Bankacılar bize reel sektörü yanlış tanıtmışlar!

Doruk Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ziya Akkurt, bankacılık dönemlerinde reel sektörün nasıl yaratıcı olduğunu göremediklerini söyledi

Türkiye'nin global likiditenin bol olduğu son 10 yıllık dönemde üretime dönük yapısal sorunlarını çözemediğini ifade eden deneyimli bankacı ve Medya Gündem Dijital Yayıncılık Yönetim Kurulu Üyesi Ziya Akkurt, sistemin sanayinin ve yatırımların zayıfladığı bir dönemde girişimcilere destek vermesi gerektiğini ve bankacılık kurallarının da buna göre esnetilmesinin bir ihtiyaç olduğunu dile getirdi. Akkurt, özellikle sıfırdan yatırımlara ve teşvik bölgelerine verilen kredilerin karşılıklarının daha az olması gerektiğini belirterek ''Çünkü Türkiye'nin en büyük sorunu üretmek. Yurtdışından sermaye gelmesine de gerek yok. Özkaynaklar yatırımlar yapabiliriz'' dedi.

AKLA GELMEDİK ENGELLER VAR

Bankacılık dönemlerinde reel sektörün nasıl yaratıcı olduğunu göremediklerini, kendilerine yanlış tanıtıldığını anlatan Akkurt, ''Şimdi görüyorum ki girişimcilik bu ülkede şövalyelik. İnsanın aklının hayalini almadığı bir sürü engeller çıkıyor karşınıza'' dedi Hükümetin artık üreticileri teşvik etmesi gerektiğini  kaydeden Akkurt, ''Eğer bu yapılmazsa alınan önlemlerin bir ayağı eksik kalır'' diye konuştu.

YABANCILAR SAYESİNDE KREDİ ALMAK KOLAYLAŞTI

Yabancıların Türk bankaları satın almasının sektörü geliştirdiğini kaydeden Akkurt, ''Uzun vadeli proje kredileri kolay hale geldi. Uzun vadeli borçlanıyorsak onlar sayesinde'' dedi.

Kredi kartında kısıtlamayı bankalar yapmalıydı

Kredi kartında çok uzun vadeli taksit yapılması nedeniyle bireylerin  üzerinde ciddi borç yükü oluştuğunu ifade eden Akkurt, ''Hükümetin aldığı önlemler bu nedenle geç kalınmış önlemler. İleride bu alanda sosyal yaralar oluşabilir'' dedi. Borçluluk oranının Batı ile karşılaştırıldığında düşük gibi görünse de gelir dağılımındaki bozukluk nedeniyle durumun farklı olduğunu savunan Akkurt, ''Bankaların yapması gerektiğini hükümet yaptı. Ancak rekabet nedeniyle işin dozu kaçmıştı'' dedi.