Ayça Karaca [email protected] Ayça Karaca

AB’nin Fed ve küresel ekonomi öngörüleri

30 Ekim 2019, 11:40 ---

Avrupa Birliği Parlamentosu Ekonomik ve Parasal İlişkiler (ECON) Komitesi’nin talebi üzerine Parlamento ekonomistleri tarafından hazırlanan Ekim 2019 tarihli hizmete özel gizli raporda ticaret savaşları, yavaşlayan küresel büyüme ve Fed politikaları gibi konularda küresel ekonomik görünüme ilişkin çarpıcı  değerlendirmeler ve öngörüler yer alıyor.

Ticaret savaşları küresel ekonomiyi yavaşlatıyor

Rapora göre küresel ekonomiye yönelik tehditler büyüyor. ABD hükümetinin ticaret savaşının tırmanması için Çin hükümeti ile karşılıklı restleşmesi devam ediyor. ABD Başkanı Trump 23 Ağustos’ta Çin’den yapılan tüm ithalata %5 ek tarife uygulayacağını açıkladı.Bunun sonucunda toplam %15’e yükselen tarifeler 1 Eylül’den itibaren Çin’den ithal edilen  yaklaşık 125 milyar ABD doları değerindeki hedef ürünlere uygulanmaya başlandı. Ayrıca Aralık ayında da ek %15 oranında yeni ek tarifenin de 178 milyar dolar değerindeki Çin ithal mallarına uygulanması öngörülüyor.  

Tarifelerdeki tüm bu artışlara karşın iki tarafında gerilimi daha da tırmandırmaktan kaçındığına dair işaretler de bulunuyor. Karşılıklı misilleme yapma yarışında Çin ABD’nin son açıklamalarından sonra yeni bir tarife artışına gitmedi. Ayrıca iki ülke arasında Washington’daki müzakerelerin ardından  Trump 15 Ekim’de yürürlüğe girmesi planlan ve 250 milyar dolar değerindeki Çin mallarına uygulanması öngörülen ek %15 tarifeyi iptal etmiş ve karşılığında Çin’in soya ve hayvansal gıda alacağını açıklamıştı.

Bu çerçevede raporda Kasım 2020’de yapılacak olan ABD Başkanlık seçimlerinden önce iki ülke arasında anlaşmaya varılsa bile Başkan Trump’ın seçimleri kazanmak ve ticaret savaşının kazananı olmak için yeni tarifeler getirmesi olasılığının yüksek olduğu vurgulanıyor.

Ticaret savaşları finansal savaşlara dönüşüyor

Analistler tarife savaşlarının hangi doğrultuda gelişeceğinden bağımsız olarak uzlaşmazlığın odak noktasının ticaretten artan ölçüde teknoloji, güvenlik, yatırımlar ve finans alanlarına kaymaya başladığını vurguluyor. Bu durumun hem ABD ve Çin hem de Avrupa için daha uzun vadeli olumsuz etkiler doğurması ve küresel ekonomi için yeni riskler doğurması bekleniyor. Finansal riskler de ciddi bir endişe kaynağı olarak görülüyor. Çinli politikacılar kasıtlı olarak yuanın değerinin dolara karşı düşmesine izin vererek Çin’deki konut sektöründe finansal çöküş riskini arttırıyor.  Ancak yuanın değer kaybetme hızını yavaşlatmak Çin’in elinde tuttuğu ABD hazine tahvillerinin bir kısmını elden çıkarmasını gerektiriyor. Bu durumun gerçekleşmesinin Trump’ın daha fazla cezalandırıcı politika izlemesi için  gerekçe oluşturma riskinin bulunduğu değerlendirmesi de raporda yer alıyor.

Bu kapsamda Parlamento analistleri   ABD’nin Çin’in doların hüküm sürdüğü küresel finansal sisteme  erişimini daha önce İran’a yaptığı gibi kısıtlayabileceğini ileri sürüyor. ABD Kongresi’nde Amerikan emeklilik fonları ve girişim sermayesi fonlarının (venture capital) Çin teknoloji şirketlerine yatırım yapmalarının nasıl engellenebileceği tartışmaları yapılıyor. ABD’de piyasa düzenleyici kurumların Çinli girişim sermayesi fonlarının Silikon vadisine yatırım yapmalarını engellemek için şimdiden harekete geçtikleri belirtiliyor. Aynı zamanda Amerika’nın K.Kore’ye uygulanan yaptırımları söylentilere göre ihlal eden Çinli bankalara da yaptırım uygulamaya hazırladığı raporda belirtiliyor. Bu durumun gerçekleşmesi bankaların Amerikan finansal sistemine erişiminin kesilmesine yol açabilir. Uygulanacak yaptırımlar küresel finansal sistemde şok etkisi yaratırken  Avrupa finansal  sektöründe ciddi olumsuz etkiler doğurabilir.

Son on yılın en düşük büyümesi

Ticaret savaşlarının yarattığı artan gerilim ve jeopolitik belirsizlikler karşısında tüm uzmanlar 2019 ve 2020 için küresel büyüme tahminlerini revize etmek zorunda kaldı. Raporda 2019 için %2,9 ile son on yılın en düşük büyüme tahmini yapılırken bu oranın dünya ekonomisini politik ve ekonomik şoklara karşı korumakta  yetersiz bir tampon oluşturduğu yorumları yapılıyor.  

Gelişmiş ülkeler ele alındığında Avrupa’da Almanya ve İngiltere’de dahil olmak üzere bir  çok ülkede büyüme rakamları hayal kırıklığı yarattı. Güney  doğu Asya ülkelerinin başı çektiği gelişen ülkelerin bir kısmında da küresel imalat sanayindeki ani düşme oldukça hissedilir hale geldi.Rapora göre tarihsel olarak bakıldığında Avrupa ve Asya’daki yıkıcı ekonomik koşullar K.Amerika’da resesyona yol açmıyor. Ancak dış talepteki ve ticaret akışındaki zayıflama ABD’deki büyümeyi kısıtlamaya devam edebilir.

Bütün bu olumsuz gelişmelere rağmen küresel bazda Merkez Bankalarının genişletici para politikası izlemelerinin bu negatif döngüyü yumuşatması ve 2020’de yaşanması beklenen ılımlı toparlanmaya  (Büyüme beklentisi %3,2) destek olması bekleniyor. Raporda aralarında Euro Bölgesinin de bulunduğu birçok ülkede  para politikasını destekleyici genişleyici maliye politikası izlenmesinin planlanmaya başlandığı işaret ediliyor.

Fed’den faiz indirimi beklentisi

ABD Merkez Bankası (Fed) Eylül ayında  politika faizini 25 baz puan indirerek %1,75- 2 aralığına çekti.  Fed’in hedef politika faiz oranlarına bağlı sözleşmeler yatırımcıların bugün düzenlenecek olan Para Politikası Kurulu toplantısında da üçüncü kez faiz indirimi (25 baz puan) beklediğini gösteriyor.  Rapora göre Fed küresel ticaret savaşları  ve diğer risklerin ABD ekonomisini beklenenden fazla yavaşlatması ve %2 enflasyon hedefine ulaşmayı zorlaştırması nedeniyle -Başkan Trump’ın da hoşlanacağı gibi- ek parasal genişleme desteği sağlamayı seçebilir. Ticaret görüşmelerindeki son durum stabil bir küresel ticaret rejimine ulaşmanın yakın zamanda kolay olmayacağını gösteriyor. Bu doğrultuda küresel yatırımların yavaşlaması ve daha yavaş küresel büyümeye yol açması bekleniyor.

Bu çerçevede,  yavaşlayan küresel büyüme, süregelen ticaret savaşları ve Brexit gibi jeopolitik riskler kapsamında St. Louis Fed Başkanı Bullard’ın da belirttiği gibi bu toplantıda daha fazla parasal genişleme gündemde olabilir.Finansal koşullardaki istihdam ve enflasyon tahminlerindeki bozulma göz önüne alındığında Fed’in yatırımları ve tüketimi canlandırmak için faizleri indirerek olağan yolu seçebileceği Parlamento ekonomistleri tarafından tahmin ediliyor. Ancak  Fed Başkanı Powell’ın da belirttiği gibi “Hiçbir Merkez Bankası ticaret savaşının bütün sonuçlarını ve özellikle belirsizliği giderebilecek bir parasal politikayı uygulayabileceği eylem planına sahip değildir.”

 Küresel  ekonominin içinde bulunduğu tüm bu belirsizliklerin giderilmesi politik kararlarla yakından ilişkili bulunuyor. Henüz Çin ve ABD arasındaki ticaret anlaşmazlığında bir uzlaşmaya varılamadı. Ayrıca ABD ticaret müzakerelerindeki yerini sağlamlaştırmak için AB’ye otomobil sektörüne ek tarife uygulama tehdidini  sürdürüyor. Başkan Trump Amerikan ihracatını arttırmak için Fed’in daha gevşek bir parasal politika izlemesi için baskıda bulunmaya devam ediyor. Brexit ve Arjantin  gibi jeopolitik riskler de ön plana çıkmış görünüyor. Sonuç olarak, politik riskler küresel  tahminlerde  aşağı yönlü bir etki yaratsa da zamanında alınacak kararlarla yukarı yönlü pozitif etkiye doğru dönüşme potansiyelini bünyesinde taşıyor.

*Bu yazı yazarın kişisel görüşlerini yansıtmakta olup çalıştığı kurum yazıda yer alan görüş ve düşüncelerden sorumlu değildir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster