Ana SayfaYazarlarFatih ÖğünFinansal Hizmetler
Fatih Öğün [email protected] Fatih Öğün

Finansal teknolojiden bankacılığa

02 Mayıs 2017, 17:00 ---

Finansal teknoloji uygulamalarının son dönemdeki hızlı yükselişi, küresel düzeyde finansal hizmetler sektöründe önemli hareketlilik yarattı. Önceki dönemlerde sadece banka ve sigorta şirketlerinin hareket alanı sayılan sektörler içerisinde yeni ve farklı iş modelleri oluşmaya başladı. Finansal teknoloji alanında ortaya çıkan bu iş modellerinin bazıları kendi alanında ilerledi, bazıları büyük teknoloji şirketlerinin yapısına katıldı, diğer bazı şirketler ise banka ve telekomünikasyon şirketlerinin yapısı içerisinde faaliyetlerine devam ettiler.

Avrupa’da gündeme gelen PSD2 düzenlemeleri finansal teknoloji uygulamalarının piyasada yayılması açısından yeni açılımlar sağlamaya başladı. İlerleyen dönemde açık bankacılık (open banking) yapısının temelini atan bu uygulamalar ödeme yaklaşımları ve kullanıcının hesap yönetimine ilişkin yeni yaklaşım ve modeller sunuyor. Bu yaklaşımların ilerleyen dönemde finansal teknoloji oyuncularına yeni ve farklı çözümler sunma imkânı sağlaması bekleniyor.

Bir yandan yeni teknolojiler, öte yandan yeni piyasa düzenlemeleri ve ekonomik koşullar ile şekillenen bu sektörün ilerleyen dönemde finansal hizmetleri, özellikle de bankacılığı nasıl etkileyeceği konusunda farklı yaklaşımlar mevcut. Bunlardan birkaçına bakmak gerekirse:

- Finansal teknoloji (FinTech) şirketlerinin bankalar ile ortak modeller ve çözümler geliştirmesi

- Bankacılık ürünlerinin farklı dikeyler bazında “unbundle” edilmesi, başka bir deyimle bütünsel bir finansal hizmet yapısından farklı finansal ürün parçalarına ayrılması (örnek: ödeme çözümleri)

- Finansal ürünlerin müşteri ihtiyaçları bazında “re-bundle” edilmesi. Başka bir ifade ile ürün temelli olmaktan ziyade müşteri ihtiyacına dönük olarak ilerlenmesi.

- Açık Bankacılık uygulamaları ile birlikte müşterinin istediği her türlü finansal ürüne ulaşabileceği entegre finansal hizmet platformlarının kurulması

- Finansal teknoloji oyuncularının bulunduğu sektörden perakende ya da yatırım bankacılığı yapısına doğru evrilmesi

Gelecek döneme baktığımızda yukarıdaki senaryoların her birinin belirli bir ölçüde gerçekleşebileceğini söyleyebiliriz. Avrupa piyasasına baktığımızda ise işbirliklerini yoğun bir şekilde görüyoruz, PSD2 ile birlikte açık bankacılık yapısı giderek daha görünür bir gerçekliğe dönüşüyor. İngiltere piyasasına baktığımızda da bazı finansal teknoloji oyuncularının lisans alarak dijital bankacılık faaliyetlerine başladığını görebiliyoruz.

Yukarıda saydığımız adımlar ve dönüşümler gerçekleşirken bankaların bu alandaki aksiyonları neler? Farklı piyasalara baktığımızda, genelde bankaların gelişmeleri izlemekle yetinmedikleri, içerisinde aktif bir şekilde rol aldıklarını görüyoruz. Avrupa piyasasında ise bankaların aldıkları pozisyonlar konusunda aşağıdaki temel noktalar dikkatimizi çekiyor.

- İşbirlikleri: Yukarıda bahsettiğimiz şekilde bankaların farklı FinTech şirketleri ile birlikte ortak ürün ve hizmetler geliştirmesi

- Yatırımlar: Bankaların FinTech alanında faaliyet gösteren şirketlere yatırım yapacak fonların kurulması ya da bu fonlara iştirak edilmesi. Bu yaklaşım ile gelişmekte olan yeni trend ve fikirlerin de takip edilmesi hedefleniyor

- Ürün geliştirme: Dışarıdan bir FinTech ile ortaklık ya da yatırım yapmadan ürün ve hizmetin içeride geliştirilmesi. Finansal teknoloji için gereken kaynak ve yetkinliğin içeride geliştirmesi avantaj olarak görülüyor

- Birleşme ve Satın alma: FinTech alanında giriş yapmak ya da piyasadaki payı genişletmek için direkt satın alma yoluna yönelmek

- Incubator (Kuluçka) programları: Risk sermayesi şirketlerinin ortaklığı ile birlikte bu alanda yeni fikirlerin gelişmesini ve bankanın ürün ve hizmet yelpazesinde kullanımını sağlamak

Bankanın bu alandaki yaklaşımı ve risk iştahı belirleyici noktayı oluşturuyor. EY’nin bu alandaki araştırmasına baktığımızda işbirlikleri ve içeride ürün geliştirme öne çıkan noktalar arasında yer alıyor. Avrupa’daki büyük bankalara baktığımızda, firmaların yaklaşık olarak yarısı FinTech yaklaşımlarında işbirliklerini öne çıkarıyor. Müşteri segmentlerine ulaşmada büyük yatırımlara girmeden ilerleme imkânı sağlayan bu yöntem aynı zamanda FinTech şirketlerinin iş modellerini doğrulama ve ilerlemeleri için önemli bir imkân oluşturuyor.

Kurumun kendi içerisinde ürün geliştirmesi ise %20 ile ikinci sırada geliyor. Yüksek maliyet içermesine rağmen ilgili yetkinliği içeride geliştirmek mevcut durumda birçok bankanın tercihi gibi görünüyor. Önümüzdeki dönemde finansal teknoloji alanında her türlü ürün ve hizmeti içeride geliştirmek mümkün görünmüyor, ama kurumlar stratejileri doğrultusunda seçtikleri yerlere odaklanırlarsa bu alanda önemli yetkinlikler geliştirmek mümkün.

Yatırımlar ve satın alma aktiviteleri ise daha düşük bir seyir izlemekte, kurumların strateji ve yetkinlikleri ile bağlantılı bu alanlar ileri teknoloji şirketlerine kıyasla daha düşük bir yoğunluk gösteriyor.

Bir yandan teknolojinin ve iş modellerinin öte yandan düzenlemelerin sürüklediği ve oldukça dinamik bir yapıda olan finansal teknoloji sektörünün bankacılık ile etkileşimi ve bazı noktalarda bankacılık yapısına doğru farklı şekillerde dönüşmesi ilerleyen dönemde yakından takip edilmesi gereken bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Ürün ve hizmetler konusundaki odak noktaları ve işbirliği alanlarına da farklı bir yazımızda değinmeyi planlıyoruz.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster