BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemAvrupa ABD’yle ilişkilerin geleceği için rahat bir nefes aldı----

Avrupa ABD’yle ilişkilerin geleceği için rahat bir nefes aldı

Avrupa ABD’yle ilişkilerin geleceği için rahat bir nefes aldı
09 Kasım 2020 - 16:09 www.finansgundem.com

Biden çok yanlılıkla ilgili umutları geri getirdi ancak Washington’ın Asya üzerindeki ilgisi endişe uyandırmaya devam ediyor

FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Avrupa, Biden’ın ABD başkanlık seçimlerindeki zaferiyle rahat bir nefes aldı. Atlantik’in diğer kıyısıyla ilişkilerde, Trump döneminin karmaşasından sonra umutlar geri döndü. Almanya Maliye Bakanı Olaf Scholz, “çok yanlılığın geri dönmesi için iyi bir fırsat var” dedi. Açıklamasının devamında, “karşımızda çok fazla güçlük var ancak bu güçlüklerde Başkan Biden’la birlikte daha başarılı mücadele edebiliriz” ifadesini kullandı.

Donald Trump’ın yenilgisi, müttefikleriyle ticaret savaşına tutuşan, uluslararası kurumları görmezden gelen ve Nato’yu sorgulayan bir ABD başkanının gidişi anlamına geliyor.

Trump’ın davranışları Avrupa’da gerilime neden olmuş ve Atlantik’in iki kıyısı arasındaki ilişkileri zedelemişti. Biden’ın başkanlığında, Avrupa ve ABD arasındaki ilişkilerin Trump öncesi seviyesine geri dönmesi bekleniyor. 

Üst düzey bir Avrupa yetkilisi, “şüphesiz ilişkilerde daha fazla rasyonellik hakim olacak” dedi. Bundestag’ın Dışişleri Komitesi Başkanı Norbert Röttgen, “ilişkilerin temeli bir kez daha mantık olacak” ifadesini kullandı.

Avrupa Birliği’nin liderleri, koordine olarak neredeyse aynı anda Biden’a tebriklerini iletti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, ABD ve Avrupa arasında “yenilenmiş bir ortaklık” üzerine konuştu ve Atlantik’in iki kıyısı arasındaki bağların “istikrarın, güvenliğin ve refahın dayanağı” olduğunu ekledi.

Financial Times’ın haberine göre, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Biden’ın seçilmesini memnuniyetle karşıladığını söyledi. Stoltenberg, Biden’ı “NATO’nun ve transatlantik ilişkilerin güçlü bir destekçisi” olarak tanımladı. Ancak, ABD ve Avrupa ilişkilerinin tamamen iyileşmesini bekleyenler hayal kırıklığına uğrayabilir. Bazıları, Biden’ın başkanlığında bile Avrupa’nın, ABD’nin gözünde Soğuk Savaş dönemindeki yerini geri kazanamayacağını söylüyor. ABD, şimdilerde Asya’ya odaklanmış durumda ve Çin’in ilerlemesinin önüne geçmeye çalışıyor.

Emmanuel Macron’un partisinden bir milletvekili Roland Lescure, “bu kadar naif olmayalım” dedi. Açıklamasının devamında, “ABD için yer çekiminin merkezi, Obama döneminden itibaren Avrupa’dan Asya’ya kaydı ve bu tersine dönmeyecek” ifadesini kullandı.

Avrupa, Biden’ın seçimlerden önce verdiği sözü tutarak, ABD’yi Paris İklim Anlaşması’na ve İran’la nükleer anlaşmasına geri döndüreceğini umuyor. Ancak Biden’ın cumhuriyetçilerin çoğunluğundaki bir senato tarafından engelleneceği ve senatonun dış ilişkilerde söz hakkı olmaya devam edeceği, endişe konusu.

Angela Merkel’in CDU/CSU partisinin milletvekili Johann Wadephul, “Biden toplumsal ve siyasi olarak derin bir şekilde bölünmüş bir ülkeyi yönetecek ve politikalarında ısrarcı olabilmek için ihtiyacı olan kapsamlı siyasi tabandan yoksun” dedi. Açıklamasının devamında, “bunun ABD’nin dış ilişkilerin tüm alanlarında harekete geçme kapasitesi açısından sonuçları olacak” ifadesini kullandı.

 Almanya, Beyaz Saray’daki değişimden en karlı çıkma potansiyeline sahip olan ülke. Angela Merkel, Trump’ın favori günah keçisiydi. Almanya’nın mevcut bütçe fazlasından, Nord Stream 2’yi savunmasına ve görece düşük savunma harcamalarına her şey için Merkel’i suçladı. Boru hattı, Rusya’nın doğalgazını Baltık Denizi üzerinden doğrudan, Avrupa’ya getirecek. ABD bunun sonucunda, Avrupa’nın Rusya’nın enerji kaynaklarına olan bağımlılığının artacağını öne sürdü.

Dönemin ABD Başkanı Trump aynı zamanda, Haziran ayında Berlin’de şaşkınlık yaratan bir açıklama yaparak, Almanya genelindeki askeri üslerinden neredeyse 12,000 askeri birliği geri çekeceğini söyledi. Ancak Almanya henüz kutlama yapmıyor. Almanya’nın gayrisafi yurtiçi hasılasının %2’lik bölümünü savunmaya harcama sözünü tutamamış olması, ülkeyi ABD’nin konu hakkındaki baskılarına açık hale getiriyor. 

Wadephul, “bu yükümlülüğü yerine getirmiyoruz ve gelecekte de getireceğimiz belirsiz” dedi. Açıklamasının devamında, “bu hedefe hızlı bir şekilde ulaşmayı kabul edecek bir siyasi çoğunluk göremiyorum” ifadesini kullandı.

ABD ve Almanya arasındaki ilişkilerin en gerilimli alanlarından biri olan, ABD’nin Nord Stream 2’ya yönelik yaptırımlarının ortadan kalkma ihtimali oldukça düşük. Almanya’nın içişlerine uygunsuz bir müdahale olarak gördüğü yaptırımlar, ABD’de her partiden destek görüyor. Ticaret alanında, Avrupa’daki müttefikler şimdi daha işbirliğine yönelik bir yaklaşım beklentisi içinde. Ancak konu üzerindeki çatışmalar devam edebilir. Avrupa Parlamentosu Başkanı David McAllister, “demokratlar da oldukça korumacı” dedi.

Avrupalılar aynı zamanda, Biden yönetiminin, Avrupa’nın Çin’e karşı daha fazlasını yapması konusunda baskılarına devam edeceğini düşünüyor. Özellikle de dijital güvenlik alanında.

Alman Sosyal Demokratlar’ın Dışişleri Sözcüsü Nils Schmid, “Biden’ın Avrupa’dan daha fazla talebi olacaktır çünkü Trump’ın aksine, Çin’in karşısında Avrupa Birliği’yle birlikte durmak isteyecektir” dedi.

Tüm bu nedenlerle, Avrupa’da birçok kişi, Avrupa Birliği’nin ABD ile ilişkilerde hızlı iyileşmeler beklememesi gerektiğini düşünüyor. Öncelik, ABD’ye olan bağımlılığı düşürmek üzerinde çalışmak olmalı.

McAllister, “Avrupa Birliği’nin hala stratejik otonomisini güçlendirmeye ihtiyacı var” dedi. Açıklamasının devamında, “bu dünyadaki çıkarlarımızı ve değerlerimizi nasıl korumamız gerektiğini bulmaya çalışmamız, nasıl daha bağımsız olacağımızı anlamamız anlamına geliyor” ifadesini kullandı.

Trump’ın yenilgisinin, Avrupa’nın siyasi temelleri üzerindeki olumlu etkilerinden biri de, popülistler konusunda oldu. İtalya’da Matteo Salvini, ülkenin en popüler siyasetçilerinden biri ve Trump’ı en yüksek sesle savunan isimlerden.

Sapienza Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nden Prof. Gianluca Passarelli, seçimlerdeki yenilginin, “Salvini’nin istediği popülist siyasi strateji için bir gerilemeyi temsil ediyor” dedi. Açıklamasının devamında, “bunun en yakın etkileri, Salvini ve yakın görüşteki diğerlerinin bir şekilde izole olması olacak” ifadesini kullandı. 

Sonuçların açıklanmasının ardından, Avrupa Konseyi’nin eski başkanı Donald Tusk, attığı bir tweet’te “Trump’ın yenilgisi, Avrupa’da da aşırı sağcı popülizmin zaferinde sonun başlangıcı olabilir. Teşekkürler Joe” dedi.

Ancak yine de diğerleri popülizmin ABD ve Avrupa siyasetinden silineceğine yönelik iyimserlik taşımıyor. McAllister, “Trump yenilmiş olabilir ancak Trumpizm, Trump’tan uzun yaşayacak” dedi. Açıklamasının devamında, “bu seçimin en önemli öğretisi, bu türde bir ulusalcılığın yok olmayacağı oldu” ifadesini kullandı.

JPMorgan, Deutsche Bank’a karşı dikkatli

 

İşte Beyaz Saray'ın yeni sakinleri

 

Silikon Vadisi Biden’dan ne bekliyor?

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)