ABD’nin anlaşmaya yeniden dahil olması, Biden’ın göreve başladığı ilk gün imzaladığı kararnameler arasındaydı. Bu adımın imzadan 30 gün sonra bugün resmiyet kazanması dünyada çok sayıda uzman ve lider tarafından memnuniyetle karşılandı.
2015 yılında yaklaşık 200 ülkenin imzaladığı Paris İklim Anlaşması’ndan çıkan ilk ve tek ülke Amerika olmuştu. Trump, anlaşma çerçevesinde öngörülen iklim kriziyle mücadele planlarının fazla maliyetli olacağını gerekçe göstererek ülkesini anlaşmadan çıkarmıştı.
Başkan Biden yönetiminin iklim elçisi John Kerry’nin bugün ülkesinin anlaşmaya yeniden dahil edilişiyle ilgili internet üzerinden çeşitli konferanslara katılması ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ile BM iklim elçisi Michael Bloomberg’in yanı sıra İngiltere ve İtalya büyükelçileriyle de görüşmesi bekleniyor.
Başkan Biden, 2050 yılı itibariyle Amerika’nın gaz salınımını sıfıra indirmeyi sağlayacak bir yol çizme sözünü vermişti. Bu plan, bilim dünyasında da olumlu bir şekilde karşılandı.
Kerry ve Biden’ın iklim danışmanı Gina McCarthy, ülkede fosil yakıt kullanımından temiz enerjiye geçişi hızlandırabilmenin yollarını arıyor. Bununla ilgili alınacak nihai karar, Biden’ın 22 Nisan’da ev sahipliği yapacağı küresel iklim zirvesi öncesinde açıklanması bekleniyor.
Birleşmiş Milletler bünyesinde düzenlenecek iklim konferansının ise bu yıl Kasım ayında İskoçya’nın Glasgow kentinde düzenlenecek.
Ülkesini yeniden Paris İklim Anlaşması’na dahil eden Biden iklim ve çevreyle ilgili konularda bir dizi başka kararname daha imzaladı ve hükümetin bu alanda adımlarını hızlandırabilmek için federal kurumları harekete geçirdi.
Diğer taraftan, Amerika’daki fosil yakıt firmalarından hükümetin adımları karşısında tepki gelmesi beklenirken, uzmanlar planlanan hedeflerin önüne siyasi engeller çıkacağından endişeli.