Olası bir depremde yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya olan bu binaların çoğu İstanbul'un en kıymetli eski yerleşim yerlerinde yükseliyor. İstanbul'daki bina stokunun yüzde 20'sini oluşturan bu binalar ekonomik ömürlerini tamamladıkları için depremde birinci derecede risk taşıyorlar.
Her an depremi bekleyen İstanbul için asıl riskin sanıldığı gibi yeni yerleşim bölgelerinden çok eski yerleşim yerlerinde olduğunu söyleyen Fi-Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Fikret İnan, " İstanbul'un en değerli semtlerinde insanlar "Tabut bina"larda yaşıyor.Suadiye, Erenköy, Bostancı, Göztepe İstanbul'un en gözde en prestijli semtleri. Ancak, buraların yüzde 70'i yıkılmalı bize göre.Suadiye, Şaşkınbakkal yüzde 70-80' i yıkılmak zorunda. Kentsel dönüşümede daha fazla can ve mal kaybı yaşamamak için şehir merkezlerinden başlamak gerekiyor.Şehir dışındaki yeni yerleşim alanları ise 1999 sonrası yapıldığı için daha avantajlılar." dedi.
Deprem kuşağında yer alan Türkiye'de ihmalin 50 yıldır sürdüğünü belirterek, "Asıl ihmal kat mülkiyeti kanununun şimdiye kadar değişmemesi" diyen İnan, İstanbul'un depreme hazır hale gelmesinin en iyimser tahminle 10 yılda tamamlanacağının söyledi.
Asıl ürkütücü olanın ise yaşanacak bir depremde sadece İstanbul'un değil Türkiye ekonomisinin büyük yara alması olacak diyen Fikret İnan, "İstanbul'un yara alması Türkiye'nin ekonomisini olumsuzluklara neden olur. Ülkenin geleceğini etkileyebilir deprem.Kentsel dönüşüm yasasının bir an önce çıkmalı ve kat mülkiyeti kanunundaki değişiklikler zaman kaybetmeden uygulamaya geçirilmeli. Bu iki yasaların çıkması için uzun zamandır çalışıyorduk. Maalesef acı ama Van depremi bu konuda itici güç oldu." yorumunda bulundu.