Finansı bıraktılar, Juico’yu kurdular

2 / 8

---

AKLIMA GELEN İLK SORU BUYDU: BÖYLE BİR İŞİ TÜRKİYE’DE YAPSAK GÜZEL OLMAZ MI?

Finansgundem.com: Biriniz eski bankacı, biriniz eski reklamcı. Sektörlerinizden neden ayrıldınız?

Sedef Dördüncü: Ben aslında Amerika’da Endüstri Mühendisliği okudum fakat mezun olduktan sonra finansa yöneldim. NYU Stern School of Business’da finans ve girişimcilik üzerine MBA’imi yaptıktan sonra, Barclays’in Yatırım Bankacılığı Bölümü’nde çalışmaya başladım. Bu dönemde farklı sektörlerden çok fazla şirketi inceleme şansım oldu, bu tecrübenin de bana şu anda çok faydası olduğunu düşünüyorum. Juico’ya başlamak ve juice cleanse işine girmek ise tamamen kendi kişisel deneyimim ve yaşam tarzımla alakalıydı. Bu ilgi, New York’ta yaşadığım zamanlarda sağlıklı beslenmek ve evde daha çok sebze ağırlıklı yemekler yapmakla başladı. Juice cleanse fikri ile de Barclays’de tanıştım. Grubumdan analist bir arkadaşım hepimize New York Times’in bir makalesini e-mail attı. Makalenin konusu “Bir çalışma masasından, ötekine arınma”ydı. 2012 yılında “Juice cleanse” konsepti Wall Street’i birdenbire sardı. Çünkü özellikle finans sektöründe çok uzun saatler çalışıldığı ve kötü yemekler yendiği için insanların çok kuvvetli bir bağışıklık sistemine ihtiyacı oluyor. Bu sektördeki kişiler uzun süre masada oturdukları için hareket edemiyorlar ve gerçekten kendilerini yorgun, bitkin ve yaşlı hissetmeye başlıyorlar. Bu nedenle “Juice cleanse” Wall Street’ten başlayarak önce Amerika’nın geri kalanına, daha sonra da Avrupa’ya hızlı bir şekilde yayılmaya başladı.
Biz de 24 kişi ofiste 3 günlük bir kür denemeye karar verdik. Hepimizin ilk deneyimiydi. Çok da iyi geçti ve o sırada şimdiki eşim Utku’ya, “Böyle bir işi Türkiye’de yapsak güzel olmaz mı?” diye sorduğumu hatırlıyorum. Hatta fikirden heyecanlanarak ilk e-mail attığımız kişi Deniz oldu. Deniz, Türkiye pazarını iyi tanıdığı için fikrimi onunla paylaştık ve ne düşünüyorsun diye sorduk. Gerisini Deniz anlatsın.
Bu arada Deniz, benim eşimin kız kardeşi...

Deniz Dördüncü Derman: Ben de Amerika’da İşletme Bölümü’nden mezun oldum ve orada iki senelik bir finans deneyimim oldu. Ama açıkçası finans sektörü bana pek uygun değildi. Dolayısıyla Türkiye’ye döndüğümde daha farklı ve kreatif bir alanda çalışma isteğiyle bir reklam ajansında Stratejik Planlama bölümünde işe başladım. Markalar, pazarlama ve iletişim dünyası ile tanışmam bu sayede oldu. İlerleyen dönemlerde bu dünyanın müşteri tarafında da deneyim kazanmak istediğimi fark ettim. Böylece farklı şirketlerde pazarlama ve satış alanlarında çalıştım. Oradaki deneyimlerimden sonra tekrar reklam ajansı hayatına döndüm. Ve son olarak Propaganda diye bir ajansta stratejik planlama ve iş geliştirme üzerine çalıştım.
Sedef’ten böyle bir mail geldiği zaman fikir beni potansiyel bir müşteri olarak çok heyecanlandırdı çünkü ajans hayatında da uzun saatlerle sağlıklı bir yaşam ve beslenme düzenini oturtmak benim için çok zordu. Daha sonra Kasım 2012’de Sedef’le Utku’yu ziyarete Amerika’ya gittiğimde juice cleanse konseptini bizzat görme fırsatı yakaladım. Sedef Türkiye’ye döndüğünde bu işi beraber yapmayı teklif ettiğinde, bu kadar taze bir fikir ile kendi markamızı oluşturma fırsatını tabi ki tereddütsüz kabul ettim.