Girişimciliğin ruhunu üniversitesine taşıyan Dekan

8 / 9

---

ÖZEL SEKTÖRE ELLE TUTULUR BİR TASARIM GÖTÜRÜRSENİZ İKNA OLUYOR

-Bizim en büyük sorunumuz nedir?

Meltem Denizel:  Üretim anlamında bizim en büyük sorunumuz,  araştırma ve geliştirmeye çok büyük yatırımlar yapmamamızdır.  “Ben buna para verdim, ne zaman geri dönecek?” diye sorarsan sonuç alamazsan. Bu uzun vadede geri döner. 10 lira harcadınız iki yıl sonra 20 lira olarak dönecek diye bir kural yok. Bu tür yatırımların da çok büyük kısmı gider zaten. Bu tür yatırımlarda yatırımınızın yüzde üçünün dönüşü olsa bile o sizi ayağa kaldırır.

-Özel sektör ile iyi ilişkileri olan bir üniversitesiniz, eskiden özel sektör çok yanaşmazdı bu tür iş birliklerine siz nasıl ikna ediyorsunuz?

Meltem Denizel:  Biz de iş birliği yapıyoruz ama kolay değil. Geliştirmeye çalışıyoruz. Özel sektördeki profesyonelleşme arttıkça daha iyi olmaya başladı bu ilişkiler. İyi bir proje ile özel sektör şirketlerine gittiğimizde kimse hayır demiyor ama para harcama kısmına gelince kolay ikna olmuyorlar. Biz diyoruz ki şu kadar bütçesi var. Onlar da “Öğrenci projesi olarak yapın” diyorlar.  Ama yavaş yavaş ortak bir kazanım oldukça geri dönüşler hızlanıyor. Kısacası eskiye oranla daha iyi. Ürün odaklı, somut bir iş önerisi götürürseniz sıcak bakıyorlar. Ama işletme tarafında biraz daha zor. Çünkü diğer tarafta elle tutulur bir tasarım götürüyorsunuz ve ikna oluyor.

-Son yıllarda çok sayıda üniversite açıldı, bu doğru bir uygulama mı?

Meltem Denizel: YÖK’ü hep eleştiriyoruz ama doğru bir şey yaptığına inanıyorum. YÖK üniversite açmak isteyenlere, “Kaç profesörün var, kaç doçentin var?” diye soruyor. Bunlar önemli. Her yerde üniversite açılması doğru mu? Bununu net bir cevabı yok. Neden üniversitelere çok talep var? Birçok genç buralardan mezun olup iş bulmak istiyor. Üniversite tek başına meslek edindiren bir yer değildir. Bunu herkesin anlaması lazım. İyi bir liseden de meslek sahibi olunabilir. Onun dışında özel üniversite olarak bakarsanız, vakıf üniversiteleri olarak kurulan Koç, Sabancı, Özyeğin gibi üniversiteler kar amaçlı değil. Bunların asıl amacı topluma faydalı olmak. Bu amaçla yola çıkıyorsan iyi kadro kuracaksın. Mantar gibi üniversite açılıyor ama o kadar çok yetişmiş öğretim üyesi kadrosu yok. Özel üniversitelerde de konsodidasyon olacak. Her şehirde bir üniversite mantığı yanlış. Açalım gerisi gelir mantığı ile okul açılmaz. Şu anda gerisi gelsin diye çabalar var ama yeterli değil.

-Peki, neden Özyeğin üniversitesi?

Meltem Denizel:  Bizim burada çok güçlü bir öğretim üyesi kadrosu var. Bu kadronun yüzde 90’ı ABD ve Avrupa’daki en saygın üniversitelere gider ve hayatını orada devam ettirir. Bu bile tek başına yeterli ve bu öğretim üyeleri tecrübelerini buradaki öğrencilere anlatıyorlar. Genç bir üniversite ve herkes çok heyecanlı. Bizim eğitim ve araştırma ayağımız var, bir de toplum ayağımız var. Burada sektör de var sokaktaki insanlar da giriyor. Bu üç ayağın içerisinde de bağlantılar var. Bizim eğitimlerimiz iki ayaktan beslenir, sürekli birbirlerini besler ve destekler. Bu çerçeve içerisinde hareket ediyoruz. Bizim için sosyal ve çevresel sürdürülebilirlik de önemlidir. Bunların hepsi bir araya geldiği zaman neden Özyeğin Üniversitesi tercih edilmesin!?