlanabildiği işsizlikle, katlanabildiği cari açığı optimize eden bir büyüme arıyor" dedi. (DÜNYA)
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)