'Ne yapacağını bilmiyor, söz de dinlemiyor!'

Merkez döviz satarak doların ateşini söndürebilir mi? Ne kadar satmalı? Faizler de yükseltilmeli mi? Yeni hedef seviyeler ne olmalı?

İşler bozulunca Merkez Bankası'na yönelik eleştirilerin de dozu artmaya başladı. Tabii bu noktada eleştirilerin, uyarıların kimden ve nasıl geldiği de önemli. Yaman Törüner, geçmişinde borsa ve Merkez Bankası başkanlığı unvanları bulunan önemli bir isim. Üstelik Milliyet Gazetesi yazarı Törüner, uyarı ve eleştirileri için değerli ekonomi yazarları Güngör Uras ve Ercan Kumcu'ya da atıfta bulunuyor...
İşte Yaman Törüner'in Merkez Bankası'na yönelik eleştiri ve uyarıları:
Ben dahil birçok köşe yazarı Merkez Bankası’nın ne yapması gerektiğini yazdı durdu. Aylardır “Biz biliriz" dediler. Şimdi herkes tedirgin. Döviz fiyatlarının nerede duracağını kestiremiyoruz. Oysa, Merkez Bankası’nın kendi yaptığı “Beklenti Anketi”, durumun bu hale geleceğini aylar öncesinden göstermişti.
Peki şimdi ne yapmalı?
Güngör Uras’ın ve Ercan Kumcu’nun dediğini yapmalı. Ben, onların demek istediklerini günlük politikalara dönüştürmeye çalıştım:
* Merkez Bankası ne yaparsa yapsın, döviz fiyatı yükselecek.
* Merkez Bankası, ABD doları için bilimsel yöntemlerle bir üst nokta belirlemeli. Bu nokta 2.30’a kadar olabilir. Ancak, hedefin piyasaya bildirilmesine gerek olmayabilir.
* Her gün, bir hedef açıklanarak; bu noktaya kadar sınırsız döviz satılmalı. Örneğin, 2.04 hedefi verilirse; bu fiyata kadar olan tüm talepler karşılanmalı. Ama mutlaka sınırsız döviz satışı yapılmalı. Sınırsız satış yapılmazsa, müdahaleye rağmen döviz fiyatı düşürülememiş olur ve ertesi gün yeniden fiyat artar. Bu ekonomik ortamda, Merkez Bankası piyasaya bol döviz likiditesi vereceğini göstermeli ki kimse manipülatif hareketlere girişmesin.
* Merkez Bankası döviz fiyatını yükseltmek istemediği izlenimi vermemeli. Piyasaya döviz verdikçe, zaten bir denge noktası belirecektir. Döviz fiyatının yükselmesi, ithalat talebini düşürür ve cari açığı bir noktada sıfırlar. Döviz fiyatı artış hedefi de, revize edilebilir. Bu gidişat, günlük takip edilmelidir.
* Satışlar, gün boyunca sürmeli; döviz rezervi azaltmaktan korkmamalı; piyasa dövize boğulmalıdır. Tecrübe ile sabittir ki, dalgalanma bittiğinde, bu dövizler yeniden Merkez Bankası’na dönecektir.
* Merkez Bankası’nın bankalara olan borçları azaltılarak döviz operasyonu yapılırsa; yani, döviz ve altınla alınan munzam karşılıklar azaltılırsa, piyasaya döviz girecek ama döviz almak için bankaların TL ödeme ihtiyacı olmayacaktır. Bu politika, piyasadan TL çekmeden döviz ihtiyacını karşılama politikasıdır. Aksi takdirde, bankalar Merkez Bankası’ndan döviz almak için TL bulmak zorunda kalacaklar ve TL faizleri geçmişte olduğu gibi füze gibi yükselecektir. (Geçmişte, Merkez Bankası’nın yeterli döviz rezervi olmadığı, hatta rezerv sıfırlandığı; Hazine de harcamaları durduramadığı için, döviz TL karşılığı satılmış ve zorunlu olarak faizler füze gibi yükselmişti.)
* Ancak, yeni denge sağlanıncaya kadar, şimdi de faizlerde bir miktar yükseltmeye gitmekten korkmamalı ve kontrolden çıkarılmadan faizler yükseltilmelidir.
* Bu politikalar sayesinde, TL mevduatları dövize dönmek nedeni görmez ve insanlar spekülatif harekette bulunmaktan kaçınır.
* Ayrıca, bu politikalar uygulanırken, Maliye Bakanlığı ve Hazine ile işbirliği yapılarak, harcamaların geçici olarak kısılması ve devlet yatırım ve yardımlarının ertelenmesi gerekiyor.