Ana SayfaYazarlarOnur ÇelikMali piyasadan haberler
Onur Çelik [email protected] Onur Çelik

Kredi kanalları tıkanınca halka arzlar patladı mı?

18 Ocak 2021, 07:55 ---

Kur ve enflasyondaki artışa bağlı olarak TCMB’nin politika faizini artırması ile Hazine’nin borçlanma maliyeti % 15’e yükselmiş vaziyette. Risksiz faiz olan hazine borçlanma maliyeti % 15 seviyelerine yükselince, özel sektörün borçlanma maliyeti olan ticari kredi faiz oranları da haliyle % 21-25 bandına ulaşmış durumda.

Daha da zorlusu bankalardaki TL kredi mevduat oranının % 140’lara ulaşmış olması. Bu durum bize Türk bankalarının finansman kaynağı yaratma bakımından da oldukça zorlandığını göstermekte. Bunun en önemli sebeplerinin başında ise uzun süre yaşanan yüksek enflasyon ve uygulanan düşük reel faiz ortamına bağlı olarak artan dolarizasyon saikiyle mudilerin TL yerine ağırlık olarak döviz mevduatını tercih etmesi. Bir de üzerine Türkiye ortalamasında 45 günlük kısa vadeli mevduat ile uzun vadeli kredileri finanse etme zorluğu eklenince bankaların kredi verme iştahı iyice azalıyor. Takibe alınan ve hala yüzdürülen sorunlu kredilere ise hiç değinmiyoruz bile..

Peki reel sektör ne düzeyde finansman kullanımına ihtiyaç duyuyor. Bilançolarında ne düzeyde bir borçluluk yükünü çevirmek zorundalar. Gelin bu noktada ülkemizin en büyük 500 sanayi kuruluşu verilerini inceleyerek bir fikir edinmeye çalışalım.

Yukarıda yer alan tablolardan anlaşılacağı üzere, İS0 500 2019 verilerine göre en büyük 500 sanayi şirketimizin pasif kompozisyonunda borçlar % 68’lik bir paya sahip. Yani şirketlerin borçluluk düzeyi şirket özkaynaklarının 2 katını aşmış halde. Üstüne üstlük söz konusu borçların % 41’i ise kısa vadeli borçlarla finanse edilmiş görünüyor. Özetle, şirketler hem çok borçlu hem de borçlanma vadeleri son derece kısa ve haliyle yüksek likidite riskine maruz kalabilecek bir yapıya sahipler. Eğer bir de döviz cinsinden borçlanıyor ve hedging de (finansal korunma)  yapmıyorlarsa ortaya çıkabilecek risk gerçekten çok daha yüksek demektir. Reel sektör tarafında mevcut finansal yapı bu iken, bir de azalan finansal kaynaklar ve yükselen faiz oranları ile şirketlerin mevcudiyetini devam ettirerek yatırım ve üretim yapması ise oldukça zor görünüyor. Ancak şirketlerin bir şekilde yoluna devam edebilmesi için de finansal kaynaklara erişebilmeleri gerekiyor.

İşte tam da bu noktada şirketlerin finansman kaynaklarına erişebilmesi adına özellikle yılın üçüncü çeyreğinde alternatif bir yol olarak müthiş bir furyaya dönüşen halka arz opsiyonu devreye girmiş gibi görünüyor.

Artıları ve eksileriyle halka arz süreci

Borsa İstanbul’da 2020 yılında 8 yeni şirket halka arz edildi. 2020 yılında gerçekleşen halka arzların büyüklüğü ise yaklaşık 500 milyon TL seviyesinde gerçekleşmiş görünüyor. Gelecek yıl da halka açılmalarda artış, hatta patlama yaşanması bekleniyor ve 20’den fazla şirket halka açılmak için hazırlık yaptıkları konuşuluyor.

2021 yılı da halka arz yılı ilan edildiğine göre, halka açılmanın ne gibi avantajları var yakından incelemek gerekir ise;

*  Şirketlerin ucuz maliyetli finansman kaynağı bulabileceği para ve sermaye piyasası platformlarına daha kolay erişim imkanı,

*  Sermaye artırımı şeklinde gerçekleştirilecek halka arzlarda şirketin ucuz finansman kaynağı sağlaması,

*  Halka açılmanın getirdiği kurumsallaşma,

*  Şeffaflık (transparency) ve hesap verilebilirliğin (accountability) artması,

*  Halka açılma sayesinde şirketlerin/grupların/holdinglerin bilinilirliğinin ve marka değerinin artması,

*  Hisselerin borsada işlem görmesi sebebi ile sürekli bir piyasa değerinin olması,

*  Yine hisselerin borsada işlem görmesi ile daha likit hale gelmesi ve buna bağlı olarak finansman imkanlarının çoğalması,

*  İkincil halka arz imkanı,

*  Borsa İstanbul Pay Piyasasında ilk defa işlem görmek üzere ve sermayesinin en az %20’sini temsil eden payları halka arz edilen kurumların kurum kazançlarına uygulanacak kurumlar vergisi oranının, payların ilk defa halka arz edildiği hesap döneminden başlamak üzere 5 hesap dönemi boyunca 2 puan indirimli olarak uygulanma imkanıdır.

Olası dezavantajları ise,

*  SPK uygulamalarının getirdiği kurumsallaşma / prosedür yükü şirket yönetimlerini zorlayabilmekte,

*  Kamuoyunu aydınlatma ilkesi gereğince her yeni gelişmenin kamuoyuna açıklanma mecburiyeti bulunması,

*  SPK ve Borsa İstanbul denetimidir.

Netice itibariyle, finansman kaynaklarının gerek miktarsal olarak azaldığı gerekse de maliyetinin arttığı bu konjonktürde, halka arz opsiyonu şirketlerin karşısında yeni bir finansal araç olarak yerini almış gibi görünüyor. Son yıllarda ülkemizde doğrudan yabancı sermaye yatırımları azalmasına rağmen Borsa İstanbul’da yer alan hisselerin döviz bazında hala ucuz olduğu gerçeği Türk şirketlerinin yabancı yatırımcı çekebilme cazibesini kısmen de olsa artırıyor.

ETİKETLER :
YORUMLAR (5)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Mustafa ataseven 25 Ocak 2021 17:55

    Borsada profosyonel egtim almadan işlem yapmayın kazanamazsınız borsa yükselirken kazandınız fazlasını yapılan düzeltme ve düşüşlerde verir 10 bin lerden 160 bin lerı görmüş herzaman genel anlamda yükselmiş borsada zarar eder borsa kumar ders gidersiniz

  • ZELİHA KARAKAŞLI18 Ocak 2021 11:42

    şirketler için borsa beleş kredi.yükselince hisseleri boşalt aşağı gelince malı yerine koy.

  • mali18 Ocak 2021 09:05

    Batan geminin borçları halka mı geçiyor yoksa.

  • AHMET18 Ocak 2021 08:58

    KONYADA BÜYÜK MANİPÜLASYON VAR EL KOYUN YASAK GETİRİN ÖMÜR BOYU DUA EDERİM CANIMIZ YAKIYORLAR VE İNNEVO ARDYZ YAPRAK SUMAS LÜTFEN

  • ALİ HAYDAR TANRIKULU18 Ocak 2021 11:41

    kafana silah dayıyanmı almasa idin .kar edince iyi de kayıp edince canınmı acılıyor.

BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster