Borsadan gizli olarak elden çıkarılan türevlere ilişkin yeni banka sermaye kuralları görüşmelerin öncesinde Avrupa'nın önde gelen şirketleri, JP Morgan Chase ve diğer Amerikalı şirketleri, kendi çıkarlarını öne koymakla suçladı.
Anlaşmazlık, 6,500 şirketi temsil eden Avrupa Kurumsal Haznedarlar Birliği'nin AB'yi şirketlere satılan türevlerin, ağır sermaye kurallarından muaf tutulması suretiyle Basel III kurallarını sulandırmaya ikna etmekteki başarısının ardından ortaya çıktı.
AB'nin hamlesi, Avrupalı bankaların, tezgah üstü piyasa türevlerinde diğer bankalardan daha düşük faiz uygulayacağı anlamına geliyor. Bu durum, risk önlemleri için daha az ödeyecek olan Avrupalı kurumlar için iyi haber olsa da, Amerikalı rakiplerinin oyun sahasının kendilerininkiyle aynı olmadığını söyleyen şirketlerin eleştirilerine neden oldu.
Haznedarlar grubunun başkanı Richard Raeburn geçtiğimiz ay JP Morgan'a Amerikalı bankaların kendi regülatörleri ve Basel Bankacılık Düzenlemeleri Komitesi ile konu hakkında yürüttüğü lobi faaliyetlerini eleştiren bir mektup kaleme aldı.
Financial Times gazetesinin ele geçirdiği mektupta Raeburn, AB'deki muafiyetin, JP Morgan'ın "küresel çapta kurumsal müşterilerin çıkarlarının her şeyden önce geldiği" iddiasına ilişkin şüphelere neden olduğunu ileri sürdü.
Raeburn, bunun, bankaların politika pozisyonlarında müşterilerinin çıkarlarını gözetmediği ilk vaka olmadığını söyledi.