Ayça Karaca [email protected] Ayça Karaca

Küresel ekonomide 2020'de çanlar kimin için çalıyor?

26 Kasım 2019, 07:30 ---

“Kimse bir ada, tek başına bir bütün değildir.Herkes anakaranın bir parçası, bütünün bir bölümüdür. Deniz bir parçacık toprağı alıp götürse, Avrupa eksilir. Deniz burnu aşındırırsa, arkadaşlarının ya da senin toprakların aşınmış demektir. Her ölüm beni eksiltir, çünkü insanlığın bir parçasıyım ben. Bundan dolayı hiçbir zaman çanlar kimin için çalıyor diye sorma. Çanlar senin için çaliyor…’’ Çanlar Kimin için Çalıyor Ernest Hemingway

Yaşlı gezegenimiz yeni bir yıla daha merhaba demeye hazırlanırken küresel ekonomide alarm çanları çalıyor. OECD tarafından yayınlanan “Ekonomik Görünüm” raporunda bu yıl küresel ölçekte finansal krizden bu yana en düşük büyüme -%2,9- beklenirken 2020 ve 2021’de de durgunluğun süreceği tahmin ediliyor. Uzun dönemli durgunluğun başlıca suçluları olarak ise ticaret savaşları, zayıflayan yatırımlar ve politik belirsizlik gösteriliyor. Küresel görünümün 2020’de bölgeler bazında nasıl şekilleneceği konusunda Oxford Analytica tarafından geçtiğimiz hafta yayınlanan rapor detaylı bir öngörü sağlıyor.

ABD’de ılımlı büyüme devam ediyor
Rapora gore ABD’de yeni yılda ekonomik büyümenin imalat sektöründeki zayıflamanın diğer sektörlere sıçramaması halinde yavaş fakat ılımlı bir düzeyde seyretmesi bekleniyor. Tüketici harcamalarının bu yıl GSYİH büyümesinde itici faktör olması ve Amerikan ekonomik tarihindeki en uzun genişleme dönemini sürdüreceği öngörülüyor. İmalat sanayi daralırken diğer sektörlerin güçlü bir şekilde büyüyeceği ve istihdam piyasasında ise toparlanmanın devam edeceği tahmin ediliyor. Ekonomik sektörlerdeki bu performans paradoksu imalat sanayindeki zayıflamanın ekonominin geri kalanına sıçraması ve hatta ekonomiyi resesyona sürüklemesi endişelerini arttırıyor.
Bu kapsamda analistler küresel büyümedeki yavaşlama ve ABD’nin ticaret savaşlarının sürmesi nedeniyle büyümenin %2 civarında olmasını bekliyor. Ekonomik göstergelerin bir çoğu önümüzdeki altı ay ile dokuz ay arasında bir resesyon işareti vermiyor. ABD-Çin ticaret anlaşmasının ilk aşamasına ilişkin yatırımcıların iyimserliği ve görüşmelerin devam etmesinin Amerikan hisse senetlerinin kazançlarını arttırabileceği tahmin edilirken iki ülke arasında kapsamlı tam bir anlaşmaya varılması çok olası görülmüyor.

ABD Merkez Bankası’nın (FED) eğer ekonomik aktivite beklenenden daha hızlı kötüleşmezse 2020 ortasına kadar faizleri bu seviyede tutması bekleniyor. Büyümeyi hızlandıracak kapsamlı yeni yasa tasarısının ise Washington’daki partizan kilitlenme ve seçimler yüzünden geçmesi beklenmiyor.

Gelişen ekonomilerde riskler artıyor

Bir çok analist bu yıl %4 civarında ekonomik büyüme gösteren gelişen ülkelerin 2020’de %4,5 büyüme performansı sergilemesini bekliyor. Ancak cansız küresel ticaret, azalan emtia fiyatları, yüksek borç oranları, zayıf verimlilik ve politika kısıtlamalarının gelişen ekonomiler üzerinde zararlı etkide bulunacağı da tahmin ediliyor.

Raporda beklenen büyüme oranının Çin’in %6’ya yakın, Rusya ile Brezilya’nın ise %2 ve Hindistan’ın %7 büyümeye geri dönmesine bağlı olduğu vurgulanıyor. Küresel finansal piyasalardaki dalgalanmanın Arjantin’in resesyonunu derinleştireceğinden endişe ediliyor. Buna karşılık gevşek parasal politika ve mali genişlemenin gelişen ülkelerin büyümesini olumlu etkilemesi bekleniyor .G.doğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) ABD ve Çin’den yeniden bir ticaret yönelmesi olacağını ileri sürerken G.doğu Asya ve Afrika’da bölgesel ticaret anlaşmalarının da gündemde olduğuna dikkat çekiyor. Bu gelişmeler ışığında gelişen ülkelerde ekonomik büyümenin 2020’de %4,5’tan ziyade %4 olması daha gerçekçi bir beklenti olarak görülüyor.

Bunun yanısıra, ABD parasal genişlemesinin yüksek dolar borçlu gelişen ülkelere bir rahatlama sağladığı ancak doların güçlenmesinin finansal olarak kırılgan bu ülkelerde baskı yaratacağı öngörülüyor. Daha zayıf kurumlara ve makroekonomik göstergelere sahip ülkelerde ise gerçekleşen sosyal protestolarında ekonomik zarar yaratmaya devam edeceği tahmin ediliyor. Ticaret açısından ise tarife dışı engellerin hizmet ticaretini mallara gore daha maliyetli hale getirdiği ve yakın gelecekte hizmet ihracatında artış yaşanmasını engelleyeceği de vurgulanıyor.

Batı Avrupa’da siyasi gerginlikler ön planda
Rapora göre, Almanya, İtalya ve İspanya yeni yılda da iç siyasi gerginliklere enerji harcarken ekonomilerinin ihracata olan bağımlılığı bu ülkeleri küresel ticari belirsizliklere karşı daha kırılgan hale getirecek. Bu ülkelerin ekonomik görünümlerinin ise Brexit 2020 sonunda bir ticaret anlaşması olmadan gerçekleştiği takdirde bozulabileceği öngörülüyor.

Ülkeler bazında incelendiğinde ise Almanya’da koalisyon partileri CDU ve SPD’nin sırasıyla siyasi yelpazenin daha sağına ve soluna kayması bekleniyor. Fransa’daki göreceli siyasi istikrar ve artan ekonomik performansın hükümete ekonomik ve sosyal reformları uygulama olanağı vereceği belirtiliyor. İtalya’da 26 Ocak’ta Emilia Romagno bölgesinde gerçekleşecek yerel seçimin iktidardaki koalisyonun çöküşüne yol açabileceği vurgulanıyor. İspanya’da ise başa gelecek hükümetin ekonomik belirsizlikle karşı karşıya kalacağı ve kırılgan bir zeminde olacağı tahmin ediliyor.

Merkez Avrupa’da büyüme yavaşlıyor
Merkez Avrupa ve Baltık (CEB) ükelerinin ekonomik görünümü Alman sanayinde yaşanan sert resesyonun özellikle bölgenin otomotiv sektöründe yarattığı sert etki nedeniyle kritik bir eşikte bulunuyor. Bu bölgede 2019’da %2,5-4,5 aralığında olan reel GSYİH büyümesinin gelecek yıl %3,5’e gerileyeceği tahmin ediliyor. Bölgede (Çek Cumhuriyeti haricinde) parasal politika sıkı kalmaya devam ederken özellikle Macaristan ve Estonya başta olmak üzere Merkez Avrupa ülkelerinde güçlü ücret artışının yaşanması bekleniyor. Brexit konusundaki belirsizliğin sürmesinin CEB ülkelerinin finansal varlıklarında bir oynaklığa yol açması beklenirken tümden bir satış dalgası öngörülmüyor.

Bu kapsamda, eğer hükümetler yatırımları hızlandırıcı gerekli önlemleri almazlarsa, ekonomilerini zamanın değişimine ve sorunlarına karşı adapte etmezlerse ve açık, adil ve kurallara dayalı bir ticaret sistemi kurmazlarsa uzun dönemli düşük büyüme ve gerileyen yaşam standartları dönemiyle karşı karşıya kalacağız. Hemingway’in “Çanlar Kimin İçin Çalıyor” romanında da ustalıkla dile getirdiği gibi çanlar sadece Amerika Avrupa ya da gelişen bazı ülkeler için çalmıyor. Çanlar tüm küresel ekonomi ve hepimiz için çok yüksek sesle çalıyor …

*Bu yazı yazarın kişisel görüşlerini yansıtmakta olup çalıştığı kurum yazıda yer alan görüş ve düşüncelerden sorumlu değildir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • demir.07 Aralık 2019 18:03

    Çanlar kulakları sağır edercesine çalıyor, duyacak kulaklar umursamıyor çünki çanlar kendileri için çaldığına inanmıyor, ağır diptengelen sarsıntı halkın sessiz çığlığı birgün yüzeye vuracak deprem gibi, yıkıcı mı çok yıkıcı ...

BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster