BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro EkonomiBu büyüme değil, çalmaktır!----

Bu büyüme değil, çalmaktır!

Bu büyüme değil, çalmaktır!
22 Ekim 2013 - 11:23 www.finansgundem.com

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Amerika'da "Türkiye’nin Temel Büyüme Sektörleri" konferansında önemli açıklamalarda bulundu

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, büyümenin, yoksulluğu azaltıp, eğitim ve sağlık sistemini iyileştirip iyileştirmediğine bakılması gerektiğini belirterek, "Eğer değilse,  bu büyüme değil, dünyanın yeni nesillerinden çalmak demektir" dedi.
Ali Babacan, Los Angeles’ta Türkiye Yatırım Haftası kapsamında UCLA Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde verdiği "Türkiye’nin Temel Büyüme Sektörleri" konferansında, Türkiye’nin ekonomide büyük bir dönüşüm yaşadığını, ekonomide yaşanan büyümenin demokrasi ve özgürlük alanında yaşadığı gelişmelerden bağımsız olmadığını belirtti.
Son 10 yılda geliştirilen politikalar, ekonomik ve demokratik reformlara da değinen Babacan, milli gelirin bu süre içinde 3-5 bin dolar bandından 10 bin doların üstüne çıktığını belirterek, Türkiye’nin ekonomik başarısına, demokrasi ve özgürlük alanında atılan adımların da katkısına dikkati çekti.
Bir ülkenin istikrarlı bir büyümeyi gerçekleştirip gerçekleştirmediğinin, finansal, sosyal ve çevresel anlamda yaşanan gelişmelerle ölçülmesi gerektiğini söyleyen Babacan, "Bir ülkedeki büyüme, o ülkedeki yoksulluğu azaltıyor mu, eğitimi iyileştiriyor mu, sağlık sisteminin kalitesini yükseltiyor mu bunlara bakılması gerekir. Eğer değilse,  bu büyüme değil, dünyanın yeni nesillerinden çalmak demektir" dedi.
Türkiye'de yaşanan sosyal dönüşüm sürecinden örnekler veren Babacan, 300’den fazla televizyon kanalı, 1100’ün üzerinde radyo istasyonu ve yüzlerce gazete bulunan Türkiye’nin internet erişimi ve sosyal medya kullanımında da en yüksek orana sahip olan ülkeler arasında olduğunu aktardı.
Türkiye’nin genç nüfus yapısına da dikkati çeken Başbakan Yardımcısı, 2009 krizinde Türkiye’nin ön tedbirlerle dünyayı ve AB ülkelerini büyük oranda etkileyen ekonomik krizden yara almadığını, dünyada bir çok banka batarken Türkiye’de iflas eden bir tane bile banka bulunmadığını belirtti.
ABD ile Türkiye’nin müttefikliğine vurgu yapan Babacan, Türkiye’nin coğrafik olarak, 3 kıtanın bağlandığı bir noktada olduğunu ve İstanbul’un finansal anlamda da bölgesel bir çekim merkezi olma yönünde ilerlediğini, Rusya, Çin ve Hindistan'la ilişkilerin daha çok ekonomik anlamda hızla geliştiğini, 35 büyükelçilik bulunan Afrika’da bir çok ülke ekonomik nedenlerle temsilciliklerini kapatırken, Türkiye'nin sayıyı artırdığını dile getirdi.
Avrupa’da yaşanan ekonomik kriz sonrasında, Türkiye’nin AB’ye girme niyeti konusunda bir değişiklik olup olmadığının sorulması üzerine, Türkiye’nin AB üyeliği için 1966 yılında başvurduğunu hatırlatan Babacan, Hırvatistan’ın bile AB üyeliğinin tamamlandığını ancak Türkiye’nin önünde uzun bir yol olduğunu söyledi.
Üyelik çalışmalarının devam ettiğini belirten Babacan, "Hala uzun bir yolumuz var. Bu hazır olmadığımızdan değil. Türkiye üye olursa, nüfus yoğunluğundan dolayı Fransa ve Almanya gibi oy hakkına sahip olacak. Biz AB üyelerinin buna hazır olup olmadığını bilmiyoruz. AB’nin Türkiye’yi üyeliğe kabul etmeye hazır olmasından daha önce, Türkiye AB’ye girmeye hazır olacaktır" diye konuştu.
Uluslararası yatırımlarla ilgili bir soruya da Ali Babacan, yatırımcıların bir ülkeye yatırım yapacakları zaman o ülkenin siyasi istikrarına baktıklarını, bazı ülkelerin istikrar için güvenliği ön planda tutan politikalar geliştirdiğini, Türkiye’nin ise demokrasiyi ön plana çıkardığını belirterek, 1990’lı yıllarda askeri darbelere açıklık konusunda problemli bir dönem yaşayan Türkiye'de son 11 yılda bu tür endişelerin de giderildiğini kaydetti.
Gezi olaylarına da değinen Babacan, olayların sakinleştiğini, açıklanan paketin de demokratik hakları çoğaltırken, nefrete yönelik cezaları ağırlaştırdığını, barışçıl protestoların önünün açıldığını belirtti.
Arap ülkelerinde yaşanan geçiş sürecinde Türkiye’nin bölge için örnek teşkil ettiğini, 11 yılda önemli adımlar atıldığını, ancak daha çok mesafe alınması gerektiğini vurgulayan Babacan, "Sadece Türkiye’yi değil, etki alanımızı da düşünerek hareket ediyoruz" dedi.
"Türkiye’de girişim hiç bu kadar kolay olmamıştı"
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da 3 milyon üyesi olan Amerikan İş Konseyi aracılığı ile Türkiye’ye yatırım daveti yaptı. Kalabalık bir işadamı heyetiyle ABD'de bulunan TOBB Başkanı, "Amerikan şirketlerini uzun süreli yatırımlar için Türkiye’ye çağırıyoruz" dedi.
Ekonomik reformlara da değinen Hisarcıklıoğlu, "Türkiye, İslam dünyasındaki en yenilikçi ülke... Dünyanın en gelişmiş 10 ekonomisinden biri olmak istiyoruz. Amerikan şirketlerini uzun süreli yatırımlar için Türkiye’ye çağırıyoruz. Türkiye'de sizin ortağınız olmak isteriz. Türkiye’de bir işe girişmek hiçbir zaman bu kadar kolay olmamıştı" diye konuştu.
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • zulkarneyn22 Ekim 2013 11:47

    Hükümet fahiş vergi topluyor alınan vergiler devletimizin ekonomimizi iyi gösteriyor. Ama iyileşme halka yansımıyor. Amerikanın ekonomisi kötü olsa bile halka bu kadar yansıtmıyor. Osmanlı hükümeti gayri müslümlerden vergi alırken bile bukadar almıyordu. Bu hükümet eski kriz zamanında çıkartılan alınan vergilere yenilerini de ekleyerek halkın sırtına binmeye devam ediyor.