Avrupa’nın enerjisi için Türkiye’ye kritik rol

İstanbul’da bilindiği gibi 9-13 Ekim tarihleri arasında dünyanın geleceği adına çok önemli bir etkinlik gerçekleştirildi.  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın himayesinde, Enerji Bakanı Albayrak’ın ev sahipliğinde düzenlenen 23. Dünya Enerji Kongresi, liderleri ve ünlü isimleri ağırladı. 3 bin delege, 250 konuşmacı kongre için İstanbul’a akın etti. Yerli, yabancı 1200 medya mensubu izledi.

Global enerji sektörünün söz sahibi aktörlerini bir araya getiren 23. Dünya Enerji Kongresi’nin delegelerinden biri de  Ali Serim’di. Oturumları izleyen, konuşmaları dinleyen Serim, kongrenin önemli yanlarını ortaya koyarken Türkiye’nin enerjide Avrupa için kritik rolüne, zirvede imzalanan milyarlarca dolarlık anlaşmalar ile Türk firmalarına açılan yeni iş kapısına dikkat çekti. İstanbul’dan dünyaya verilen mesajları da yorumladı. İşte, 23. Dünya Enerji Kongresi’nin ardından stratejist ve finans uzmanı Ali Serim’in notları…

TARİHİ BİR ORGANİZASYONA ŞAHİTLİK ETTİM

9-13 Ekim 2016’da İstanbul’da 23. Dünya Enerji Kongresi’ne delege olarak katılma imkânı buldum. Kongrenin ülkemiz için büyük bir başarı olduğunu, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın himayesinde ve Başbakan Sayın Binali Yıldırım ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Berat Albayrak tarafından desteklenen tarihi bir organizasyona imza atıldığına şahitlik ettim.

Rusya, Azerbaycan, Venezuela ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlarının katılımıyla açılan kongre süresince gerçekleşen oturumlarda enerjinin geleceği konusunda hayati öneme sahip bir çok oturum gerçekleşti. “Yeni Ufukları Kucaklamak” temasıyla düzenlenen kongrede, 70’in üzerinde ülkeden global enerji sektörüne yön veren 250 isim kürsüye çıktı.  1923’te kurulan Dünya Enerji Konseyi, sürdürebilir enerjinin geleceği konusunda somut çalışmalar yürüten ve fikir liderliği yapan, global bir forumdur. Misyonu, herkesin yararına sürdürülebilir tedarik zincirine dayalı enerji kullanımını teşvik etmek olan bu konseyin çalışmalarını yıllardan beri takip eden biri olarak kongrenin programından ve en üst düzeydeki konuşmacı profilinden etkilenmemek mümkün değildi. İlki 1924’te olmak üzere üç yılda bir düzenlenen Dünya Enerji Kongresi, lider ve uzmanların enerji konusunu tüm yönleriyle ele aldıkları, dünyanın bir numaralı enerji platformudur. 1977’de de evsahipliği yaptığımız kongre 2. kez ülkemizde toplanmış oldu.

YABANCI DELEGELERİN NOT ALDIĞI SÖZLER

Kongre sırasında dinlediğim konuşmalarda beni etkileyen bölümleri paylaşmak gerekirse Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın enerji alanındaki yatırımlara değinirken, 3. nükleer santralin gelecek projeler içinde olduğuna vurgu yapmasını çok önemsedim. Cumhurbaşkanı Erdoğan Orta Doğu'daki gelişmelerle ilgili devlet başkanlarına seslendi ve 'Gelin barış için elimizdeki imkanları kullanalım' ifadesinde bulundu. Ayrıca dünyanın 'Enerji Olimpiyatları' olarak nitelendirdiği kongrenin ülkemizdeki toplantısında 'barış için paylaşalım' mesajını tüm insanlığa ulaşmasını hedefliyoruz demesi etkileyiciydi. Ek olarak Afrika'da enerjiye ulaşım konusu önemle işaret etmesi enerjinin insani boyutunu hatırlatması çok yerinde oldu.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Ada’da çözüm olması halinde Akdeniz doğal gazının boru hattı ile Türkiye üzerinden Avrupa’ya nakledilebileceği, elektrik nakli içinse kablo hattının İsrail-Kıbrıs-Türkiye arasında oluşturulabileceği yönündeki sözleri dikkattimi çekti. Yabancı delegelerin özellikle bu sözleri not aldığını gözlemlediğimi ifade etmek isterim.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Rusya'nın güvenilir ülke olmayı sürdüreceğini ifade etmesi, "AB'nin enerjisini 50 yıldır biz sağlıyoruz. Şu anda ikinci proje konusunda çalışıyoruz. Erdoğan ve diğer ortaklarımızla Türk Akımı'nı ele alıyoruz ve bunu da gerçekleştirmeyi istiyoruz" demesi muazzam önemliydi. Zira bu konuşma ülkemizin Rus doğalgazının Avrupaya ulaşmasında kritik rol oynayacağının bir teyidi niteliğindeydi ayrıca Rusya ile ilişkilerimizin düzelme trendinde olduğunun kelimelere dökülmesi olarak kabul edildi.

TÜRKİYE BÜYÜK ENERJİ YATIRIMLARINA SAHNE OLACAK

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de yeni projelerin müjdesini verirken, "Temmuz ayında Türkiye çetin bir sınavdan şerefle çıktı. Türkiye halkı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın etrafında birleşerek büyük kahramanlık göstererek darbe girişimini engelledi, Türkiye'nin bugününü ve yarınını kurtardı" demesi benim gibi bir çok kişiyi duygulandırdı.  
Ülkemizin büyük enerji yatırımlarına sahne olacağı ve bu yatırımların ekonomimize direkt ve indirekt katkılarının inşaat aşamasında itibaren ve yakın zamanda görüleceğini müjdeleyebilirim.

Kongre önemli birçok anlaşmanın imzalanmasına da vesile oldu. KKTC ve Suudi Arabistan ile yapılan anlaşmalar doğrultusunda Türk firmalarına ve Ada'da yaşayan Türkler'e milyarlarca dolarlık iş ve enerji tesis edilmiş oldu. Dünyanın en büyük petrol ihracatçı ülkesi Suudi Arabistan'ın kamu petrol ve enerji şirketi Saudi Aramco, 18 Türk şirketi ile mutabakat zaptı imzaladı. Saudi Aramco, gelecek 10 yılda yüzde 70'i Suudi Arabistan sınırları içinde olmak üzere 300 milyar doların üzerinde yatırım yapmayı hedefliyor. İmzalanan anlaşma ile Türk şirketleri bu yatırımların ihalelerine katılabilecek. 2030 vizyonu açıklayan Suudi Arabistan, bu dönüşümü Türk şirketleriyle yapacak. Bu durum yurtiçi ve yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinde önemli gelirlerin Türk firmalarınca elde edileceğinin müjdecisidir.

ENERJİ SEKTÖRÜNÜN GELECEĞİ ADINA ÖNEMLİ İP UÇLARI

Delegeler olarak çeşitli başlıklarda gerçekleşen oturumlarda dünya enerji sektörünün nasıl bir geleceği olduğu konusunda ip uçları yakalama imkanları bulduk. Örneğin "Hidrokarbon: Geleceğin Oyun Kurucuları" temalı oturumda dünyada 200 yıllık doğalgaz rezervi bulunurken, sadece 50 yıllık petrol kaldığı, inovasyonun her şeyi değiştirebileceği, teknolojinin yerelleştirilmesinin enerji dinamiklerini etkileyeceği üzerinde duruldu. Ülkemizde enerji alanında teknoloji ARGE faaliyetlerine yatırım yapmanın zamanının geldiğini ve orta ve büyük ölçekli grupların bu alana yatırım yapmasının daha kuvvetli bir şekilde teşvik edilmesi gerektiğini de özellikle belirtmek isterim.