Nıver Lazoğlu [email protected] Nıver Lazoğlu

Ferruh Karakaşlı fırtınası

21 Ağustos 2017, 11:30 ---

İyi olma çabasını  bırakmak sadece iyi olmak, 

özünle buluşmak, bütün olmak ve huzuru yakalamak…

Aklın yolu bir…

Dinginliğin verdiği bir doğallığında, yeni bir haftanın yeni konuğu ünlülerin modacısı Ferruh Karakaşlı.

Kişiye özel giyimin Türkiye”deki öncülerinden olan Ferruh Karakaşlı’yla Nişantaşı’nda yeni açılan mağazasında buluşuyoruz. 

Mağaza konsept ve tarzıyla bile oldukça kendinden söz ettireceğe benziyor. 

Bir sanat galerisini andıran mağazada kahvelerimizi yudumlarken hayata dair konuşmalarla başlıyoruz. 

“Çok kitap okurum” deyince Ferruh Karakaşlı, yüzümde ve yüreğimde kocaman bir gülümse büyütüyorum. 

Malum hem okuyan hem yazan olarak. 

Elbette asıl konumuz giyim  olunca, bunu ustaca yapan Ferruh Karakaşlı çok şık ve çok tarz. 

Güvenle oturduğu koltuğunda, akıcı konuşmasıyla dikkat çekiyor. 

"Acaba dünden hiç başlamasak da bugün konuşsak” dese de klasik düne dönüşteyiz. 

Hızlı bir özet geçiyor.

İstanbul’da dünyaya merhaba demiş Ferruh Karakaşlı, Kadıköy Maarif Koleji’ni bitirmiş. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Sosyal İlimleri kazanmış. Ancak 80 öncesi yaşanan sorunlar dolayısıyla üniversite eğitimi için Avusturya’ya gitmiş. Ve Viyana’da Ekonomi okumuş ve ilk iş hayatına adımını da Viyana’da atmış. 1980’lerin sonlarında bilgisayar aksesuarları satan bir firma kurmuş. Ve oldukça da başarılı işlere imza atmış, Avusturya’da açtığı bu şirkette. 

Hiç beklenmedik bir girişim. Ve mezun olduğunuz okul ekonomi. Giyim olayına nasıl başladınız? 

“Evet, bunu kimseler pek bilmez. Karasoft ismini verdiğim firmamda yaklaşık 1000’in üzerinde bayiye mal veriyordum. Avusturya’da 1 numara oldum bilgisayar aksesuarları şirketimle. Dediğiniz gibi oldukça enteresan. Ticaret yaptım ve oldukça da başarılı oldum. Giyime ise hep merakım vardı. Görselliğe sanata oldum olası meraklıydım. Aslında yaratıcılıkla ticaret noktası pek bir arada olmuyor. Ancak bu ben de oluştu. Hem ticaret hem yaratıcılığı bir arada kullanabiliyordum. Sanırım girişimci ruhum bundan kaynaklanıyor. Güzel ve estetiğin yanında hep bir işadamlığı yanım vardı. Sonuç olarak ekonomi hayatın bir gerçeği. Tasarım yaratırken onun kullanımını ve pazar boyutunu düşünürüm. Ürün yaratırken, kişiye bir şeyler katmasını düşünerek hareket ettim. Zamanın ruhunu yakalama konusunda çok hassasım. Her dönemde böyleyim. Zamanın ruhunu yakalamanın ötesinde hatta zamanın ruhunu yaratmaya bile çalışıyorum. Bir şeyin ihtiyacı ortaya çıkmadan en önceden fark eden olmayı seviyorum. Giyim sektörüne de adımıda bu farkındalığımla başlattım. Klasik bir sözüm vardır, “giyinik doğmuşum” derim. Benim babam kumaş ithalatı yapardı, o da Ayhan Işık’ı giydirirmiş. O dönem hem amcam ve hem de babamdan o birikimi almışım sanırım. Daha sonra babam ve amcam İstanbul Bankası’nı kurmuşlar ve kumaşçılığı bırakmışlar. Bu arada hem babam hem de amcam çok iyi giyinirdi. Herhalde oradan aldım kokuyu. Artizan işçiliğe ve kaliteye çok düşkündüm. Hakiki ürünü çok seven bir yapım vardı. Tüketici olarak çok araştırırdım ve ona ulaşırdım. İşin ikinci boyutu ise estetik ve görsellik tarafı. Durum böyle olunca bu sahada ilerlemek için harekete geçtim.

Viyana'da Whites adında ilk mağazamı açarak  giyim sektörüne geçiş yaptım. Kısa sürede bu mağaza Avrupalı sanatçı, ünlü yıldız ve işadamlarının buluşma noktası haline dönüştü. 1995'de Rahmi Koç'un ortaklık teklifi üzerine Türkiye'ye dönme kararı aldım ve Edwards of Hisar'ın ilk mağazasını açtık. 1997'ye kadar, Edwards of Hisar'ın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı'nı yürüttüm. Daha sonra buradan ayrıldım ve  Nişantaşı'nda kendi showroomunu açtım ve Türkiye'de kişiye özel kıyafetler tasarlamaya başladım. 

Zamanın ruhunu yakalayan biri olduğu belli besbelli. Dündeki başarılarını öylesi özümsemiş bir isim ki bir çırpıda güne vardık. Üstelikte abartısız olabildiğine sadeliğinde kelimeler dökülüyor. Düne tutunmadan günde olmak bile başlı başına büyük bir başarı örneği. 

Ünlemler çoğaltıyorum. 

Günde neler yapıyorsunuz? 

“Sektörler dönüşüyor, bu değişime direnenler değil ayak uydurabilenler ayakta kalıyor. Şirketler için sahip olduğu değerlere sarılıp gerisini tamamen değiştirebilme cesaretinin vakti. Yeni bir girişim içerisindeyiz. Zincir mağazalar kuruyoruz. Bu arada kaçınılmaz gerçeğimiz internet ortamında var olacağız. Bodrum, Çeşme, Bursa ve Konya’da comer shoplarda da satışa başladık. Özel dikimin ardından FK markası ile mağaza zinciri kurma çalışmalarını da hızlandırıyoruz. Bu ay içerisinde Korfu Ada’sında, ekim ayında Moskova’da, iki yeni FK mağazasını hayata geçireceğiz. Ayrıca My Konos’da da mağazamız olacak, Atina’da, Fransa’da olacağız  2018 yılının sonun da ise mağaza sayımızı 20’ye ulaştırmayı hedefliyoruz. Bu mağazalarımızı üç farklı konsept halinde açmayı planlıyoruz. Kimi yerlerde kendimiz, kimi yerlerde de franchise vererek ilerleyeceğiz. Asıl olan amacımız dünyaya üründen ziyade stilde satmak.” 

Önemli bir değişim doğrusu. Sadece ünlülerin ve iş dünyasının modacısı olarak yol alırken şimdi büyük bir atılım içerisinde yol almak. 

Müthiş.

Bu arada kahveler tazeleniyor. Umut ışığı saçan isimlerle olmak başka bir keyif veriyor doğrusu. 

Konuşma akıyor. 

“Artizan kültürü yok, biz de hep orta durumda ilerleniyor. Kimse en iyiyi yaparım ve yapayım diye hareket etmiyor. Benim yaptığım ise kişinin maksimum daha iyi görünmesini sağlamak. Yaptığım işlerde böyle ön plana çıktı. Ünlüleri giydiriyoruz. Durum böyle olunca dizi filmlere de el attık. Oyuncuların kariyer noktasında giyimin ne denli önemli olduğunu ortaya koyuyoruz bir bakıma. Moda, hem fiziksel hem kariyer hem de duygusal süzgecinizden geçmeli. Şu anlamda söylüyorum, kıyafette kendimi evimde hissetmeliyim, kişilerin dokusu, kariyeri, kendini iyi hissetme özellikleri hepsi bir arada olmalı.”

Hazır diziler ve ünlüler demişken kimleri giydiriyorsunuz? 

“Kimleri giydirmediniz deseniz daha kolay olur yanıt. Doğrusu iş dünyasından ve sanatçılardan çok isim var. Artık isim vermemeye dikkat ediyorum. Bir ismi telaffuz edince bir başkasını söylemeyince olmuyor. Çok fazla isim var.” 

Peki, şimdi ilk akla gelenler dersem. 

“TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik’i de giydiriyoruz, Kenan İmirzalıoğlu,  Özcan Deniz, Barış Falay  daha bir çok ismi de. Yazmakla bitmez.” 

Bugün Ferruh Karakaşlı bilinen ve tanınan bir isim. Bunu nasıl başardınız diye sorsam… 

“Yaptıklarımdan değil yapmadıklarımdan geçiyor. Her yerde ismim çıksın diye uğraşmadım. İşimi iyi yaptım. Ve onu giydirdim, bunu giydirdim diye adımdan söz ettirmedim. Ne reklam yaptım ne tanıtım. ‘Siz susun işiniz konuşsun’ diye hareket ettim. Ama şimdi konuşmaya başladım diyebilirim.” 

Cümlesini bitirir bitirmez gülmeye başlıyor. "Değişim başladı dedim ya, şimdi böyle hareket ediyoruz” diyor Ferruh Karakaşlı ve devam ediyor.

"Uzun yıllar sustuk şimdi gümbür gümbür anlatıyoruz”

 

Samiyetle dökülen kelimeler her yerde her zaman karşılığını buluyor. Bunu görmenin hoşnutluğunda ben de kahkahalarımı çoğaltıyorum doğrusu. Konunun içinde doğal akıştayız. 

“Bu arada sadece ünlüleri giydirmedik. Kurumsal firmalara da hizmet verdik. Ancak bunu fazlaca basın bilmez. Havaş, Aras Kargo, Ceylan Otel, Çırağan Pales Kempinski gibi firmaları sayabilirim. Ayrıca Avrupa’ya kaliteli gömlek, düğme gibi ürünlerin ihracatını yaptık. Bu arada herkesin bildiği ısmarlama işi ise ticaret boyutunda en küçük operasyonumuzda ama en çok ses getiren o oldu. Markamızın vitrini diyebilirim. Ismarlama işini hiç bir zaman büyütmeyi düşünmedik. El işçiliği yoğun bir iş. Butik olmak zorundasınız ürünün kimliğini ve isminizi kaybetmemek adına. Bu noktada ticari kaygıya hiç girmedik.” 

Sizin için giyim ne ifade ediyor diye bir soru yöneltsem. 

“Otaku, Japonca bir kelime, anlamı sizin eviniz  fakat terim olarak kullanımı fanatik, bağımlı, tutkulu demek.  Yani tutku ile takıntı arasında olan bir çizgi. Benim için giyim Otaku”.

Ne ilginç bir yanıt değil mi? İşine olan sevginin kelimelerle dışa vurumu. Farkında olmak ve farkındalığı işe dönüştürmek ve bunda ünlü bir isim olmak ardından ticari noktada yeni atılımlarla her daim var olmak. Yarınlar için ise  markayı dünya pazarlarına taşımak. Markanın ruhunu sunmak adına mağazaları çoğaltmak. 

FK markasının stil merkezi diye düşünülmesi gerektiğini ve giyim kültürünü yansıtacak bir konsepti uyguladıklarını da vurgulayan Ferruh Karakaşlı ile sohbete noktayı koymak gerçekten zor. 

Hele hele egodan bu denli sıyrılmış biriyle konuşmak. Hazır ego denmişken bakın neler anlatıyor, Ferruh Karakaşlı. 

“Egodan sıyrılmak bir lüks, bu noktaya gelmek için gerçekten bir şey olmanız lazımdır ve bunu hissetmeniz gerekir. Artık kendinizle barışmanız lazım, bir dengenizi bulmanız gerekiyor. Kabul görme duygusu, beğenilme, takdir görme, yaptığınızın onaylanması duygusu. Aslında bir yerde de başarıyı da beraberinde getiriyor. Hepimizin hayatında böyle dönüm noktaları var. Ki bunlar başarıya taşıyan noktalar. Samimiyet her şeyin özü. Yaptığımız iş bizi çok mutlu kılıyor.” 

Bu kadar güzel kurulmuş cümleler sonrası yenilerini eklemenin gereksizliğinde. 

Hayatı güzel kılan estetik ve kalitenin bileşkesinde Ferruh Karakaşlı’nın yaptıkları arasına eklemeyi tek unuttuğum aynı zamanda iyi bir ressam olması. İşine attığı imzası aynı zamanda tuvallerde var. 

Deneyim, birikim, iletişim ve ustalık. Başarıya alkış istemeyen bir isim Ferruh Karakaşlı’ya bir kez daha teşekkürler paylaşımlar için. 

Dolu dopdolu geçen bir sohbetten aldıklarımdan sadece birazı, buraya akanlar. 

Hayata dair güzellikleriniz hep çoğalsın temennisiyle. 

Hep iyi kalın...

ETİKETLER :
YORUMLAR (3)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • mustafa şahin19 Ekim 2017 05:33

    ferit cem güngör değil mi o ? fakirlerle takılma ferruh üzerler seni

  • Şahnar Boşnak21 Ağustos 2017 21:34

    Nıverciğim yazılarını inanılmaz bir keyfle okuyorum ..bugünki röpörtajın ise tek kelimeyle enfes.Büyük bir başarı öyküsü...Ferruh Karakaşlıyı tanırdım ama bu denli donanımlı..asil..ve başarılı bir beyefendi oluşunu senin lezzetli kaleminden dinlemek başka bir keyfti..Yeni çalışma hayatının başarılı..keyfli.. sağlıklı bir yolculuk olmasını diliyorum..Sevgilerimle

  • Zühre kebap21 Ağustos 2017 18:48

    Elinize sağlık çok etkileyici bir çalışma . Tebrikler

BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster