BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündem15 Temmuz darbe girişiminin İstanbul'daki ana davası----

15 Temmuz darbe girişiminin İstanbul'daki ana davası

15 Temmuz darbe girişiminin İstanbul'daki ana davası
04 Nisan 2018 - 09:20 www.finansgundem.com

4 general, 7 albay, 2 yarbay ve 1 binbaşının da aralarında bulunduğu 14 sanıklı İstanbul'daki ana darbe davasının 22. duruşması yapıldı.

Esas hakkındaki son savunmasını yapan tutuklu sanık eski Tuğgeneral Eyyüp Gürler, darbe gecesi 'Yurtta Sulh WhatsApp' grubundaki yazışmaların bazılarını kendisinin yapmadığını savunarak, "Günahını almak istemem ama Ahmet Zeki Gerehan atmış olabilir" dedi.

"SABAH 5-6 GİBİ ÇAMURA SAPLANDIĞIMI İYİCENE ANLADIM" 

Dün yapılan 21. duruşmada Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 9 firari sanık ile tutuksuz sanık Erdal Öztürk'ün dosyasının ayrılmasından sonra 14 tutuklu sanık ile devam edilen davanın 22. duruşması Kartal'da bulunan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nde yapıldı. Duruşma, tutuklu sanık eski Tuğgeneral Eyyüp Gürler'in esas hakkındaki mütalaaya karşı son savunmasının alınması ile başladı. Askeri okuldan Tuğgeneralliğe kadar 32 yıl askeri hizmette bulunduğunu belirterek, "32 yıldır yanlış emrini almadığım Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yanlış bir eylem içinde olacağını düşünemedim. Aldatılarak olaylara bulaştırıldım. Birliğini terk etmeyen benim için yeterli, kesin delil yoktur. Bilerek ve isteyerek hiçbir eylemde bulunmadım. Sabah 5-6 gibi bir çamura saplandığımı iyice anladım ve odama çekildim. Endişe içinde bekledim" dedi. 

Darbe toplantısı olduğu iddia edilen 13-14 Temmuz tarihlerindeki toplantıların kalkışma toplantısı olmadığını savunan Gürler, "Söz konusu toplantı bilgilendirme toplantısı idi. Söz konusu bilgilendirmede kalkışma konuşulmadığının ispatı için o güne ait kamera kayıtlarının incelenmesini talep ediyorum" dedi. 

Kalkışmayı önceden bildiğine dair bir belge, bilgi, kayıt bulunmadığını savunan Gürler, "Deniz Harp Okulu Komutanı Tümamiral Mesut Özel'in hürriyetinden yoksun bırakılmasına yönelik planlamam, eylemim, katkım olmadı. 15 Temmuz'da Hava Harp Okulu'na gittim. Hiçbir ortak faaliyete katılmadan, kimse ile konuşmadan oradan ayrıldım. Olay gecesinde Selimiye 1. Ordu Karargahında idim ve oradan bir yere ayrılmadım. Selimiye Kışlası'nda ya da 1. Ordu'ya bağlı herhangi bir silah, araç kışladan çıkmadı. Böyle bir emir vermedim, verdirmedim. Olay gecesi 22.50 gibi sıkıyönetim direktifi geldiğinde vardiya personelinden teyit istedim. Bana bir bilgilendirme gelmedi. Ben ordu harekat merkezini ele geçirmedim. Orası zaten görev yerim. Ordunun harekat kurmay başkanıyım. Ordu harekat merkezinde o gece bulunmamın işgal sayılıp sayılmayacağının genelkurmay başkanlığına sorulmasını istiyorum. Ben harekat merkezini ele geçirmedim. İnsan kendi evini ele geçirir mi?" diye konuştu.

'TELEFONUMA YANIT VERSELERDİ BELKİ KANDIRILMAMA ENGEL OLACAKLARDI'

Gürler, "23.30'dan sabah 4'e kadar ordu komutanımı aradım yanıt alamadım. Kurmay Albay Nihat Aksüt'ü 6 defa aradım yanıt alamadım. Toplam 12 arama yaptım. Birçok kişiyi aradım yanıt veren olmadı, dönüş yapan olmadı. Telefonlarıma cevap verselerdi belki de kandırılmama engel olacaklardı. Ne yazık ki kimse cevap vermedi, cevapsız aramalarıma dönmedi" dedi.

Olay gecesi Selimiye Kışlası'na gelen, kara kuvvetleri komutanlığınca görevlendirildiklerini söyleyen Ahmet Zeki Gerehan dahil kimseyi tanımadığını savunan Gürler, "Harekat komutanlığına gelen tanımadığım 4 kursiyer subayı ordu komutanını enterne etmeleri için Fenerbahçe Orduevi'ne yollamadım. Ordu komutanını enterne edilmesiyle ilgili görev almadım. Ordu komutanının enterne etmeye kimlerin gittiği iddia ediliyorsa onlara sorun. Ben ordu komutanını alınması için emir vermedim, plan yapmadım" dedi. 

WHATSAPP MESAJINI FİRARİ SANIĞIN ÜSTÜNE YIKTI
"Ben ne FETÖ'cüyüm, ne de kalkışmacıyım" diyerek savunmasını sürdüren Gerehan, Yurtta Sulh WhatsApp gurubuna attığı mesajları emir komuta zinciri içinde attığını savunarak, "Bu mesajların bir kısmını da ben atmadım. Teknik olarak benim telefonumdan yazılmış. Atmış olsam, icra ettiğim diğer şeyleri kabul ettiğim gibi bunu da ederim. Telefonuma başkası tarafından yüklenmiş olabileceği gibi ya da günahını almak istemem, akademiden takviye gelen eski Albay Ahmet Zeki Gerehan tarafından atılmış olabileceğinin göz önünde bulundurulmasını, bunun tespiti amacıyla teknik inceleme yapılması talebimi yineliyorum. Ahmet Gerehan'ın 21.26'da mesajı var, 'alınması gerekeni alın' diyor. Mesajları bir kenara koyun, o işte bir karışıklık var. Daha doğrusu mesajların varlığını unutalım" iddiasında bulundu. 

TÜM SUÇLAMALARI REDDETTİ

Kışlada polis tarafından gözaltına alındığında üstünde çıkan 1 dolara ilişkin suçlamayı kabul etmediğini savunan Gürler, "Örgüt yöneticisi olmak suçlaması var. Ben hiçbir örgüte üye değilim, yönetici de değilim. Orayı kırın, burayı dökün, şunu yapın, bunu yapın diye bir talimatım yok. Ben sadece 4 tane mesaj çektim, onu da kalkışma maksadıyla yapmadım. Selimiye Kışlası'nı terk etmedim. Hiçbir eylemi organize etmedim, kalkışmayı başlatmadım. Hiçbir görev taksimatı yapmadım. Halka ateş açılması, sivillere müdahale edilmesi gibi emirlerim olmadı. Atama listesine ismimi iradem dışı yazmışlar" savunmasını yaptı. 

BAŞKAN KARACA: KİMSE BİZİ YANILTAMAZ

Eyyüp Gürler, dün dosyası ayrılan eski Korgeneral Erdal Öztürk'ün bu dosyanın sanığı iken yaptığı savunmada mahkeme heyetini yanılttığını söyledi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Cem Karaca sanık Gürler'e hitaben, "Bazı sözlerinin maksadını aştığını düşünüyorum. Erdal Öztürk savunmasını yaptı. Kimse bizi yanıltamaz" dedi. Başkan Karaca'nın bu sözlerinin, duruşma salonunun izleyici bölümünde bulunan kişiler tarafından alkışlandığı görüldü. Duruşma, sanık Eyyüp Gürler'in avukatlarının savunması ile devam ediyor. 

Darbe gecesi darbenin başarısız olacağını anladıktan sonra gece 04.00 sıralarında kendini kelepçeleterek Akıncı Üssüne mağdur sıfatıyla götürtmekle suçlanan Tümgerenal Fethi Alpay, savunmasını yaptı. Darbeci ve FETÖ'cü olmadığını savunan Alpay, böyle bir mizansen de yapmadığını öne sürdü.

Dün yapılan 21. duruşmada Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 9 firari sanık ile tutuksuz sanık Erdal Öztürk'ün dosyasının ayrılmasından sonra 14 tutuklu sanık ile devam edilen davanın 22. duruşması Kartal'da bulunan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nde yapıldı. 

Davanın öğleden sonra yapılan oturumunda darbe sürecinde Hava Harp Okulu komutanı olarak görev yapan, darbe sonrası ihraç edilen tutuklu sanık Tümgeneral Fethi Alpay, esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını yaptı. 

Darbe girişimi gecesi Moda Deniz Kulübü'nde Korgeneral Mehmet Şanver'in kızının düğününe katılan Fethi Alpay, düğünde diğer generaller ile birlikte kelepçelenerek derdest edildiğini belirterek, iddia edildiği gibi kendisi ile birlikte kelepçelenen generallere kendileri ile birlikte hareket etmeleri yönünde teklifte bulunmadığını söyledi. 

Düğündeki diğer generallerden bazılarının Ankara'ya Akıncı Üssüne, bazılarının da Fenerbahçe Orduevine götürüldüğünü hatırlatan Alpay, kendisinin de MAK timleri tarafından gece saat 02.00'da komutanlığını yaptığı Hava Harp Okulu'na iradesi dışında götürüldüğünü belirterek, burada darbeyi organize ettiği yönündeki iddiaları kabul etmedi.

 KENDİNİ KELEPÇELETEREK SUÇTAN KURTULMA YÖNÜNDE MİZANSEN YAPTIĞI İDDİASINI KABUL ETMEDİ

Darbenin başarısız olması üzerine saat 04.00 sıralarında Hava Harp Okulu'nun kameralarını verdiği talimatla söktürdüğü, ardından da kendisini kelepçeleterek Akıncı Üssüne götürttüğü, bu şekilde yaptığı mizansen ile suçtan kurtulmaya çalıştığı yönündeki suçlamaları da kabul etmeyen Fethi Alpay, "Ben her zaman demokrasiden ve hukuktan yana oldum. Seçilmiş hükümete karşı askeri darbe yapanlara her zaman karşı oldum. 15 Temmuz'da yaratılan kaos ortamını hiçbir zaman desteklemedim. Bu girişimde bulunanları lanetliyorum" dedi. 

16 Temmuz akşamı Akıncılar Üssü'nden darbecilerin elinden kurtulduktan sonra diğer mağdurlarla birlikte Sabiha Gökçen Havalimanı'na geldiğini söyleyen Alpay, "Burada savcılık talimatıyla gözaltına alındım. 18 Temmuz tarihinde hakim karşısına çıktım. Burada WhatsApp gurubunu öğrendim" iddiasında bulundu. . 
Bugüne kadar kendisi ile ilgili 10 tanık dinlendiğini hatırlatan Alpay, "Şu ana kadar dinlenen tanıklardan hiçbiri hakkımda somut ifadelerde bulunamamıştır. İddianamedeki, darbe öncesi toplantının düzenlenmesi, soyut iddialara dayanan silahlı terör örgütü üyesi olmak gibi suçlamaları reddediyorum, hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum" dedi. 
Alpay, "Ben FETÖ'cü değilim. Darbeci değilim. Söylendiği gibi düğünde bazı kişileri darbeye davet edecek kadar da cahil değilim. Tanık beyanlarına katılarak yapılan suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum. Darbe girişimini organize eden toplantılar yaptığım şeklindeki tanık ifadelerini kabul etmiyorum. Karargahta kameraları söktüğüm iddiası yalandır, kameraları kimin söktüğünü bilmiyorum. 15 Temmuz darbe girişimini koordine ettiğime dair iddiada bulunulması hukuka aykırı bir durumdur. Ne planlama ne de icra safhasında yer almadım" iddiasında bulundu. 
Yurtta Sulh Konseyi İstanbul üyeliği ile suçlandığını hatırlatan Alpay, "WhatsApp gurubunda bulunmamdan dolayı bu suçla suçlanıyorum. Adımın WhatsApp grubuna yazılmış olması şahsıma kurulan komplonun bir göstergesidir. Burada benim iradi bir davranışım söz konusu değildir." diye konuştu. 

TAHLİYESİNİ İSTEDİ
Tüm suçlamaları reddeden Alpay, darbeye ilişkisinin olmadığını savunarak tahliyesine karar verilmesini, dosyasının da bu dava dosyasından ayrılarak Hava Harp Okulu dosyası ile birleştirilmesini istedi. 

Duruşma diğer tutuklu sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarını yapmaları amacıyla 04.04.2018'e ertelendi.

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Halk04 Nisan 2018 12:41

    Devlet kademelerinde darbeden önceden haberi olup da halkı sokağa çağırıp ilkelerine şehit olanlar kimlerdir? Cevap veriyorum: darbeye Allah'ın lütfu diyenler.