Erdoğan'la Başçı ters düştü?

Başbakan Tayyip Erdoğan ve MB Başkanı Erdem Başçı yine ters düştü. Faiz sebep, enflasyon sonuç mu? Yoksa enflasyon sebep, faiz sonuç mu?

Merkez Bankası'nın son PPK toplantısı sonrasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Merkez Bankası'na çok sert eleştirilerde bulunmuştu. Bakanlar Kurulu'nda sunum yapan Erdem Başçı'nın bu eleştirilerden sonra Başbakan'ı ikna edebileceği merak konusuydu. Ama Erdoğan sert eleştirilerine sunum sonrasıda devam etti.

Erdoğan'la Başçı'nın ters düştüğü bir konu vardı o da 'faiz sebep enflasyon sonuç mu? yoksa 'enflasyon sebep faiz sonuç mu?... Erdoğan'ın fikri en baştan beri netti. Erdoğan'a göre enflasyon faizin sonucuydu. Başçı kendi fikrini ise ilk kez bu kadar net dünkü Konya'daki konferansta belirtti.

Erdem Başçı'nın dünkü konferansı bu açıdan önemliydi. Vatan yazarı Ercan İnan konferansta dikkat çeken bir ayrıntıyı daha kaleme aldı. İşte İnan'ın o yazısı;

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “Faiz sebeptir, enflasyon sonuç” dediğinde tarih 27 Mayıs’tı. Pek çok ekonomist tam tersini öğrenmişti. Enflasyonun sebep, faizin sonuç olduğunu gösteren kanıtlanmış çalışmalar vardı ancak bunun tersini ortaya koyan bir ekonomi teoremi yoktu.

Erdem Başçı bu sözlere yanıt vermemişti. Bakanlar Kurulu’na yaptığı sunumda da çok net olarak üzerine basmamıştı.

Aradan 20 gün geçti.

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, bu tespite net cevabını bana göre ilk kez dün Konya’da verdi.

Şu sözler ilginç:

“Enflasyon görünümünün iyileştiğine ikna olursak PPK’da faiz indirimini değerlendiririz. Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar para politikasında sıkı duruş sürecek”

Bu sözler “enflasyon sebeptir faiz ise sonuç”a gelir...

Yani Başbakan’ın söylediğinin tam tersine.

Bir parmak bal

Bu tespiti bir kenara koyup diğer önemli mesajın da altını çizmek gerekiyor.

Başçı’nın sebep sonuç ilişkisini değerlendirdikten sonra ölçülü bir faiz indirime açık kapı bıraktığını görmemiz lazım.

Fakat ölçülü indirimin alt ve üst sınırlarını çizmeyi ihmal etmedi:

“Ölçülü kelimesinden ne anlıyoruz diye geçmiş tecrübelerimize baktığımızda; şimdiye kadar ölçülü dedikten sonra aşağı yada yukarı yönlü 25-50 ya da 75 baz puanlık değişiklikler yaptığımızı görüyoruz. Ölçülü indirim dediğimiz zaman piyasa bunlardan birisini anlar. Bunun dışında ölçülü dedikten sonra şu ana kadar daha farklı bir değişiklik yaptığımız olmadı.”

Sunumun belki de en kritik ve piyasaların net mesaj aldığı satırlarıydı bunlar.

Doların tam da 2.14 TL’yi geçtiği dakikalarda gelen bu net mesajlar aşağı doğru bir salınım sağladı. Yoksa doların ateşi hızla çıkacak gibi görünüyordu.

Belli ki Merkez Bankası’nın bir sonraki PPK’da faizi bırakın 400 baz puan gibi çılgın bir şekilde indirmek, 100 baz puanlık bir indirim niyeti dahi yok.

Gönüller hoş olsun, dostlar faiz indirimi görsün denerek kuvvetle ihtimal yine 25, belki 50 baz puanlık bir indirime yeşil ışık yakabilir.

Ancak şu bir gerçek ki yakın coğrafyada tansiyon düşmeden bu ihtimal bile çok mümkün görünmüyor.

Hem zaten 25 ya da 50 baz puanlık indirim yapsa, daha çok fırça yiyeceğini de tahmin ediyordur.

Son 50 baz puanlık indirim yaptığında Başbakan’dan azarı işitmişti:

Hatırlayalım:

Yükseltirken 5 puan, indirirken 0.5 puan. Sen dalga mı geçiyorsun...