Faiz artışına çarpıcı bir yorum

Akşam yazarı usta ekonomist Deniz Gökçe, gündemin önemli konusu Merkez’in kararı için ne düşünüyor? İşte o yazı...

FAİZDE ARTIŞ!

Merkez Bankamız, Başkan Murat Çetinkaya başkanlığında yaptığı açıklamayla üç adım attı. Birincisi, 2014 yılından bu yana ilk defa, tam 34 ay sonra faizleri artırdı. Merkez Bankası'nın politika faizi 7.50 düzeyinden 8.0 düzeyine yükseltildi. Faiz koridorunun üst bandı da 8.25 değerinden 8.50 değerine yükseltildi. Böylece minimal de olsa bir faiz artışı gerçekleşmiş oldu.

İkincisi, Merkez yabancı para karşılıklarda da 50 baz puan azaltma yaparak piyasaya az da olsa bir miktar döviz likiditesi bırakmış oldu. Piyasayı bir miktar rahatlattı. Üçüncüsü, 2016 yılının sonuna kadar vadesi dolacak olan reeskont kredilerinin vadesini uzatmak ve de geri ödemeleri döviz değil TL olarak yapmaya izin vererek ihracatçıların üzerindeki döviz baskısını da azaltmış oldu.

Önlemler piyasada minimal olarak değerlendiriliyor! Cuma sabahı ben bu yazıyı yazamaya başladığımda dolar kuru 3.44 TL düzeyinde idi. TL hem uluslararası ekonomik gelişmeler, hem de siyaset sorunları nedeni ile değer kaybediyor demek en doğru yaklaşım olur.

25 mart 2016 tarihinden başlayarak, 10.75 düzeyindeki koridor üst bandı 22 Ekim'de 8.25 düzeyine inmiş ve orada sabit tutulmuştu. Şimdi ise üst koridor da 24 Kasım'da yeniden 0.25 zam ile 8.50 düzeyine yükseltildi. Koridorun kafa karıştırdığı,sadeleştirilmesi gerektiği gibi ilginç bir tez ile koridor aleyhine reklam yapılmıştı. Ben koridorun neden ortadan kaldırılmaya çalışıldığını anlayamıyorum. Neden ortada tek bir faiz olması gerektiği de bana gerekli bir yaklaşım olarak gelmemekte.

Koridorun üst faizi bence döviz kurları çeşitli nedenlerle yükseldiği zaman faizin hangi noktaya kadar yükseltilebileceği konusunda önemli bir bilgi vermekte idi.

Ülkemizde enflasyon oldukça yüksek. Yatırımcılar, üretici ve ihracatçılar tabii doğal olarak daha düşük bir nominal faiz istemekteler. Ama bir de örneğin tasarrufçu veya emekli vatandaşlar var. Onlar da enflasyondan düşük olan bir faizle reel kayba uğramamak için nominal faizlerin enflasyondan az da olsa yüksek olmasını isterler. Bu nedenle faiz politikası hem yatırımcı hem de tasarrufçuyu memnun etmek zorunda. Aşağıdaki Merkez Bankası'ndan alınmış olan grafik son dönemde ortalama fonlama faizinin düştüğünü gösteriyor. Ama bu politika ile bir yılı bile bitiremeden, yeniden faiz artırmak zorunda kaldık. Grafik 16 Kasım tarihli verilere kadar gelmiş. Faiz aslında hem ekonomik nedenler sonucu hem de siyasi gelişmeler sonucu artmış oldu diye düşünmek bence daha doğru. Bakalım zaman içinde neler olacak.