Kocasakal, “FETÖ’yü temizliyoruz derken, bunun yerine başka tarikatlara ve cemaatlere yol açıyorlar” dedi ve ekledi: İnsan aklıyla alay etmesinler. Aynı tehlikeleri tekrar yaratıyorlar. Hiç mi ders almadılar?
İstanbul Baro Başkanlığını 3 dönemdir sürdüren Ümit Kocasakal, Türkiye'de hemen hemen hiç alışık olmadığımız bir şey yaptı ve “koltuğu” bırakma kararı aldı! Şimdi aktif siyasete girmeye hazırlanıyor. Açık açık; “Hedefim CHP Genel Başkanlığı” demedi. Ama inkar da etmedi. Önündeki zorlu yolu, hayat felsefesi olan şu cümleyle özetledi: “Su akar yatağını bulur…”
MİLLETİMİN EMRİNDEYİM
– İstanbul Barosu Başkanlığını bırakıyorsunuz ve siyasete yeşil ışık yakıyorsunuz. “Ümit benim” mi diyorsunuz?
Bırakma sebebim siyasete girmek değil. Etik olan bu olduğu için bırakıyorum. Hep, su akıp yatağını bulur diye düşünürüm. Dolayısıyla evet adım Ümit ama sorduğunuz hususta bunu söylemek bana düşmez; toplumun talebidir önemli olan. Hiçbir şeyden elimi eteğimi çekiyor değilim. Sadece baro başkanlığını bırakıyorum. Ümit Kocasakal olmayı bırakmıyorum. Ülkemin, Türk Milleti'nin emrindeyim. Halk beni nerede görmek istiyorsa, bu görevden kaçmam.
TEK KAYGIM ÜLKEMİN GELECEĞİ
– Kısa bir süre önce CHP'ye üye oldunuz. Hedefiniz CHP Genel Başkanlığı mı?
CHP ayağa kalkmadan, Türkiye ayağa kalkamaz diyorum… İhtiyaç olan şey kişiler, kurtarıcılar değil, sağlam bir fikir ve kadrodur. Benim şahsım adına kişisel bir beklenti veya talebim yok. Benim derdim ve kaygım ülkemin geleceği, tek hedefim de ülkemin aydınlığa çıkması.
– Ama genel başkanlığa aday olunmuyor, aday gösteriliyor. Bu anlamda halktan gördüğünüz teveccühü, delegeden de göreceğinize inanıyor musunuz?
Önüme nelerin getirileceğini biliyorum. Diyecekler ki, hatta diyorlardır ki; “Partiye üye olalı ne kadar oldu? Partinin tozunu mu yuttu?” Benim CHP'ye gerçek anlamda üyeliğim; 11 Mayıs 1966'dır. Doğum günüm. Yani ben doğuştan itibaren Atatürk'ün partisinin üyesiyim ve ömrüm boyunca yuttuğum tek toz cumhuriyet ve Atatürk. Parti sadece delegeden ibaret değildir. Aslolan taban, seçmen ve kamuoyudur. Ben bu ülkenin tarihinin ve dinamiklerinin ülkeyi bu karanlıktan çıkaracağına adım gibi eminim. Mesele daha fazla tahribat olmadan bu karanlıktan çıkmak.
ÜLKEDE BİR MASKELİ BALO VAR
– Nasıl olacak o?
Türkiye bugün emperyalizmin kuşatması altında darbe ile dikta arasında sıkıştı kaldı. Siyaset tıkandı. Türkiyce Cumhuriyeti'nin arlığını tehdit eden bir iktidar sorunu var. Ama en az onun kadar önemli olan ve alternatif olamayan, yaratamayan bir muhalefet sorunu var. Bakın şu anda bu ülkede bir maskeli balo var aslında! Darbe teşebbüsünün arkasında Amerikan emperyalizmi var, bunu biliyoruz. Ama darbenin iklimini bu iktidar oluşturdu. Siz 15 yıldır iktidar olarak bu ülkenin kimyasıyla, genetiğiyle oynarsanız, Cumhuriyetin taşıyıcı kolonlarını kesmeye uğraşırsanız, akıl ve bilimi sürgüne gönderip yerine hurafeleri koyarsanız, ülkeyi ve kurumlarını tarikatlara, cemaatlere teslim ederseniz, laik, bilimsel eğitimi ortadan kaldırırsanız, ülkenin tarihine ve kurumlarına olan inancını ve güvenini sarsarsanız, BOP eşbaşkanlığına soyunup emperyalizm ile birlikte hareket ederseniz, bu darbe teşebbüsünün iklimini da yaratmış olursunuz.
CEMAATÇİLERİ YERLEŞTİRİYORLAR
– FETÖ ile mücadele edilirken bir yandan da tarikat ve cemaatler tartışılıyor. Devlete sızan başka cemaatler olabilir mi?
Tarikat ve cemaatler zenginlik falan değil, çağdaş bir toplumun ve cumhuriyetin temeline konulmuş, pimi de emperyalizmin elinde olan dinamitlerdir. Şimdi görüyoruz ki; gidiyor Pensilvanya, geliyor Menzilvanya! FETÖ'yü temizliyoruz derken, bunun yerine başka tarikatlara, cemaatlere yol açıyorlar ve Türkiye'yi yine aynı tehlikelere maruz bırakıyorlar. Bugün özellikle yargı içinde, milli eğitim ve sağlıkta, başka cemaat ve tarikatlara yol verildiğini görmüyor muyuz? Aptal mıyız biz? İnsanların akıllarıyla alay etmesinler. Aynı tehlikeleri tekrar yaratıyorlar. Hiç mi ders almadılar?
Yenikapı ruhu değil, ülkeyi sadece Atatürk birleştirir!
– Yenikapı ruhunu destekliyor musunuz peki?