Erdoğan'dan sert açıklamalar

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BTSO Ekonomi Ödülleri Töreni'nde açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bursa Sanayi ve Ticaret Odası Ekonomiye Değer Katanlar 2015 Ödül Töreni'nde yaptığı konuşmada, Suriye'deki iç savaşta, geçtiğimiz 5 yıla yakın sürede 400 bin kişinin yaşamını yitirdiğini söyledi.

Erdoğan, şöyle konuştu:
"Geçtiğimiz 5 yıla yakın sürede, Suriye'de ölen bu 400 bin insan, acaba bunlardan kaç tanesi DEAŞ militanı? Soruyorum. Irak ve Suriye ordusundan ele geçirdiği silahlarla savaşan DEAŞ terör örgütünün yabancı savaşçı sayısı 10 bin. Hadi bunu biraz daha artıralım, 20 bin kişiden fazla değildir. Bu örgüte karşı operasyon yürüten dünyanın en modern silah sistemlerine sahip ülkelerin asker sayıları 4 milyonu buluyor. Ülkenin şu anda yüzde 85-90'ınında Eset'in hakimiyeti yok biliyor musunuz? Eset, şu anda Suriye'nin yüzde 14'üne hakim. Eset rejimine ilişmeyenler bu 10-20 bin kişi ile mücadele için 400 bin insanın ölümüne göz yumarak insanlık tarihinin en ağır suçlarından birini işliyorlar."

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle: 

Türkiye hem bir Avrupa hem bir Asya hem bir Afrika ülkesi olma vasfına sahip tek ülkedir. Türkiye'nin büyümesinden, güçlenmesinden rahatsız olanlar var. Bunun için içeride ve dışarıda her türlü engel çıkartılıyor. 

Kara propaganda makinaları, kimlerin kandan ve acıdan beslendiğini, kimlerin kanı ve acıyı durdurmak için çalıştığını gizlemeye yetmeyecektir. Biz Türkiye olarak, işte bu karmaşık ortamda ahlaki ve tarihi sorumluluğumuza uygun şekilde kardeşlerimizin yanında yer almayı sürdüreceğiz. Biz, ecdadımıza da torunlarımıza da mahcup olmak istemiyoruz. İnşallah, olmayacağız.

Biz millet olarak sıkıntılarla yüzleşmeye gerektiğinde fedakarlık yapmaya alışkınız. Bu bakımdan ne bölücü terör örgütünün faaliyetleri ne Suriye'de yaşananlar nede Irak'ta yaşananlar bizim için caydırıcı değildir. Bölgedeki bütün ülkelerin toprak bütünlüğüne ve huzuruna önem veriyoruz. Irak'ta muhatap olduğumuz riyakarlık bizim için sürpriz değildir. 

Hiç bir yerde Türkiye'nin adı zulümle, istismarla, şiddetle asla geçmiyor. Türkiye mazlumun kimsesizlerin elinden tutmak için vardır. Bugün Suriye'deki soruna müdahil olan kaç ülkenin Suriye halkının geleceğini ve huzuruyla ilgisi var?

Geçtiğimiz 5 yıla yakın sürede, Suriye'de ölen bu 400 bin insan, acaba bunlardan kaç tanesi DEAŞ militanı? Soruyorum. Irak ve Suriye ordusundan ele geçirdiği silahlarla savaşan DEAŞ terör örgütünün yabancı savaşçı sayısı 10 bin. Hadi bunu biraz daha artıralım, 20 bin kişiden fazla değildir. Bu örgüte karşı operasyon yürüten dünyanın en modern silah sistemlerine sahip ülkelerin asker sayıları 4 milyonu buluyor. Ülkenin şu anda yüzde 85-90'ınında Eset'in hakimiyeti yok biliyor musunuz? Eset, şu anda Suriye'nin yüzde 14'üne hakim. Eset rejimine ilişmeyenler bu 10-20 bin kişi ile mücadele için 400 bin insanın ölümüne göz yumarak insanlık tarihinin en ağır suçlarından birini işliyorla
Bugün Suriye'deki soruna müdahil olan kaç tane ülkenin gerçekten Suriye halkının huzurunu sağlamak gibi derdi var? Rusya, 'Türkmenlerden bahsedilmedi' diyerek yalan konuşuyor. Sayın Putin'e "Orada DAEŞ yok Türkmenler var" diye bizzat ifade verdim.

Ülkenin yüzde 90'ında Esed'in hakimiyeti yok. DAEŞ'e karşı mücadele yürütülecekse önce Esed'in gitmesi lazım. Esed'in devlet terörüne sessiz kalınarak Suriye'deki sorunun üstesinden gelinemez.

TERÖR OPERASYONLARI
Terör örgütünün açtığı hendeklere gömüleceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Güvenlik güçlerimiz ve polisimiz el ele Güneydoğu'da açılan hendeklerin olduğu tüm ilçelerde mücadele veriyor. Şunu bilmeleri gerekiyor devlet içinde devlet olamayacaksınız. Bölgedeki en büyük desteği bölge halkından alıyoruz. Mali noktada ne kadar sıkıntı varsa, bu desteklerimizi vererek onları sıkıntıdan kurtaracağız. Önümüzdeki dönemde çözüm için tek muhatabımız milletimizin kendisi olacaktır. 

"BUNUN ÜSTESİNDEN GELMEK GEREKİR"
içerisinde olan sözde siyasetçileri görmezden gelemem. "İran'la Türkiye savaşsa İran'ın safında olurum" diyor. Bunu söyleyen şu anda milletvekili. Ses çıkarmayan genelbaşkanların acziyetinden de duyduğum rahatsızlıkları burada söylemek istiyorum. Bu hastalıklı siyaset anlayışının üstesinden gelmek gerekir. İş bunların insafına kalsaydı bugün ne halde olacağımızı tahmin etmek istemiyorum.