Finansal Kurumlar Birliği'nden mesaj var

8 / 10

---

ÇİN’DEN SONRA İHRACAT FAKTORİNGİNDE DÜNYADA BÜYÜYEN İKİNCİ ÜLKE TÜRKİYE

-Faktoringin ihracattaki payı ve önemini anlatabilir misiniz?

Osman Zeki Özger:  Faktoring sektörünün altı ay içerisindeki yapılan işlem hacminin ihracattaki payı yüzde 16’larda. Bu garantili ihracat.  Garantili ihracattan kasıt, faktoring sektörünün uluslararası bağlantısı ile yurt dışına mal gönderen bir ihracatçı, faktoring sektörü tarafından garanti ediliyorsa ihracatını da kaygısız artırabilir ve kendi finansmanını yaratmış olabilir. Sektör olarak özellikle ihracat tarafına çok önem veriyoruz. Hem misyonumuzun bir parçası olsun diye hem de yaklaşık 235-240 tane, Eximbank’ın da bağlantılı olduğu uluslararası şirketlerle, ülkelerle faktoring ihracat teması yapılıyor. Bu sene Çin’den sonra ihracat faktoringinde dünyada büyüyen ikinci ülkeydik. Bizim sektörümüzdeki ve Birliğimizin yönetiminde olan faktoring şirketleri, uluslararası ödüller almış şirketler. Birçoğunun ihracat adına çabaları var…

-Sizce leasing sektörü, 8.2 milyar TL ile 2007 yılında gördüğü en yüksek işlem hacmine yeniden ne zaman ulaşabilir? Sektör için KDV oranının yeniden düzenlenmesi işlemleri nasıl etkiledi? 2014, 2015 ve önümüzdeki yıllara ilişkin rakamsal hedefleri öğrenebilir miyiz?

Osman Zeki Özger:  Şimdi finansal kiralama sektörünün 2007’ye kadar sürekli giderek artan rekor demeyeyim ama belli bir yüzdede büyüyen bir yapısı vardı. Ne zamanki 2007 yılının sonunda KDV sorunu çıktı, ‘Ne olacak şimdi?’ oldu. Dolayısıyla 2007 yılında 8.7 milyar dolar toplam işlem hacmi ki bir önceki sene 7 milyar dolardı,  artarak giden bir işlem hacmi 5,5 milyar dolara düştü. Sonra 4 milyar dolara, 2 milyar dolara ve1.9 milyar dolara düştü. Çok ciddi düşüş oldu.

Finansal kiralama dernekleri olarak bunu birçok mecrada anlatmaya çalıştık. “Bakın, böyle böyle matrah olmayınca KDV olsa ne olur?” dedik. Sonradan ekonomi yönetimi, “Bunu, belli yüzdede KDV’nin suistimal edildiğini, amacına uygun kullanılmadığını, hatta zaman zaman bazı finansal kiralama şirketlerinin buna fırsat verdiğini, böyle bir sistemden dolayı böyle bir işin varlığından, tespitinden, inancından dolayı bu engeli koyduk” dediler. Ama biz de şunu anlattık; eğer var ise toplamın içerisinde ne kadar, buna bakalım. Kim yapıyorsa da onu cezalandıralım. Doğrusu da o. Yani 100 birim içerisinde 5 birim var ise onları bulalım, ayıklayalım ve onları yok edelim.

Birdenbire de konulmuş bir kanunun ertesi gün yok olması gibi bir durum da söz konusu değildi. Bunların arkasından 2008 krizi de geldi, o da biraz tuzu biberi oldu. Ve en düşük 1,9 milyar dolarlara kadar geldi. Bugüne bakarsak şimdi, geçen sene 6.7 milyar dolara geldik. Bu senede 2007’nin rekorunu yakalama çabası içerisindeyiz. Dediğim gibi iyi gidiyorduk, fakat bu son 6 ay içinde yatırımlar biraz hafife alındı. Bu arada şunu da göz ardı etmemek lazım.  Yabancı parayla işlem yapanlarda kurdaki beklenmedik hareketler yatırım yapanı da kaygılandırıyor. Dolayısıyla beş-altı yıl vadede yatırım yapacak birisi haklı olarak kurun ne olacağını görmek istiyor. O zaman da bunu böyle göremediğinde ve bununla ilgili kaygıları yaşamaya başladığında birazcık çekimser davranıyor. O da bizi olumsuz etkiledi. Ama ben yine bu son üç aydan oldukça ümitliyim.

Şimdi tabi “Yıl sonu hedefi nedir?”derseniz, şöyle söyleyeyim, biz hedefi biz revize ettik. Hedefi 7.5 milyar dolarla 7.8 milyar dolara revize ettik. Ama ilk yola çıkarken de 2007’de bıraktığımız yerden orayı bir bulacağız dedik. Ben çok karamsar değilim. Olur mu olmaz mı bilmiyorum ama, olma ihtimali çok daha yüksek. Yılbaşında da oturup konuşursak ne kadar ne yaptık onu da söyleriz.