Mehmet Bingöl [email protected] Mehmet Bingöl

Finansal kiralama sözleşmelerindeki damga vergisi istisnasının kapsamı

12 Eylül 2019, 15:32 ---

Bu yazımızda finansal kiralama sürecinde ortaya çıkan sözleşmeler ile bunların teminatlarına ait diğer ilave kağıt ve sözleşmelerdeki Damga Vergisi konularını ele alacağız.

Bilindiği üzere finansal kiralama sözleşmeleri ile bunların teminatlarına ilişkin kağıtlar Damga Vergisi’nden istisnadır. İstisna hükmü 6361 sayılı Kanun’un 37. Maddesinde özel olarak düzenlenmiştir.

Reel sektörün finansman maliyetini azaltmayı hedefleyen Kanun’daki istisna hükmü bu yönüyle önem arz eder. Zira finansal Kiralama şirketleri, bankalar ve diğer finansman şirketlerinden farklı olarak doğrudan reel sektördeki imalatçılar ile yatırımcılara finansman sağlar.

MADDE 37(1):

“Finansal kiralama sözleşmeleri, bu sözleşmelerin devrine ve tadiline ilişkin kâğıtlar, finansal kiralama konusu malların teminine ilişkin kiralayan ve satıcı arasında düzenlenen sözleşmeler ile bunların teminatı amacıyla düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden, bu kâğıtlarla ilgili yapılacak işlemler (finansal kiralama konusu gayrimenkullerin kiralayanlar tarafından devir alınmasına ilişkin tapu işlemleri hariç) harçtan müstesnadır.”

Görüldüğü gibi vergi mevzuatından ziyade sektörün kendi yasası olan 6361 sayılı FİNANSAL KİRALAMA, FAKTORİNG VE FİNANSMAN ŞİRKETLERİ KANUNU’ndaki özel düzenleme gereği Damga Vergisi ödenmemektedir. Son günlerde vergi istisnası uygulamasında kapsam açısından bazı tereddüt ve tartışmalar ortaya çıkmıştır. Özellikle Noterler nezdinde işlem yapılırken ortaya çıkan bu tereddütlerde, finansal kiralama sözleşmelerine ek olarak yapılan teminat amaçlı rehin sözleşmelerindeki bazı ifadelerin varlığından hareketle bu kağıtların Damga Vergisi’ne tabi olduğu ileri sürülebilmektedir. Oysa işlemin özü; “mevduat veya hisse senetleri” gibi varlıkların finansal kiralama alacaklarının teminatına alınmasıdır. Bu ise 6361 Sayılı Kanun kapsamında yapılan finansal kiralamanın amaçları ile tamamen uyumlu bir teminata bağlama işlemidir.

Finansal kiralama alacaklarının teminatını teşkil eden ek rehin sözleşmelerinde yer alan kelime ve ifadeleri, gerçek amaçları dışında değerlendirerek, işlemin finansal kiralama ilgili olmadığını öne sürmek gerçek duruma ve işin özü olan finansman/kredi sağlanması işlemine uygun düşmemektedir. Kaldı ki, yapılan sözleşme bir “finansal kiralama” sözleşmesi olup, finansal kiralama şirketinin alacaklarına ilişkindir. Finansal Kiralama şirketlerinin esas ve tek faaliyeti “finansal kiralama” olup başkaca bir iş yapmaları mümkün değildir. Dolayısıyla bahse konu sözleşmelerdeki şirketin finansal kiralama alacağını ve haklarını koruyan ifadelerin “başka amaçla yapıldığını iddia etmek”, 6361 sayılı Kanun ile getirilen istisna uygulamasını ortadan kaldırıcı nitelik arz etmektir. Bu ise neticede imalatçı ve yatırımcılara ek külfet getirir.

6361 sayılı Kanun’un açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere teminat altına alınan sadece finansal kiralama sözleşmesi kapsamında verilen kredi alacağı değil, finansal kiralama sözleşmesi sebebiyle doğan tüm alacak ve zararlardır. Çünkü sözleşmelerin konusu taşınır veya taşınmaz mallardır. Kiracının, sözleşmeden kaynaklanan kira borçlarını ödeme yükümlülüğü yanında yine sözleşmeye konu malları sözleşme ve Kanuni düzenlemelere uygun koruma, kullanma ve bakım yükümlülüğü bulunmaktadır. Aynı zamanda söz konusu malların kullanımı sebebiyle 3. kişilere verilen zararlardan ve mallara ilişkin yasal yükümlülüklerden (vergi, ceza v.b. gibi) de sorumludur. Tüm bu yükümlülüklerin finansal kiralama sözlemesinden kaynaklandığı, başka bir hukuki ilişkiden kaynaklanma imkanı olmadığı ortadır. Konu bu yönüyle banka kredilerinden ayrılmaktadır. Dolayısıyla GİB tarafından bankalar için verilen özelgeler Finansal Kiralama sektörü için tam anlamıyla emsal alınamaz. Esasen bankacılık sektöründeki bu vergi istisnasının amacı da, 5035 sayılı kanun gerekçesinde açıkça belirtildiği üzere; reel sektörün finansman maliyetinin düşürülmesidir. 02.01.2004 tarihinden beri yürürlükte olan 5035 sayılı Kanun ile amaçlanan budur. (www.gib.gov.tr )

Sonuç olarak yatırımcılara kaynak sağlayan finansal kiralama sektöründeki Damga Vergisi uygulamasında mevzuat; gerek lafzen ve gerekse gerekçesi itibariyle çok nettir. Bankalardan farklı olarak Damga Vergisi istisnası, sektörün kendi kanunu olan 6361 sayılı Kanun ile özel olarak getirilmiştir. Bu ise çeşitli sebeplerle istisna uygulaması kapsamının daraltılmamasını gerektirir. Aksi halde yatırımcının desteklenmesi amacıyla getirilen bu istisnaların, yapılan dar yorumlar ile amacı dışında değerlendirilmesi yatırım ortamını ve yatırımcıları da olumsuz yönde etkiler. Bu sebeple reel sektörün (sanayi ve ticavret erbabı) finansmanındaki maliyetleri azaltmak için getirilmiş olan vergi istisnası uygulamasının maddenin ruhunu kavramayan yaklaşımlar ile kısıtlanmaması önem arz etmektedir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster