Ana SayfaYazarlarFatih ÇilSürdürülebilir Kalkınma
Fatih Çil [email protected] Fatih  Çil

Aklımızı kullanacağız siz de var mısınız?

04 Şubat 2017, 16:09 ---

8 adamın serveti 3,6 milyar insanınkinden, en üst %1’in serveti ise topumuzunkinden daha fazla imiş. Evet, Oxfam böyle diyor. Dernek, verileri zenginler için Forbes milyarder listesine, fakirler için Credit Suisse Global Servet raporuna dayandırmış.

Verilerden devam edersek bu 8 adam, 256 trilyon dolarlık dünya servetinden 426,2 milyar dolar alırken, geri kalan %50; %0.16’lik payla 410 milyar dolarda kalmış. Tabi borçlar çıkınca. Borçlarla birlikte bu rakam 1,5 trilyon dolar oluyor ve 56 zengine eş geliyor. Haliyle bu tutar diğeri kadar çarpıcı değil. Oxfam, belki bu yüzden borçları dikkate almamış olabilir ama buz gibi gerçek olup, her haliyle akıl almayacak veriler bana ne hikmetse bilim kurgu filmlerini hatırlatıyor.

Bilim kurguya meraklı olanlar bilirler. X Files’da, Stargate ve Star Trek’de ajanlar ve kâşifler,  temel olarak hem dünyadaki garip olayları çözmeye hem de evreni keşfetmeye çalışır. Ama inanın, Oxfam verileri ile en az bunlar kadar ilginç, daha da uzun sürüp ve milyonları ekrana kilitleyecek diziler çekilebilir.

Neden? Tarih okuyanların bildiği üzere, başlangıcından bu yana bölüşüm eşitsizlikleri ya savaşlarla ya tarihsel-sosyal devrimlerle ya devletlerin çökmesiyle ya da salgın hastalıklarla dengelenmiştir. Barış ve huzur zamanında iyileştiği pek görülmemiştir.

Yani bu dengesizlik her an bu olaylardan birine, özellikle de genel bir savaşa yol açabilir.

Rakamlar ve veriler ortadayken lafı uzatıp uzayda ve tarihte kaybolup, film çeviriyor pozisyonuna düşmek istemem. Ben, Mayalardan, Sümerlere medeniyetleri yok eden, dünya savaşları çıkaran paylaşım bozukluğu bu sefer tüm medeniyetimizi yok edebilecek potansiyele ulaşmışken, konuyu barış zamanında çözmek için hala şansımızın var olduğunu söylüyorum.

Sahip olduğumuz bilgi ve teknoloji seviyesinde, sürdürülebilirlik sorunlarını çözüp “gelişmeyi sürdürülebilir kılabilirsek”  yeryüzü cennetine dönüşebilecek yeni bir dünya kurabilmenin hala mümkün olduğunu düşünüyorum.

İlk çağlardan günümüze sermaye, piyasalar ve devlet; işbölümü ve verimlilik sağlamak üzere insan yapımı araçlar olarak gelişirken, bunların yeni kurallarla güncellenerek doğru yerlerine oturtulabileceğini, ülkelerin içinde ve arasında dengesizlikleri en aza indirebileceğimizi ve bu yolda da bize  “sürdürülebilirlik biliminin”  yardımcı olabileceğine inanıyorum.

Aklımızı ve ruhumuzu kullanırsak, zamanın çarkından bu sefer bahsedilen acıları yaşamadan tolerans çalabileceğimizi, bu yüzden öncelikle de saçmanın ayrıntısını her gün anlatan Amon Rahibi gibi tiplerin mezmurlarını dinlemeyi bırakıp sosyoloji, antropoloji, psikoloji, sanat, ahlak, tarih, iklim ve doğa bilimlerine kulak verip, onların yardımıyla insanların kendi kaderlerine hakim olduğu kapsayıcı bir global ekonomik sistem tasarısına gitmenin, en doğru yol olduğunu değerlendiriyorum. Bu yolda, inovasyonu ve yaratıcı işleri finanse ve teşvik edecek yeni araçları da bulabileceğimizi sanıyorum.

Bunu, ağaçlardan ineli 10 bin sene olduğu söylenen primatın var olduğu söylenen bilinçaltı korkularını; farklı evrenlerde, zamanlarda yaşayan insanların doğrularını göz ardı etmeden iddia ediyorum.

Ama dilerseniz başka önerilerim de var. Söylemeden geçmeyeyim. Eğer sonuç yeni bir savaş olacaksa, genomu çözüp, genomdan gelen adama elindekini adam gibi paylaştıracak bir sistem kurgulayamıyorsa bütün üniversiteleri kapatalım. Olmadı, hamam böcekleri gibi sadece doymak ve üremek yetecekse, bu zenginlere seçilmiş insan statüsü verip yeni bir ideolojiyi devreye sokalım. Zaten Carnegie öyle demiyor mu, kitap yazmadı mı, Gates de onun müridi değil mi? Veya fakirlere doğuştan bir çip takalım, bir daha karınları ağrıyıp savaşlara sebep olacak devinimlerde bulunmasınlar.

Şaka bir yana, insanlığın yeni şafağını bir 5000 sene daha beklememize gerek yok. 5 günün 5 asra denk geldiği bir çağdayız. Cesur olalım, zengin fakir hep beraber, yeni dünyanın kapısını aralayalım, feodal; antik araçlardan kurtulalım. Zira, bazılarının kaçtığı Yeni Zelanda’ya da kaçsanız bu sefer iş başka.

Bu noktada, uzun vadenin 1 ay olduğu ülkemizde daha fazla konuşup, X Files’ın Ajan Mulder’ı gibi anlaşılmaz duruma düşmeden, Allah pisliği aklını kullanmayanın üstüne atar;  ayetini hatırlatıp, artık gezegenimizi daha anlamlı bir yer yapmak için aklımızı kullanmamızın zamanı geldi, siz de var mısınız, diye sorup, sözlerimizi tamamlayalım.

Devam edeceğiz

@sustainableturk

Not1: Asimov’un The Last Trump diye bir kitabı var. Trump, İngilizcede birkaç manaya geliyor, boru ve koz bunlardan ikisi. Asimov’un kullandığı manada ve İncil’de geçen anlamıyla bu deyim bizdeki kıyamet gününde ölüleri yerden çıkarıp diriltecek İsrafil As’ın üfleyeceği Sur’dur. Yani son düdük, boru, zurna.  Bence Sayın Trump son düdüktür. Eğer aklımızı başımıza almazsak, Amerikan seçmenini zombiye çeviren bu dengesizlikler başta savaşlar olmak üzere hepimizi düdüğe çevirecektir. Yani bu Trump, boru değildir.

Not2:Kitap demişken ülkemizin dijital dönüşümünde ilklerin şirketi Koç Sistem’in Türkçeye kazandırdığı bir eser var. Birkaç yıl önce yayınlanmış ancak benim Türk bilişim sektörünün duayen ismi Sayın Mehmet Nalbantoğlu tarafından hediye edilince okuma şansına kavuştuğum bu eserin adı; Bolluk Çağı. Verdiği bilgiler yanında, çok farklı düşünmenize yol açabilecek bu değerli kitabı edinmenizi tavsiye ederim.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
YAZARIN DİĞER YAZILARITümünü Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster