BNP Paribas’dan AMB kararına yönelik rapor

BNP Paribas analistleri uyardı: Risk paylaşımının çok sınırlı olması hayal kırıklığı yarattı.

AYÇA KARACA – FINANSGUNDEM.COM

Avrupa Merkez Bankası’nın önceki gün açıkladığı parasal genişleme kararına ilişkin olarak BNP Paribas “AMB programın büyüklüğü ve taahhüt açısından  piyasaların beklediğinden fazlasını yaparken, risk paylaşımının çok sınırlı olması hayal kırıklığı yarattı” ifadesini kullandı.

BNP Paribas tarafından  parasal genişleme programının değerlendirildiği raporda,  AMB’nin açıkladığı planın  programın sona ermesinin enflasyonun gelişimi koşuluna bağlı olması  gibi unsurlarının piyasa beklentilerini aştığına ancak risk paylaşımının sınırlı olmasının hayal kırıklığı yarattığına değiniliyor. Genel olarak önlemlerin olumlu karşılandığı ve paketin büyüklüğü ve koşula bağlanmasının AMB’nin enflasyonu geri getirmekteki kararlılığını ve niyetini gösterdiği ifade ediliyor.
 
LİKİDİTE BOLLUĞU YETERLİ BİR KOŞUL DEĞİL

Bu eylemlerle AMB’nin kısa vadeli faiz oranları sıfırın altındayken uzun dönemli faiz oranlarını indirmeyi ve böylece talebi canlandırıp enflasyonu artırmayı amaçladığı belirtiliyor. Portföylerin yeniden dengelenmesi etkisinin sıkı para ve maliye politikasının hüküm sürdüğü ülkelerde daha düşük getirilere neden olması bekleniyor. Buna ek olarak AMB’nin bu büyük likiditenin kredi büyümesini arttırmasını umut ettiği ancak likidite bolluğunun kredileri canlandırmak için yeterli bir koşul olmayacağı da ifade ediliyor.

BNP Paribas analistleri raporda parasal tabanın bu genişleme programıyla birlikte önemli ölçüde artmasını bekliyor ancak önemli olanın kredi talebinin büyüklüğünü gösteren ve enflasyonun belirleyicisi olan M3 göstergesinin büyümesi olduğu belirtiliyor. AMB’nin kredi  üretimini hızlandırmak için bankalara yönelik fonlama maliyetlerini azalttığını ve onlara daha sıkı regülatif düzenlemelere uymaları gerektiği zaman  istikrarlı bir fonlama olanağı sağladığı (TLTRO-Uzun Dönemli Yeniden Finansman Operasyonu aracılıyla) da vurgulanıyor. Banka parasal genişlemenin güven, uzun dönemli faiz oranları ve döviz kuru üzerindeki etkisinin kredi talebini arttırabileceğini öngörüyor.