İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin, Sinpaş GYO Bursa Modern Projesi yönetcileri tarafından düzenlenen etkinliğe konuşmacı olarak katıldı. Türkiye ve dünya ekonomisi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof.Dr. Alkin, ABD'de yaşanan bütçe krizinden dolayı, parasal genişlemenin devam edemeyeceğini söyledi. Cumhuriyetçiler ve demokratlar arasında yaşanan siyasi kapışmalardan dolayı ABD'nin bütçesiz kaldığına dikkat çeken Prof.Dr. Alkin, "17 Ekim'de yani Kurban Bayramında ikinci büyük kaos geliyor. Amerikan Federal Hazine Borç Tavanı'nın doluyor. Bu nedenle kongrenin bu borç tavanını artırması gerekiyor. Cumhuriyetçiler ile demokratlar bu gerginliği orada da sürdürürlerse 17 Ekim'de yapılacak kongrede, Amerikan Devleti bu kezde temerrüde düşecek. Yani belli bir dönem için, borçlanamadığından dolayı vadesi gelen borçlarını ödeyemeyecek hale gelecek. Böylece bütün sorumluluk ABD Merkez Bankası üzerinde kalacak" dedi.
"ÖNÜMÜZDEKİ BİRKAÇ YIL TASARRUFA TEŞVİK EDECEK DÖNEM OLMALI"
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın açıkladığı Orta Vadeli Program ile ilgili değerlendirmede de bulunan Prof.Dr. Alkin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Babacan'ın, altını kalın çizgilerle belirlemiş olduğu riskler ve olası problemler dikkate alındığında, ABD Merkez Bankası'nın parasal genişlemedeki kararında bir yumuşama söz konusu olursa, bence bu yumuşamayı, reel sektördeki yabancı para cinsinden borçları kısmen azaltmak olarak değerlendirmeliyiz. Dolayısıyla ayağımızı yorganımıza göre uzatmalıyız. Kurların birden bire yumuşamasından aşırı cesaretlenerek, 'Herşey güllük gülistanlık, süper. Biz tekrar açılalım' dememeliyiz. Babacan çok doğru bir ifade ile önümüzdeki birkaç yılı Türkiye'nin hane halkını tüketim harcamalarına teşvik etmekten çok, hane halkını tasarrufa teşvik edecek dönem olarak geçmesi gerektiğini söylüyor."
"TİŞÖRTLE SOĞUĞA ÇIKILMAZ"
Her dönem büyüme rakamlarında revize yapıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Alkin, yaşanan dalgalanmalara karşı Türkiye'nin daha dikkatli olması gerektiğini savundu. Prof.Dr. Alkin, "Türkiye'nin o dalgalanmalara göğsünü, bağrını açmış olarak değil, tam tersine biraz daha tedbir alarak girmeli. Bu mevsim ince bir pardesü ve kaşkol gerektiren bir dönem. Şimdi yaz aylarındaki gibi bir tişört giyerek akşam kör karanlığında soğuğa çıkılmaz. O yüzden tedbirli olmalıyız. Böyle bir belirsizlik ortamında 2014 ve 2015'te aşırı büyümeye yönelmek, Türkiye ekonomisini yüzde 6 - 7 büyütmek Allah korusun bizi zatürreye dönüştürebilir. Bu iş daha ciddi hastalıklara dönebilir. Böbreklerini kaybedebilir. O tedbirleri de cari açığı kontrollü tutmaktan, enflasyonu dizginlemekten, Türk halkını 2014, 2015 ve 2016'da daha fazla tasarruf etmeye teşvik etmekten geçiyor. Bunu vurgulamak lazım" diye konuştu.
"KAMU HARCAMALARI KISILABİLİR"
Tasarruf sahiplerini teşvik etmek için diğer yatırım araçlarının cazibesinin arttırılması gerektiğini dile getiren Prof.Dr. Alkin, faizi cazip kılarak, hisse senedi ve tahvilin cazibesini arttırarak bunun gerçekleşebileceğini söyledi. Faizleri yükseltmenin başka maliyetleri de beraberinde getirebileceğine işaret eden Prof.Dr. Alkin, kamu harcamalarının da kısılabileceğini vurguladı.
"2016'DAN SONRA DAHA RİSKLİ YATIRIM ARAÇLARI GÖZE ALINABİLİR"
Son dönemde yaşanan gelişmelere bağlı olarak yatırım yapılabilecek araçlar hakkında da öneride bulunan Prof.Dr. Alkin, "Bu dönemde ABD Merkez Bankası parasal genişlemeyi bitiren düğmeye basacağına göre altını kesinlikle tavsiye etmem. Tavsiye edeceklerim geleneksel yatırım aracı olarak banka mevduatı, hisse senedi veya katılım bankalarımızın söz konusu kar - zarar ortaklığı hesaplarına dahil olmaktır. Bu dönemi riskli yatırım araçlarından çok, getirisi sabit olan, daha sakin yatırım araçları ile geçirmek çok daha sağlıklı gözüküyor. 2016'dan sonra getirisi daha çok riskli araçlar göze alınabilir" dedi.