BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkBDDK'nın önlemleri sektörü nasıl etkiler?----

BDDK'nın önlemleri sektörü nasıl etkiler?

BDDK'nın önlemleri sektörü nasıl etkiler?
25 Eylül 2014 - 13:10 www.finansgundem.com

Finansbank Genel Müdürü Temel Güzeloğlu bankacılık sektörüne dair çok önemli açıklamalarda bulundu

Son yıllarda en fazla tartışılan sektörlerin başında bankacılık geliyor. Özellikle alınan ücret ve komisyonlara yönelik yapılan eleştiriler ve düzenleyici kurumların aldıkları önlemler bankacılık sektörünü gündemin üst sıralarında tutuyor. Hem yoğun rekabet ortamı hem de alınan tedbirler sektörün “iş yapış” biçiminde yapısal değişikliklerin yaşanmasına neden oluyor. Kurumların neredeyse tamamı “maliyet hesabı” nedeniyle bireysel bankacılık  faaliyetlerini dijital ortama yönlendirme çabasında. Sektörün düşen özsermaye karlılığı “büyüme-kredi” korelasyonunun tartışılmasına neden olurken KOBİ ve ticari bankacılığın önemi her geçen gün artıyor.

Böyle bir ortamda Finansbank Genel Müdürü Temel Güzeloğlu ile BDDK’nın aldığı önlemler, mobil-internet bankacılığının geleceği, Finanbank’ın planlanan yüzde 40 halka arzının ne şekilde yapılacağı, sektör ve Finansbank’ın hedefleri, Fed’in faiz artırım sürecinin Türkiye’ye etkilerini Habertürk.com'dan Ufuk Korcan'a anlattı.

İşte Temel Güzeloğlu’nun yaptığı çarpıcı açıklamalar:

Medyada olduğu gibi bankacılıkta da dijitale yatırım artıyor. Artık şubelere ihtiyaç hergeçen gün azalıyor. Bu süreç bizi nereye götürüyor? İleride şubelere ihtiyaç kalmayacak mı?

-Hiçbir zaman şubelerin kapanacağını düşünmüyorum. Hala bankacılıkta birebir danışmanlık gerektiren işler var. Artı bireysel bankacılıkta digitalleşmeye gitse de hatta bu danışmanlığı paketlenmiş ürünler olarak tanıtsanız da KOBİ ve ticari bankacılığa geçtiğinizde hala orada olmanız lazım. O esnaf içinde organize sanayi bölgesi içerisinde olmanız lazım. Onların bir parçası olmanız lazım ki onlarda belli bir güveni, yardımlaşmayı, danışmanlığı ortaya koyabilin. KOBİ, ticari ve kurumsal bankacılık şubeler aracılığıyla olmaya devam edecek.  Ama bireysel bankacılıkta şubeleşmenin çok çok azalacağını düşünüyorum ileride. Belki bundan 10 sene sonra bireysel bankacılık tamamen şubesiz yapılıyor olabilir.

Peki bireysel bankacılık şubesiz yapılacaksa bankaların şube sayılarında bir azalma olacak mı?

-Bizim Türkiye genelinde 670 civarında şubemiz var. Tamamında belki bir iki istisnai şube olabilir tamamında ticari nitelikli hizmetler sunuyoruz. Biz bu şubeleri bireyselden çok KOBİ bankacılığı ticari bankacılık için sahada tutuyoruz. Kendimiz için 670 şube rakamı azalacak diyemem. Azalırsak KOBİ bankacılığından yemek zorunda kalırız, biz bunu istemiyoruz. Türkiye’de 1200 şubeli bir banka olmak gerekir mi? Ondan çok emin değilim. Şu anlamda gerekebilir; “Her ilçeye şube açacağım ben” diyebilir bir banka. Ama gerçekten bizim gibi bir banka için bu boyut yeterli. Daha fazlasına ihtiyaç yok, ama daha aza da inemezsiniz.  İnerseniz Türkiye’nin ticari haritasını tam olarak kapsayamayabilirsiniz.

O zaman şubelerin yerlerinin değiştirilmesi gündeme gelebilir…

-Biz bunu zaten yapıyoruz. Bu senenin başından bu yana çok sayıda şubemizin yerini değiştirdik. Böyle değişiklikler yapmaya devam edebiliriz. Çünkü biz bireysel bankacılığın ağırlıklı olduğu bir Banka olarak bugüne geldik. Şubelerimizde bireysel yerlere daha yakın ticariye uzak kalmış yerlerimiz var. Bunları ticari alanlara yaklaştırıyoruz. Örneğin Bağdat Caddesi’ndeki iki şubemizin yerini ticari bölgelere aldık. Ben şunu merak ediyorum 1.000 şubeli bir banka 5 sene sonra bir miktar fazla şube elinde kalacak. Ya bu şubeleri ticari alanlara kaydıracaklar ya da kapatacaklar.

Kredi kartı her dönem neden tartışılıyor?

-Müşteri kredi kartına en fazla taksidi versin istiyor. En fazla para puan versin istiyor. Aidat da alınmasın istiyor. Kredi kartı çağrı merkezi ağır bir üründür. Müşteri çağrı merkezi de 30 saniyede açsın istiyor. Böyle bir ürün mümkün değil. Müşteri imkansızı istiyor. Kredi kartından bugün kar ediyorum diyen iki banka yoktur. Dışarıdan kredi kartı çok karlı bir ürün olarak görülüyor ama birçok banka kredi kartını zararına çalıştırıyor. Çünkü büyük müşteri tabanlarına bir ürünle penetre edebilmek. Bugünkü haliyle kredi kartı Türkiye’de karlı bir ürün değil. Bakarsanız bizim kredi kartında pazar payımız küçülüyor.

İnternet dolandırıcılığa açık bir platform değil mi?

-Dolandırılığı önlemede iyiyiz diyemeyiz tüm sektör olarak. Hackerlar her zaman yeni şeyler bulacak. Sizin de hazırlıklı olmanız lazım. Şu anda bankalar hackerların önünde gidiyor. Ama bütün dünyada hackerlar bankaları ürkütüyor. Şu ana kadar sistemde alınan önlemler nedeniyle Türkiye’de büyük olaylar olmadı. Umarım bundan sonra da olmaz.

BDDK’nın masraf ve komisyonları sınırlayan önlemleri sektörü nasıl etkiler?

-BDDK’nın aldığı sınırlamalar aslında tüketicilerin bugüne kadar istediği şeyler. Muhtemelen bunları koymasaydı muhtemelen rekabet zaten bunları bu noktaya getirecekti. Önemli olan bankaların bundan sonra yeni düzenlemeye uygun maliyet yapılarını gözden geçirmeleri. Bankalar zaten müşterilerin talebini dinliyordu. Rekabette fiyat avantajı da önemli bir kriter. Zaten gidişat bu yöneydi. Şimdi daha hızlı işeyecek bu süreç. Bankalar şimdi “biz bu masrafları alamıyoruz. Madem masraf-komisyon gelirlerimiz düştü. Biz de müşterilerimize sunduğumuz şu servisleri azaltıyoruz” diye düşünecekler. İyi olmayan durum şu oldu; bu geri çekilme rekabetle olacak. Yani bankalar servisleri daha yavaş geri çekecek. Bunun bankacılık sektörüne bir zararı olacak mı? Orta vadede olacak. Gelirler hızla düşecek ama giderler yavaş yavaş azalacak. BDDK şunu deseydi durum farklı olurdu, “Şu masrafları alamazsınız ama müşterileriniz telefonlarını da 30 saniyede açamazsınız. Şubelerde de 8 saat servis veremezsiniz, 3 saat vereceksiniz. Bunun yanında 1 gün içerisinde tüketici kredisi veremezsiniz, 7 gün içerisinde vereceksiniz…”  O zaman biz de maliyetleri azaltma anlamında daha rahat olurduk. Rekabet maliyetlerin azaltılma hızını azaltıyor. Ancak gelinecek noktada bankaların telefonlara yanıt verme süreleri uzayacak… 1-2 sene sonra maliyetler ve giderler aynı noktaya gelir. Ama gelinen noktada daha az masraf daha az hizmete dönüşecek. Aynı servis seviyesi daha düşük gelirle sürdürülemez.

Peki bu süreç bankaları eleman azaltımına zorlar mı?

-Bunlar yaşanırken sistem büyüyor, bankaların müşteri sayıları artıyor.  Bugüne kadar şöyle bir şey oluyordu: Biz her yıl eleman sayısında 500-600-1000 kişi büyüyerek gidiyorduk. Önümüzdeki dönemde eleman azaltımı olmaz ama yeni işe alımlarda büyüme de olmaz.

Bankaların karlılığı neden göze batıyor?

-Sektörün karlığı aslında Türkiye’nin karlılığı. Bankacılıkta şöyle bir şey var: 100 TL krediniz varsa BDDK diyorki  (bütün dünyada regülatörler söylüyor) 12-15 TL sermayen olmalı. 14 TL olarak biz hesaba katalım. Önümüzdeki dönem kredilerin büyümesi lazım. Ne kadar büyümesi lazım? En azından ekonomi kadar büyümesi lazım. Çünkü krediler ekonomi kadar büyümezse ekonomi bir süre sonra büyüyemez noktaya geliyor. Ekonomi ne kadar büyüyecek? Diyelimki Türkiye’nin büyüme iştahı reel yüzde 5. Buna yüzde 9 enflasyonu koyarsanız nominal yüzde 14’lük büyümeye denk gelir. Kredilerin de önümüzdeki sene ekonomi kadar büyüyecekse yüzde 14 büyümesi gerekir.  Yani kredilerin gelecek yıl 114 TL olması lazım. 114 TL kredi olacaksa bunun yüzde 14’ü kadar sermayen olmalı. Yani sermaye de 16’ya çıkmalı. Peki bu sermaye nasıl artacak? Ya hissedar elini cebine atıp bankaya para koyacak. Ya da geçen yılki kar sermayeye eklenir. Yüzde 14’lük büyümeyi karın getirmesi lazım. Dolayısıyla Türkiye reel olarak yüzde 5 büyümesi gerekiyorsa kredi büyümesinin yüzde 14 olması lazım. Kredi büyümesi yüzde 14 olmayan bir bankacılık sektörü belli bir süre sonra ekonomiyi boğmaya başlar. Bankacılık sektörünün sermaye getirisi Türkiye ekonomisinin büyümesini belirler. Ben bunu daha önce birkaç defa söyledim. Bloglarda bunun altına şöyle yazanlar oldu: İyi iyi borçlandırın bizi.. Ben seni borçlandırmıyorumki. Ben sana iş kurman için para veriyorum. Tüketim de ekonomiyi büyütür. Eve mobilya almak için kredi vermezsek mobilyacı üretim yapamaz. Üretimi tüketim destekler. Bankalar hem üretim hem de tüketim tarafında.

Bankaların karlılığı bugün nerede?

-Bugün yüzde 3 sermaye karlılığı olan banka da var yüzde 13 olan var. Sistemde ortalama yüzde 10 civarında. Bu oran inşallah sene sonu yükselecek. Bankalar  gelirleri konusunda daha disiplinli davranmalı evet. Ama şunu bilmemiz lazım, bankaların karlılığı, sermaye getirisi ülkenin büyümesinin altında olmaya başlarsa, yavaş yavaş memleketin büyümesi aşağıya gider. Artık bankaların karlılığını kıskanmayı bırakmalıyız. Çünkü bankalar karını sermayeye ekler, o da krediye dönüşür.

Gelecek yıl nasıl olur özsermaye karlılığı?

-Daha iyi olacak diye ümit ediyorum. Son masraf-komisyon düzenlemesi biraz aşağıya çekecek ama ciddi bir etkisi olmaz. Sermaye getirilerini yarım puan aşağıya çekebilir. Yüzde 14 civarı götürebilir sistem. Belki 14’ün bile bir miktar üzerine çıkabilir.

Avrupa Merkez Bankası’nın Finansbank’ın anahissedarı National Bank of Greece’den (NBG) sermaye yeterliliği rasyosunu yükseltmesini istediği, geçen hafta açıklanan Finansbank’ın yüzde 40’ının halka arzının da bu çerveçede yapılacağı söyleniyor. Bana gelen bazı bilgilere göre halka arzın öncelikle yüzde 20 ile yapılacağı. Sonuçlara göre daha sonra geri kalan yüzde 20’lik kısmın da satılacağı…

Sermaye yeterlilik oranının artırılması için 2015 yılı sonuna kadar bu satışın olması istendi. Halka arzın hangi oranlarda olacağı şu aşamada belli değil. Şu an biz de NBG de sorgulama aşamasındayız, halka arzın nasıl olacağı konusunda. Parçalı da olabilir, yüzde 40 şimdi de olabilir, sonra da olabilir. Şimdi süreci yönetecek bir yatırım bankası seçme sürecine girdik. Yatırım bankalarını seçince onlar da bize fikir verecek. Belki ondan sonra yatırımcılarla görüşme süreci başlar. Hissedarlar arasında herkesin bir hipotezi var. Kimi “yüzde 40 tek seferde çok büyük” diyor. Kimi “tek sefer yüzde 40 iyidir” diyor. Daha hiçbirşey belli değil. Belli olan tekbirşey var o da 2015 sonunda bu yüzde 40 pay satılmış olacak. Daha doğrusu Avrupa Birliği’ne verilmiş bir söz bu. Biz de bu sürece başlıyoruz. Çok da iyi olacak. Bir bankanın halka açık olması iyi. Şu anda binde 2 halka açıklığımız. Bu oran çok düşük.

IFC’nin yüzde 5 payı var bankada. Onun da satılmak istenildiğini duydum…

-IFC bu payını galiba NBG’ye verecek.

Yeni merkeze ne zaman geçeceksiniz?

-Mayıs ayında geçeceğiz. Bu binayı almak Finansbank’ın Türkiye ekonomisine uzun vadeli güvencinin bir göstergesi. Biz gelip geçici yabancı bir banka değiliz, kalıcı bir bankayız. Biz çok büyük bir bankayız ama mevcut genel müdürlük binamız bunu tam olarak yansıtmıyor. O açıdan da önemli. Müşterilermizin bankamızın büyüklüğünü anlaması için çok fazla bilgiye sahip değil. O bina gerçeğimizi yansıtacak.

Fed’in faiz artırım süreci bize nasıl yansır?

-Piyasa kendi konuştuğundan daha yavaş Faiz artış trendi olacağa yatırım yapıyor. İçeride faizler yükselecek bu süreçte. Ama içeride enflasyonun seyri de önemli. Yüzde 9 olan enflasyon ortamında reel getiriyi üzerine koyun yüzd e11 diyelim. Fed sıfırdan 1.5’e getirse en az 1.5 puan artar faizler. Yansıması gerçekte daha yüksek olur. Ama enflasyon düşerse Fed artırımlarının etkisi faizlere tam olarak yansımayabilir.
 
YORUMLAR (3)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • yonca27 Eylül 2014 23:21

    Eleman cikarmiyorum koca bi yalan

  • dürüst25 Eylül 2014 18:47

    bankacıların dürüst olması lazım. bddk nın önlemleri masraf almayın anlamına gelmiyor. aksine masrafınızı delikanlı gibi alın, müşteriy, keriz gibi görmeden, masraf kalemlerinin ismini değişik tutarak kaçırmadan adam gibi alın demek. gayet de yararlı oldu.

  • Firat25 Eylül 2014 15:08

    Bankanin büyüklüğünü anlatmak için bina aldık diye demeç veren bir genel müdür açıklamasimi olur yahu.