Bir insan ardında bıraktıklarıyla anılır, hatırlanır; Hasan Pulur da dürüstlüğe adanmış bir gazetecinin yaşam öyküsüyle…
Bir telefonla kabul etmişti bizi Milliyet'teki odasına. Röportaj isteğimizi kırmamış, ‘olaylar’ı ve ‘insanları’ bizim için açmıştı masasına. Karşısına oturduğumda biliyordum ki çok şanslıydım, o gün gazetecilik yaşantımın en güzel, en keyifli saatleriydi. Yüzündeki tebessüm, yılların yükünü taşıyan o çizgiler; Türkiye’nin en kritik dönemeçlerine şahit olmuş o gözler tam karşımdaydı. Tuşlara hükmeden elleri ise daktilosunda… Nükteleri patlatırken Hasan Abi’ydi; mesleği, meslektaşları, gündemi eleştirirken Hasan Usta… Her konuşması dobra dobra..
Sohbette çay, kahve, kahkaha boldu ama lafını esirgemeden anlatıyordu Pulur. Dile kolay 50 yıl, nefes kesen gerçeklerle, kalp yoran acılarla iç içe 50 yıl. Çelik ruhlu kalemiyle her günü köşesine taşıdığı o 50 yıl…
Dev röportajı Akıllı Yaşam sayfalarına aktarırken, “Onu anlatmaya söz yetmez diyoruz ve artık sözü Hasan Pulur’a bırakıyoruz” demiştim. Şimdi de öyle; söz Hocamız, ustamız, duayen gazeteci Hasan Abi’mizde…
(Gündem Medya Grubu yayın organı Akıllı Yaşam’a konuk olan Hasan Pulur’un röportajı dergiden sonra finansgundem.com’da da okurlarla buluşmuştu. Büyük Usta’ya saygılarla…)