BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündem3'lü zirve sonrası liderlerden önemli açıklamalar----

3'lü zirve sonrası liderlerden önemli açıklamalar

3'lü zirve sonrası liderlerden önemli açıklamalar
16 Eylül 2019 - 12:50 www.finansgundem.com

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Üçlü Zirve Toplantısının ardından ortak basın toplantısı düzenledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Çankaya Köşkü'nde düzenlenen Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi'nin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

ERDOĞAN: SİYASİ ÇÖZÜM UMUTLARINI YEŞERTECEK KARARLAR ALDIK

Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi'nde Suriye'de siyasi çözüm umutlarını yeşertecek önemli kararlar aldıklarına dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:

Suriye’deki yangının söndürülmesi için bugün 5. kez bir araya geldik. Suriye’deki tüm meseleleri ele aldık. Görüşmelerin her açıdan olumlu geçtiğine inanıyorum.

Suriye için önemli kararlar aldık. Suriye’nin toprak bütünlüğü için ortak görüşteyiz. Nisan ayından buyana İdlib’e yönelik operasyonlardan hayatını kaybeden sivillerin sayısı 1000’e yükseldi.

Sınırdaki 4 milyon insanı etkileyecek yeni bir vahim tabloya izin veremeyiz.

Önümüzdeki günlerde hayırlı gelişmelerin yaşanacağını ümit ediyoruz.

DEAŞ ile mücadele altında terör örgütlerine destek verilmesinin kabul edilemezliğini vurguladık.

Türkiye olarak sınırlarımızın hemen bitişiğinde 4 milyon insanı etkileyecek yeni bir trajedi yaşanmasına seyirci kalamayız.

Suriye’nin toprak bütünlüğü ile siyasi birliğinin korunması hususunda hepimizin aynı hassasiyete sahip olduğunu bir kez daha teyit ettik.

Sivil halkın ve garantör ülkelerin sahadaki askeri personelinin güvenliği için somut önlemler alınması ihtiyacını vurguladık.

Sahada sükunetin tesisi, mültecilerin dönebileceği şartların oluşturulması ve ihtilafa siyasi çözüm bulunması için yürüttüğümüz çalışmaları gözden geçirdik.

Üçlü Zirve toplantısında Suriye’de Anayasa Komitesinin çalışmalarına bir an önce başlamasını sağlamayı kararlaştırdık.

Suriye’nin istikbali için en büyük tehdit kaynağı PKK ve onun uzantısı olan YPG/PYD’dir. Bu ülkedeki PKK/PYD varlığı devam ettikçe ne Suriye ne de bölgemiz huzura kavuşabilir.

Barış koridoru konusunda ABD ile 2 hafta içinde anlaşamazsak kendi harekat planımızı uygulayacağız.

Suriye sınırımız boyunca bir terör oluşumuna rıza göstermeyeceğimizi ifade ettim.Nihai hedefimiz Suriye’nin kuzeyinde bir barış koridoru tesis ederek, ülkenin bölünmesini engellemektir. Artık Suriyelilerin ülkelerine güvenli ve gönüllü bir şekilde geri dönüşlerine yoğunlaşmamız gerekiyor.

Fırat’ın doğusundaki barış koridoru mülteciler için de korunaklı bir liman olacaktır. Ülkemize sığınan en az 2 milyon Suriyeli kardeşimizin bu bölgeye yerleştirilebileceğini düşünüyoruz.

Geri dönecek Suriyeliler için yeni yerleşim alanları inşa edilmesi mümkündür. Türkiye olarak bu konuda her sorumluluğu almaya hazırız.

Hem Rusya ve İran’la hem de uluslararası toplumun diğer üyeleriyle Suriyeli mültecilerin gönüllü geri dönüşü için çalışmak istiyoruz.

RUHANİ: ABD SURİYE'Yİ BÖLMEYE ÇALIŞMAKTADIR

Erdoğan'ın ardından Ruhani söz aldı. Ruhani'nin konuşmasından satırbaşları şöyle:

Faydalı ve yapıcı bir toplantı gerçekleştirdik. Bu toplantıda iyi bir fırsat ortaya çıktı, bir kez daha bütün faaliyetlerimizi gözden geçirdik, inceledik ve hem siyasi gelişmeleri, aynı şekilde sahadaki gelişmeleri inceleyebildik. Ne mutlu ki 3 ülke birçok konuda görüş birliği içindeler. Hepimiz Suriye'nin toprak yapısı konusunda aynı görüşe sahibiz. Suriye'ye yabancı ülkelerin müdahale etmesine karşıyız.

Özellikle yasal devletin davet etmediği, ABD gibi, bunlara karşıyız. ABD burada ya teröristleri desteklemiştir ya da yersiz davranmıştır. ABD Suriye'yi bölmeye çalışmaktadır. Bu hiçbir ülke için kabul edilebilir değildir. ABD'nin kötü niyeti şuradan bellidir ki, yani Golan Tepeleri'ni, bir saldırgana bağışlamıştır. Bu tarihi olarak acayip bir şeydir. Bir ülke başka bir ülkenin toprağını işgal edilmiş olarak başka bir ülkeye bağışlıyor. ABD, hakkı olmamasına rağmen bunu yapıyor. Bu da ABD'nin kötü niyet sahibi olduğunun en belirgin örneğidir.

İsrail'in yaptığı müdahaleleri görüyoruz. Suriye'nin altyapısının yok edildiğini görüyoruz. Bu da Suriye'nin milli egemenliğiyle zıtlık içerisindedir. Her üç ülke ve lider, terörizmle mücadelede devam edilmesi gerektiğini savunmaktadır. Hala İdlib'de terörist örgütler bulunmaktadır. Terör örgütlerinin varlığı bazı bölgelerde daha güçlü hale gelmiştir. 9 seneden beri Suriye halkı teröristlerden eziyet çekmektedir, baskı görmektedir. Biliyoruz ki bu teröristler kim tarafından destekleniyor. Teröristlerle mücadele etmeliyiz ve Suriye devletine yardımcı olmalıyız.

Fıratın doğusu konusunda da ABD'nin hakimiyeti altındaki bölgelerde terörist gruplar var. Mültecilerin geri dönüşü meselesinde ise, bunlar kendi evlerine dönmek istemektedirler. Irak Savaşı'nda bunu gördük. Bizim ülkemize Afgan ve Iraklı mülteci geldi. Son 40 yılda 3 milyon Afganlı bizim ülkemizde, bunların hepsi kendi evine, köyüne, tarlasına dönmek ister. Biz bütün bir Suriye'yi güvenli hale getirmeliyiz ki evlerine dönebilsinler. Suriye'nin yeniden yapılandırılmasına yardımcı olmalıyız. Ben bir kez daha Sn. Erdoğan'a ve Türkiye'ye teşekkür ediyorum. Astana sürecinin devam etmesinden çok mutluyum. Anayasa komitesinin netleşmesinden dolayı mutluyum, bir an önce düzenlenmesini umut ediyorum. Irak ve Lübnan'ın da Astana sürecine gözlemci olarak katılmasından dolayı mutluyum. Gelecek toplantının İran'da yapılmasını ümit ediyorum.

PUTİN: SURİYE'NİN KUZEYİ HÜKÜMETİN KONTROLÜNE GEÇMELİ

Son olarak Putin söz aldı. Putin'in konuşmasından satırbaşları:

Suriye krizinin çözümüne yönelik beşinci zirve başarılı ve verimli bir şekilde gerçekleştirildi. Kabul ettiğimiz bildiri Suriye'de kalıcı başarının temin edilebilmesi için maddelerden oluşuyor. Astana sürecinin garantörü olarak Suriye'nin toprak bütünlüğünü destekleyen üç ülkeyiz. Suriye'de siyasi diyaloğun hızlandırılmasını istiyoruz, uzman düzeyinde toplantılar sürdürülecektir. Üç garantör ülke, BM uzamanları ve taraf ülkeler toplantı düzenleyeceklerdir. Önümüzdeki toplantı gelecek ay Nursultan'da yapılacaktır. Soçi'de Suriye Ulusal Diyalog Kongresi yapılmıştır ve Anayasa komitesi için bir karar alınmıştır. Üç garantör ülkenin katılımıyla Anayasa komitesinin listesi onaylanmıştır. Artık bu komite Cenevre'de hızlıca çalışmaya başlamalıdır. Biz buna desteğe hazırız.

Suriye'de geniş manada, Orta Doğu'da da barışın geliştirilmesine katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bugün özellikle Suriye'de terörle mücadeleyi görüştük. İdlib'deki durum endişe verici. Bu bölge neredeyse El Kaide bağlı grupların kontrolünde. Buna sessiz kalamayız. Dolayısıyla gerginliğin azalması için çalışmalar konusunda mutabakata vardık. Bizim mutabakatlarımız hiçbir zaman terör örgütlerini kapsamamaktadır. Sivil halkın zarar görmemesi için her türlü adımı atmaya hazırız.

Suriye'nin kuzeyinde de IŞİD hücreleri aktif hale gelmektedir. O bölgede de istikrarın sağlanması bölgenin Suriye hükümetine geçmesiyle mümkün olacaktır. Geçen yıldan itibaren 390 bin kişi Suriye'ye döndü. Suriye'nin artık ekonomik ve sosyal olarak restorasyonu başlamıştır ancak Suriye hükümetinin karşı karşıya olduğu sorunlar o kadar büyük ki. Eğer uluslararası örgütler, uluslararası toplum barışı sağlamak isterse yardım sağlamalıdır. Biz bu zirve kapsamında Erdoğan ve Ruhani'yle ikili görüşmeler yaptık. Sn. Erdoğan'la Türkiye ve Rusya arasında ekonomik ilişkilere dair maddeleri değerlendirdik. Geçen sene ticaret hacmimiz 25 milyar doları aşmıştır. Enerji alanında nitelikli projeler gerçekleştirilmektedir. Askeri alanda da işbirliğimizi geliştirmekteyiz. İnsani ve kültürel alanda işbirliğimiz de derinleşiyor. Türkiye'ye gelecek yıl 6 milyondan fazla Rus turist gelecektir. Ruhani ile de işbirliğimizi değerlendirdik, büyük projelerin hızlandırılması konusunda mutabakata vardır. Ticaretimizde ulusal para birimlerimizi kullanma konusunda anlaştık.

Son olarak Sn. Erdoğan ve Sn. Ruhani'yi, tüm meslektaşlarımıza teşekkür etmek istiyorum. İnanıyoruz ki bugün ulaştığımız neticeler Suriye'de barışa katkı sağlayacaktır.

SORU-CEVAP

Konuşmaların ardından liderler gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Anaysa Komitesi konusunda öngörünüz nasıl, nasıl bir zaman süresi içerisinde çalışacaktır?

Ruhani: Astana süreci içinde biz güvenlik konularını inceliyoruz. Aynı şekilde insani yardımlar sürecini konuşuyoruz. Aynı şekilde siyasi gelişmeleri konuşuyoruz. İki temel konu mevcut, biri anayasanın reforme edilmesi, bunun için komitenin nasıl olacağı önemliydi. Hem hükümetten, hem de muhaliflerden temsilciler katıldılar. Bugün bu komite tamamen oluşmuş durumda. Umuyoruz ki bir an önce çalışmalara başlayacaklardır. İkinci konu seçimlerdir. 2021-2022 yıllarına kadar seçim atmosferinin oluşmasını umuyoruz.

Putin: Komitenin çalışmaları Suriye'de istikrarın sağlanmasına katkı sağlayacaktır. Başka bir alternatif yok. Müthiş bir çalışma yaptık, herkes muazzam bir katkı sağladı. Hem Suriye hükümeti hem de muhalefetle aktif bir çalışma yaptık. Sn. Erdoğan'ın son bir adayın ismini listeye eklemesiyle süreç tamamlanmıştır. Anayasa komitesinin üyeleri dış güçlerden baskı görmemelidir. Onların pozitif bir çalışma yapmaları bizlere de katkı sağlayacaktır.

(ABD'nin Suriye'de olması) Trump'ın aldığı çekilme kararı tam olarak uygulanacaktır.

Erdoğan: Komiteyle bir dizi olumsuzluğu gidermiş bulunuyoruz. BM Genel Sekreteri'nin özel temsilcinin verdiği destekle usul kuralları da giderilmiş olacak. Cenevre'de komite çalışmaları da süratle başlayacaktır. Pürüz kalmadı diyebilirim. 

Anayasa Komitesi konusuyla ilgili, ne zaman toplanabilir, bununla ilgili tahminleriniz var mı? Suudi Arabistan'daki Aramco tesislerine olan saldırı bugün gündeme geldi mi, petrol piyasasını nasıl etkileyebilir, Rusya olarak Suudi Arabistan'a tesisle ilgili yardım sağlanacak mı?

Ruhani: Sanırım yakın gelecekte uygun ortam hazırlanacaktır komite için. Ama aynı zamanda, çok ince bir süreç bu, hak sahibi olan herkesin görüşleri, çıkarları adilane bir şekilde yeni anayasada revize edilirken göz önüne alınmalı. Dolayısıyla başlangıcı zor olmasına rağmen ileride meyve vereceğini düşünüyorum. Bu sebeple herkes bunu desteklemelidir. Üç ülke, BM, herkes katkı sağlamalı ki sonuç versin. Ben petrol yerine güvenlik ve bölge istikrarını daha da önemsiyorum. Bunun temeli Yemen'e saldırıyla başlamıştır. Bunu saldırıya başlayanlara sormak lazım. Yemek halkı bütün bu saldırılara karşı Suudi Arabistan ve BAE'ye verilen silah desteğine karşılık veriyorlar, meşru savunma haklarını kullanıyorlar, karşı saldırıda bulunuyorlar ve temel çözüm yolu da bu saldırılara son verilmesidir. Buna inanıyoruz.

Eğer Astana sürecindeki süreç Yemen için model olabilirse onlar belki Yemen'e de istikrarı ve barışı getirmek için çaba gösterebilirler. Yemen'e barış geldiğinde petrol de güvenlik içinde üretilir ve ihraç edilir.

Putin: Çalışmaları çok hızlı başlatmak lazım, olumlu ve pozitif sonuçlara ulaşmak lazım. Suriyeli'lerin kendi menfaatlerine uygun çözüme ulaşmak lazım. Buna yönelik aşırı gruplar bunu baltalamak isteyebilirler çünkü savaşla para kazanıyorlar. Bunu önlemek için bizim üç ülkemiz var ama dışarıdan da baskılar var. Dediğim gibi Suriyeli'ler kendileri, kendi sorunlarını çözmeliler.

ÜÇLÜ ZİRVE ÖNCESİ LİDERLERİN AÇIKLAMALARI

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 5. kez Suriye gündemiyle Çankaya'da bir araya geldi. Üçlü zirve öncesi açılışta liderler konuştu.

Zirve açılışında ilk sözü Erdoğan aldı.

ERDOĞAN: ÜÇ ÜLKE OLARAK İŞBİRLİĞİMİZİ DERİNLEŞTİRDİK

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

- Astana sonrası üçlü zirve süreci bugüne kadar önemli başarılara imza attı.

- Üç ülke olarak işbirliğimizi derinleştirdik. 

- Astana Platformu Suriye'deki yangının söndürülmesi için etkili çözümler üreten ve somut adımlar atabilen yegane girişimdir.

- Daha fazla sorumluluk üstlenmemiz, elimizi daha fazla taşın altına koymamız gereken bir süreçteyiz.

- Ankara sürecinin Astanaya yeni bir soluk katacağına inanıyorum.

- Ülkemiz en meşakkatli dönemlerinde Suriye halkının yanında olmuştur. 3 milyonu aşkın Suriyeliyi hala topraklarımızda barındırıyoruz.

RUHANİ: SURİYE KRİZİ SİYASI YOLLARDAN ÇÖZÜLMELİ

Erdoğan'dan sonra konuşan Ruhani'nin konuşmasından satırbaşları:

- Ciddi bir şekilde vurguladığımız hususlara riayet edilmeli ve bu ülkeye yeniden huzurun hakim olması için gerekli tesisler sağlanmalıdır.

- Bu krizin barışçıl yöntemlerle çözülmesi, terörizmle mücadele, anayasa komitesinin kurulmasını destekleme, tutukluların ve kaçırılanların değişimi, insani yardımların iyileştirilmesi ve ülkenin yeniden kurulması açısından çabalar gösterildi.

- Değerli arkadaşlar, İran İslam Cumhuriyeti geçmişte olduğu gibi bugün de Suriye krizinin siyasi yollardan çözülmesi gerektiğini düşünmektedir. İran İslam Cumhuriyeti, askeri müdahalelerin işe yaramayacağını düşünüyoruz.

- Suriye’nin toprak bütünlüğü ve bölünmezliği ile bu ülkenin milli egemenlik hakkına, bağımsızlığına saygı gösterilmesi ve dış güçlerin bu ülkenin işlerine müdahalelerinin sona ermesi hususlarına ciddi şekilde riayet edilmeli.

- Suriye hükümeti ve halkı bu ülkenin kendinde barındırdığı farklılıkları ve çeşitliliği dikkate alırsa kendi kaderini belirlemek gibi ağır görevi yerine getirme gücüne sahiptir.

- İran, Suriye krizinin başından beri askeri çözüm yolunun sonuç vermeyeceğini vurgulamıştır ve bu gerçek hala geçerliliğini korumaktadır. Suriye krizinin üzerinden 9 yıl gibi uzun bir zaman geçerken, bazılarının peşinde olduğu yönetimi değiştirme yaklaşımlarının bu süreçte elde edilen tecrübeler ışığında artık geçerliliğini yitirdiğine inanıyoruz. Suriye krizi ve bölgedeki benzer krizler barışçıl yöntemlerle ve o ülkelerin kendi halkı tarafından çözülmelidir.

PUTİN: BU BÖLGE TERÖRİSTLERE BİR GÜVENLİ BÖLGE OLMAMALIDIR

Putin'in konuşmasından satırbaşları:

 - Bugün Ankara'da yaptığımız bu zirveye katılmaktan memnuniyet duyuyorum. Astana süreci eminim ki Suriye sürecine en etkin katkıyı sağlayan mekanizmadır. Suriye krizin çözümü Suriyeliler arası siyasi sürecin başlatılması gibi konuları bugün görüşeceğiz. Ortak çabalarımızla istikrar sağlanmış ve şiddet seviyesi düşürülmüştür. Ama en önemlisi olan şu ki, kalıcı çözüm için bir temel attık.

- Üst düzey zirvelerimizin yanı sıra uzman düzeyinde de önemli çalışmalar devam ediyor. On üç toplantı yapıldı, Rusya-Türkiye-İran-BM ve Suriyeli taraflarla birlikte.

- Anayasa komitesi hızlı bir şekilde Cenevre'de çalışmalara başlamalı. Aşırı gruplarla mücadele önemli bir konu. İdlib'deki durum endişe verici. Son dönemde bu bölgede aşırı grupların faaliyetleri aktif hale geldi. Bu bölge teröristlere bir güvenli bölge olmamalıdır.

- Bu terörist tehdidini tamamen yok etmek için ilave adım atmak lazım. Güneydoğu'daki durum da endişe vericidir. Atılan adımlar sadece toprak bütünlüğünün korunması şeklinde olmalıdır, nüfus alanlarına bölünmesi kabul edilemez.

- 2018 yılı Temmuz ayından itibaren 380 bin mülteci Suriye'ye döndü, 1.3 milyon insan da yerlerine döndü. Uluslararası ajanslar da insani yardım konusunda ülkenin yeniden restore edilmesine daha fazla katkı sağlayacaktır. Bu, tüm Suriyeliler içindir; herhangi bir ayrıştırma olmadan uygulanmalıdır.

- Bugünkü görüşmeler, Suriye'de güvenliğin, istikrarın sağlanması, toprak bütünlüğünün korunması ve birliğine de katkı sağlayacaktır.

ZİRVE ÖNCESİ İKİLİ GÖRÜŞMELER

Zirve öncesinde ise ikili görüşmeler yapıldı. İlk olarak Erdoğan Hasan Ruhani ile bir araya geldi. Erdoğan-Ruhani baş başa görüşmesi ve heyetler arası görüşme yaklaşık 1,5 saat sürdü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ardından Rusya lideri Putin ile bir araya geldi. Yaklaşık 1.5 saat süren görüşmenin ardından heyetler arası görüşmeye geçildi.

Putin ile Ruhani'nin görüşmesinin ardından üç lider görüşecek ve ardından basın toplantısı düzenlenecek.

ZİRVENİN ANA GÜNDEM BAŞLIĞI İDLİB 

Ankara, rejim güçleri ve Rusya’nın saldırılarıyla 1 milyon insanın Türkiye sınırına dayandığı İdlib’de artık birkaç günlük ateşkeslerle çözümün sağlanamayacağını, asıl amacın kalıcı ateşkesi sağlamak ve insanların evlerine geri dönmesine imkan tanımak olduğunu dile getiriyor.

Ankara'nın zirvede, kalıcı ateşkesin sağlanması için bölgedeki radikal unsurlarla mücadelede koordinasyon ve işbirliğinin önemine vurgu yapması bekleniyor.

Toplantıda İdlib’in yanısıra Türkiye ile ABD arasında Fırat’ın doğusunda kurulması planlanan güvenli bölgeyle ilgili yürütülen çalışmalar, Münbiç ve Tel Rıfat’taki gelişmeler, Anayasa Komisyonu çalışmaları ve Suriye’deki siyasi geçiş süreci de ele alınacak.

İletişim Başkanlığı'ndan Astana formatında Beşinci Üçlü Zirve Toplantısı'na ilişkin yapılan açıklamada, "İdlib başta olmak üzere, Suriye'deki gelişmelerin değerlendirilmesi, çatışma ortamının sona erdirilmesi, mültecilerin gönüllü geri dönüşleri için gereken şartların temini ile kalıcı bir siyasi çözümün tesisi amacıyla gelecek dönemde atılacak müşterek adımların istişare edilmesinin amaçlandığı" bildirilmişti.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)