'Bankacılık sisteminiz muhafazakar'

Gayrimenkul sektöründe yaşanan sıkıntıların konut balonunun oluşmasına yol açtığı İspanya ve Yunanistan'da kepenk kapatan grup, gözünü Türk pazarına dikti.
THE LİRA'nın haberine göre 1971 yılında ABD’de kurulan, 35 ülkede faaliyet gösteren, bugün 3000’i aşkın ofisi , 38.000’den fazla broker ve gayrimenkul danışmanı ile hizmet veren ERA'nın Avrupa pazarına kattığı son ülke Türkiye oldu.
Son üç yıllık süreçte krizin vurduğu İspanya'da 75, Yunanistan'da ise 15 ofisini kapatarak operasyonlarına son veren grup, kaybettiği kanı Türkiye'de aramaya karar verdi.
Mütekabiliyet kanunundaki değişiklikler ile yabancıların gayrimenkul edinmelerinin serbest bırakıldığı Türk gayrimenkul sektöründe fırsat gördüklerini kaydeden Grubun Avrupa Başkanı François Gagon, Türkiye'deki gayrimenkul sektöründeki tablonun diğer ülkelerden ayrıştığı görüşünde..
''TÜRKİYE'DEKİ TABLO ÇOK FARKLI''
Hızlı büyüme kaydeden ve son dönemde konut kredisi faiz oranlarının rekor seviyelere gerilemesiyle yeniden gündeme gelen Türk gayrimenkul piyasasındaki balon riskine ilişkin endişelerin yersiz olduğunu kaydeden ERA Avrupa Başkanı François Gagon, İspanya,Hollanda ve ABD gibi konut sektöründe büyük sıkıntıların yaşandığı ülkelerde bankaların kredi verirken çok liberal politikalar izlemesinin sorunun temeli olduğunu kaydederek, Türkiye'deki tablonun oldukça farklı olduğunu belirtti.
Gayrimenkul piyasasında sorunların yaşandığı ülkelerde bankaların çılgınlar gibi kredi verdiğini kaydeden Gagon, çoğu ülkede yüzde 100'e kadar kredi verilmesinin talebi ve dolayısıyla fiyat artışını tetiklediğini belirterek bunun sonucunda balon oluştuğunu söyledi.

Spekülasyona dayalı bir pazarda gayrimenkullerin fiyatlarının birden yüzde 50-65 artabildiğini dile getiren Gagon, gayrimenkul pazarında önemli olanın gerçek yatırımcıların alım yapması olduğunu vurguladı.
Yabancı yatırımcıların özellikle İngilizlerin spekülasyona dayalı olarak satın alma yaptığını bildiren Gagon, ''Onların amacı bunu ileride kiralayıp parasını çıkarmak ya da yaşamak değildi. Sürekli olarak alıyorlardı ve evlerin fiyatları arttı. Fiyatlar çok arttığından alacak kimse de bulunmadığı için pazarı bu şekilde kendi kendilerine mahvetmiş oldular'' diye konuştu.
''BANKACILIK SİSTEMİNİZ MUHAFAZAR''
Türkiye'de sistemin çok farklı olduğunun bilgisini veren Gagon, bankaların kredi verme uygulamalarını çok akıllıca ve muhafazakar bulduğunu, bu durumun fiyatın kontrol edilmesini sağladığını belirtti. Aynı zamanda arz eksikliğinin de olduğunu bildiren Gagon, ''Nüfus, talep, bankaların kredi verme oranı artıyor ama arz dengede kaldığı ve bankalar doğru politikaları uyguladığı için fiyat dengesi devam ediyor'' diye konuştu.
Türkiye'de balon riski görmediğini bildiren Gagon, ''Türkiye'deki bankaların muhafazakar politikalarıyla balon olacağını düşünmüyorum. Sizin bankalarınız yüzde 100 kredi vermiyor. İnsanların işi var mı, ödeyebilirler mi bunların hepsi kontrol ediliyor'' dedi.
Türkiye'de çok büyük potansiyel gördüklerini dile getiren Gagon, nüfusun yüzde 40'ının 25 yaşında altında olmasının büyük bir avantaj olduğunu söyledi. Dünyanın diğer ülkelerinde piramit tersine dönerken, Türkiye'de çok farklı bir tablo olduğunun altını çizen Gagon, Türkiye'deki senaryonun çok başarılı olacağını düşündüklerini belirtti.
''KÜLTÜRÜNÜZ SPEKÜLASYONA İZİN VERMİYOR''
Türkiye'deki konut fiyatlarının bu şekilde sürdürülüp sürdürülememesinin gelecekte Türkiye'nin büyüme oranına, nüfus artışına, faiz oranlarına, maaşlara ve gelir gibi faktörlere bağlı olduğunu bildiren Gagon, ''Sürdürülebilir ve sürdürülemeyen bir fiyat aralığı var. Fiyatların her yıl yüzde 50 oranında artması tabiiki sürüdürülemeyecek bir şey. Ancak 1-2 sene sürdürülebilir, 10 yıl sürdürülemez. Türkiye'de böyle olacağına inanmıyorum. Bankaların kredi verme politikası diğer ülkelerden çok daha dengeli, muhafazakar. Hollanda'da ise fiyatların yılda yüzde 25 oranında artması söz konusuydu. Bankalar konut sektörü için yüzde 100 oranında finansman sağlamaya başladı, bu da balon yarattı. Türkiye'nin politikaları itibariyle balon etkisi olduğunu, böyle bir sorunla karşı karşıya kalacağına inanmıyorum'' diye konuştu.
Ayrıca Türkiye'de gayrimenkul kültürünün çok farklı olduğuna değinen Gagon, ''Türkiye'de mal-mülk sahibi olmak önemli birşey. Bu çok spekülasyona izin vermeyen bir pazar anlamına geliyor. Gayrimenkulu yaşamak ya da kiralamak için almıyorsanız sadece 6 ay ya da 1 sene elimde tutayım, ondan sonra fiyatı artınca satayım diyorsanız o piyasada spekülasyon var demektir. Spekülasyon olan pazarlarda fiyatlar sürüdürülemez şekilde artar ve ondan sonra patlama yaşarsınız. Türkiye'de böyle olduğunu düşünmüyorum çünkü Türkiye'deki kültür, alayım çocuklarıma, aileme kalsın, emekliliğimde kullanayım ya da kiralayıp parasını çıkarayım üzerine kurulu. O yüzden uzun vadede öyle bir problem olacağını düşünmüyorum'' dedi.
TÜRKİYE ÜZERİNDEN ORTADOĞU'YA AÇILACAK
ERA Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Can Ekşioğlu ise özellikle son 10 yıllık dönemde gösterdiği atılımla, dünyanın en dinamik ekonomileri ve en gözde ülkeleri arasında kalıcı bir yer edindiğini tüm dünyaya kanıtlayan Türkiye'de gayrimenkul sektöründe çok önemli bir dinamizm yaşandığına dikkat çekti.
İstanbul ofisininin Ortadoğu ve Avrupa arasında köprü görevi göreceğini kaydeden Ekşioğlu, Türkiye'niz Ortadoğu'ya açılmada merkez olacağını söyledi.
Türk pazarında çok büyük potansiyel gördüklerini dile getiren Ekşioğlu, ilk sene 30 bayii, 5 sene içinde 200 bayiiye ulaşmayı hedeflediklerini kaydederek ''10 yıl içinde belki 500 ofise ulaşacağız. Her semtte olabilecek konseptler ve bunun üzerine çalışıyoruz'' dedi.