BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkBankalar iklim değişikliği için düğmeye basıyor----

Bankalar iklim değişikliği için düğmeye basıyor

Bankalar iklim değişikliği için düğmeye basıyor
15 Kasım 2021 - 14:29 www.finansgundem.com

İklim değişikliğiyle mücadele giderek daha fazla önem kazanırken, bankaların bu mücadelede yeterli katkıyı sunmadığı konusunda eleştiriler de yükseldi. Ancak bankalar da iklim değişikliğiyle mücadele için harekete geçiyor.

FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Bu yılın COP26 uluslararası iklim değişikliği konferansı, finans sektöründen eşi benzeri görülmemiş bir katılım sağladı. Ancak bankacıların sera gazı emisyonlarını düşürmek için gerekli adımları atmadığı yönünde eleştiriler uzun süredir gündemde. İsveçli genç çevre aktivisti Greta Thunberg, sektörü kendi çıkarlarına hizmet edecek ancak iklim krizini çözmeyecek bir kısır döngü içine sokmakla suçladı. Thunberg, “bu artık bir iklim konferansı değil” dedi.

Devamında, “bu artık bir küresel ‘yeşil kandırmaca’, iki hafta süren ve şirketleri yücelten bir festival” ifadesini kullandı. Thunberg’in yorumlarına benzer açıklamalar da Büyük Resesyon’dan bu yana finans sektörüne duyulan güvensizliğin giderek artmasını yansıtıyor. Yine de Forbes’un haberine göre bankacıların COP26 konferansına yüksek katılım göstermesi oldukça olumlu bir gelişme. Özellikle de iklim değişikliğiyle mücadele konusunda çaba gösteren hükümet yetkilileri için.

Genellikle ekonomik olarak uygun olan yollar ile etik yöntemlerin çeliştiği düşünülür. Ancak bu yolların kesiştiği durumlar da var. Örneğin yakın zamanda Freakonomics isimli podcast’te “Nazi Almanyası ve 1940’ların ABD’si ayrımcılığın maliyetinin oldukça yüksek olduğunu gösteriyor” dendi. Programda, bu maliyetin “yalnızca kurbanlar için değil, ayrımcılığı uygulayanlar için de” yüksek olduğu söylendi. programda, şirketlerin ayrımcılık yolunu seçtiğinde, para kaybettiği ifade edildi.

Finans sektörünün iklim değişikliği konusuna giderek artan ilgisi de, bazı yatırımların uzun vadeli etkileri hakkında daha sağlıklı verilere sahip olduğumuz gerçeğini yansıtıyor. Aynı zamanda paralarını sürdürülebilir projelere yönlendirmek isteyen aktivist yatırımcıların giderek artan ilgisi de, Finans sektörünün iklim değişikliğiyle mücadele alanında rol oynaması gerekliliğinin altını çiziyor. Bu gelişmeler fosil yakıtlara yönelik artan ve sıkılaşan düzenlemelerle bir araya geldiğinde, giderek daha fazla banka ve sigorta şirketinin varlıklarını Paris İklim Anlaşması doğrultusunda düzenlemesi şaşırtıcı değil. Finans sektörü yalnızca gelecek gördüğü yöne ilerliyor.

Bu ise olumlu bir gelişme. Finans sektörünü eleştirmektense, lider pozisyonundaki kişilerin ortak çıkarlara hizmet edebilmek için sektörle işbirliği içinde çalışması gerekiyor.

finansgundem.com'un derlediği bilgilere göre hükümetlerin sahip olduğu güçlü araçlardan bir tanesi de “yeşil tahviller”. Bu tahvillerin gelirleri iklim dostu projelere yönlendiriliyor. İklim Tahvilleri Girişimi, sürdürülebilir yatırımları takip ediyor ve yeşil tahvil arzının 2021 yılında dünya çapında 500 milyar dolara ulaşabileceği tahmin ediliyor. Bu alanda ABD’de önemli ölçüde bir aktivite var. ‘Yeşil’ olarak tanımlanan belediye borçlarının 2021 yılında rekor seviyeye yükselmesi ve piyasadaki toplam arzın %4,1’ini oluşturması bekleniyor.

Faiz oranları da yükselirken, yeşil projelere yatırım yapmak hükümetler için de daha büyük fayda sağlayabilir. Yeşil tahvil arzında bulunan kurumlardan daha fazla şeffaflık beklense de 2015 yılında University of Oregon tarafından yapılan bir araştırmanın sonucu, belediye tahvilleri piyasasında daha iyi zamanlanmış bilgilerin, işlem ücretlerini %30 oranında düşürebileceğini ortaya koydu. Bu anlamda da etik ve finansal çıkarlar kesişebiliyor.

Yakın zamanda Columbia University tarafından yapılan bir incelemede, yeşil tahvil arzının beraberinde getirdiği artan raporlama yükümlülüklerine rağmen, birçok finans şirketi ve start-up tarafından tercih edildiği açıklandı. Finans sektörü ve yerel hükümetler iklim değişikliğiyle mücadele konusunda adım atmadığı takdirde, ödeyecekleri bedeli düşünmeli. ABD’de iklimle ilişkili piyasa riski konusunda yapılan bir araştırmanın sonucunda, iklim değişikliği ve sert iklim olaylarının yatırımlarda maliyet, zaman, belirsizlik ve risk bariyerleri oluşturduğu ortaya kondu.

Araştırma iklim verilerine yönelik verilere açık erişime talebin artacağı yönünde tahminleri de ortaya çıkardı. Bu talepteki yükselişi, ABD Kongresi’nden yakın zamanda geçen altyapı yasasıyla şimdiden görüyoruz.

BlackRock Investment Institute tarafından yapılan araştırmaya göre iklim değişikliği konusunda yeterli önlemler alınmadığı takdirde, S&P Ulusal Belediye Tahvili Endeksi’nin toplam piyasa değerinin %15’inden fazlası, gayrisafi yurtiçi hasılasının yıllık %0,5 ila %1’i oranında kayıp yaşayan şehirler tarafından arz edilecek. Başka bir deyişle, bu durum artık bir etik sorunu değil. İklim değişikliğiyle mücadelede üzerine düşen rolü oynamayan şehirler, finansal maliyetlerle de karşı karşıya kalacak. COP26 konferansına katılan bankacılar ve sigortacılar da bu gerçeğin farkında.

 

Enerji devinde vergi krizi

 

Rapor: Avrupa'da hava kirliliği yılda 300 binden fazla kişinin ölümüne neden oluyor

 

Hatay'da yanan ormanlık alanlara 2 milyon fidan dikilecek

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)