Dalgalı seyreden ilişkilerin ardından, son dönemde Türkiye ile Körfez ülkeleri arasında toplantılar, telefon görüşmeleri, yatırım vaatleri ve diğer konularda olumlu bir anlayış gelişimine şahit olduk.
Bu çerçevede Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli bankalar, Türk muadillerine verdikleri kredileri artırırken aynı zamanda Batılı bankaları bıraktığı boşluğu doldurdu.
Bloomberg tarafından derlenen verilere göre, BAE’nin en büyük iki bankası olan Abu Dhabi Commercial Bank ve Emirates NBD Bank, yılın ilk yarısında Türk bankalarına verilen tüm sendikasyon kredilerinin yüzde 61’ini verdi. Bu oran bir önceki yılın aynı döneminde yaklaşık yüzde 15 seviyesindeydi.
Buna karşılık 2021’den bu yana her yıl Türk bankalarına kredi veren ING, Deutsche Bank, Citigroup ve Standard Chartered gibi şirketlerin bir yıl önce yüzde 33 olan kredilerinin payı 18’e geriledi.
Sözcü'de yer alan habere göre, geçtiğimiz yıllarda Türkiye’de uygulanan ekonomi politikaları nedeniyle ciddi bir yabancı çıkışı gerçekleşmişti. Bununla birlikte pek çok uluslararası banka, mayıstaki kritik seçimler öncesinde Türkiye konusunda giderek daha temkinli davranmıştı.
Diğer yandan BAE’li bankaların artan ilgisine rağmen, Türk bankalarının dış borçlanması tüm zamanların en düşük seviyesinde. Verilere göre, bu yıl alınan sendikasyon kredisi miktarı bir yıl önceki 6,4 milyar dolar seviyesinden yüzde 55 düşerek 2,9 milyar dolara geriledi.
İstanbul merkezli aracı kurum Ata Invest’in baş stratejisti Batuhan Özşahin konu ile ilgili değerlendirmesinde, “Batılı bankalar Türkiye’nin kredi geri ödeme sorunu olmamasına rağmen ülkedeki risk konusunda temkinli” dedi.
Özşahin, Körfez ülkelerinin Türkiye için daha fazla risk almaya hazır olduğunu belirterek, “Bu yüzden onları Türk bankalarına daha çok borç verdiklerini görüyoruz” dedi.
Bloomberg Intelligence Kıdemli Gelişen Avrupa Bankacılık Analisti Tomasz Noetzel ise “Beklenen yeni ekonomik reformlar, üçüncü ve dördüncü çeyreklerde yapılacak bir sonraki sendikasyon turunda Türkiye’deki risk algısı için bir turnusol kağıdı görevi görecek. Bu nedenle bu eğilim değişebilir” dedi.