Döviz borcu olanlara çıkış yolu

Avukat Cevat Kazma, geçmiş yıllarda yaşanan krizlerde verilen mahkeme kararlarını hatırlattı

2013’ün son günlerinde başlayan operasyon dalgası piyasalar üzerindeki etkisini sürdürüyor. Özellikle Euro, Dolar ve İngiliz Sterlini'nin ani yükselişi bu döviz cinsleri üzerinden borçlanan kişileri zor durumda bırakıyor. Yargının benzer durumda olan ve ödeme güçlüğü çekenlere ilişkin 1994, 2001 ve 2010 yıllarında aldığı emsal kararlar olduğunu belirten Av. Cevat Kazma, yeni Borçlar Kanunu’nda yer alan “Aşırı İfa güçlüğü ve Sözleşmenin Uyarlanması” maddesinin bu yükseliş devam ettiği takdirde ödeme sıkıntısı çekenler için bir çözüm olabileceğini belirtiyor. Eğer mahkeme borçlu lehine karar verirse sözleşme feshedilebiliyor, ya da sözleşmenin tamamı, sözleşmenin yapıldığı tarihin koşulları ile Türk Lirası üzerinden yeniden düzenleniyor.
 Konuyla ilgili açıklama yapan Avukat Cevat Kazma; “Taraflarca öngörülemeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkabilir. Yani operasyonun başlaması ve dövizin ani yükselişi gibi bir durum öngörülemez kabul edilebilir. Böyle bir şey gerçekleştiğinde, sözleşmenin yapıldığı sıradaki mevcut olgular, Medeni Kanun’un 2. Maddesi’nde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değişmiş olabilir. Bu sıkıntı ile karşılaşanlar, borcunu henüz ifa etmeden veyahut borcunu ifa ederken ifa güçlüğünden doğan haklarını saklı tutarak, sözleşmenin değişen şart ve koşullara uyarlanması için dava açabilir veyahut sözleşmeden dönme ve fesih hakkını kullanabilir” diyor.
 Geriye Dönük Uygulanabiliyor
Borçların ödenmesi bitmiş olsa dahi yapılan ödemede aşırı ifa güçlüğü hakkı olduğunu düşünen döviz borçluları geriye dönük itiraz haklarını saklı tutuyor. Av. Cevat Kazma, özellikle banka dekontlarında aşırı ifa güçlüğü çekildiği belirtilirse dava sürecinin kolaylaşacağını belirtiyor.