Bilançolar iyi gelecek, borsada yükseliş sürecek

Yurtdışında faiz artırımı, yurt içinde faiz indirimi beklentilerin takip eden hisse senedi piyasalarında 4. çeyrek bilançolarının risk iştahını artırması bekleniyor

Fed tutanakları, ardından Fed Başkanı Powell’ın son açıklamalarıyla bölge başkanlarının birbirini teyit eden görüşleri, önümüzdeki döneme ilişkin yol haritasını önemli ölçüde verdi. Mart ayından önce tahvil alımlarının bitirilmesi, mart ayından itibaren de faiz artırımlarının başlaması ve 3-4 defa faiz artışı yönünde bir beklenti oluşmuş durumda. Bu gelişmeler ışığında önümüzdeki dönemde Fed ve faiz artırımlarının küresel piyasalarının en önemli gündem maddesi haline geleceğini Hürriyet’teki köşesinde yazan Zeynel Balcı, dış borsalarda çıkış trendleri ve iyimserlik korunsa da risk iştahındaki zayıflama ile birlikte geçen hafta görülen kâr satışları biraz derinlik kazanmaya başladığını belirtiyor. Bunu da olağan karşılamak gerektiğinin altını çizsen Balcı, piyasalarla ilgili öngörülerini şöyle sıralıyor:
Cuma günü ABD’de 2021 yılı 4. çeyrek bilançoları açıklanmaya başladı. Muhtemelen ilk 3 çeyreğin devamı olarak son çeyrek bilançoları iyi gelecektir. Ancak 2022 yılı için aynı parlak bilançolar tekrarlanabilir mi sorusuna evet cevabını vermek zor. Borsaların yeni zirve denemelerinde ucuz ve bol likidite yanında ekonomilerdeki büyüme ve yüksek şirket kârlılıklarının katkısı da önemliydi. Dış borsalarda olumlu hava bu aşamada korunmakla birlikte daha temkinli bir görünümünden söz etmek mümkün.

Önümüzdeki haftanın önemli gündemlerinden biri de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) toplantısı ve faiz kararı olacak. Faiz oranının yüzde 14’e indirildiği toplantının ardından yapılan basın duyurusunda, “Alınmış olan kararların birikimli etkileri 2022 yılının ilk çeyreğinde yakından takip edilecek ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla geniş kapsamlı politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülecektir” ifadelerinden hareketle bu ve mart ayına kadar olan toplantılardan bir faiz indirim kararının çıkmayacağı izlenimi ediniliyor. Ayrıca enflasyon ile TCMB gösterge faiz oranı arasındaki makas 22 puana çıkmış durumda. Eksi faiz büyümeye devam ediyor. Bu görünüm enflasyondan korunma gerekçesiyle döviz, gayrimenkul gibi geleneksel yatırım araçlarına ilgiyi arttırdı. Kur geçişkenliğine bağlı olarak döviz kurlarına olan ilginin enflasyondaki yükselişe katkısı biliniyor. Bu çerçevede Borsa İstanbul’un da bu gerekçe ile bir parça ilgi odağı olduğunu söylemek mümkün.

TCMB gösterge faiz oranı düşse de mevduat, kredi, gösterge tahvil ve hazine borçlanma faiz oranları (piyasa faizi) enflasyondaki artışla birlikte yükselmeye devam ediyor. Özetleyecek olursak, faiz indirimlerinin aşağı yönlü ekonomik gerekçe ve marjlarının pek kalmadığı gibi bir durum oraya çıkıyor. Ancak yine de 20 Ocak’taki TCMB toplantı sonuçlarını ve faiz kararını görmek doğru olacak.

Fed küresel piyasaları karıştırdı

 

Yabancı işlemlerinde öne çıkan hisseler