Ana SayfaYazarlarFatih ÇilSürdürülebilir Kalkınma
Fatih Çil [email protected] Fatih  Çil

4.Sanayi Devrimi mi? Aloooooooooo!

11 Mart 2016, 10:19 ---

Yazılarımı takip edenler bilir. Genelde böyle başlamam. Dün, Sabah’ta, Şeref Oğuz Bey bir yazı yazdı. Diğer yazıları gibi güzel bir yazıydı. Nalına mıhına vuran Oğuz, buzzword ya da catchphrase’e hapsedildiklerini düşündüğü kavramlardan hareketle “İnovasyonun, Endüstri 4.0’ın, Sürdürülebilir Kalkınma’nın anlamını bilmiyoruz. Sadece konuşuyoruz. Kavramları tüketip, içeriğini, önemini anlamadan, geyik yapıyoruz” dedi. Büyük oranda haklıydı da. Evet, Oğuz’un dediği gibi bunların anlamını pek bilmiyoruz ama kendisinin; sanayinin, inovasyonun bu memleketin gelişmesi noktasında ne kadar önemli olduğu anlatmak için bir misyoner gibi çalıştığını biliyoruz.

Şimdi Şeref Bey’i, Sanayi 4.0’ı, inovasyonu, sürdürülebilir kalkınmayı biraz bırakalım.

Bunları bilmiyoruz da büyükten küçüğe telefonu açtığımızda kullandığımız “Alo” kelimesinin ne manaya geldiğini biliyor muyuz? Rektör’ün, Dekan’ın anlamını hiç merak ettik mi? Ya da Kur’ân’ın?

Neyse. Semantiğe, etimolojiye dalmayalım zira bu pilav çok su kaldırır. Konuyu toparlamak için yine inovasyon, Sanayi 4.0, sürdürülebilirlik derken çok kullanılan Cesur Yeni Dünya’dan devam edelim. Shakespeare’in “Fırtına” adlı eserinde “Brave New World” olarak geçen bu cümle o zamanki anlamı ile “güzel yeni dünya” manasına gelir. Olumlu, heyecan veren bir dış dünya resmedilir. Huxley’in aynı adlı distopik kitabında ise bu kelimelerle ileri ama ruhsuz bir gelecekten bahsedilir.

İşte inovasyon, üretim, tüketim biçim ve yerlerini değiştirme potansiyeli bulunan yaratıcı yıkımlara sebep olan yenilikçiliği, Industry 4.0, inovasyonlar sonrasında ortaya çıkan yaratıcı yıkımı bir başka ifade ile Huxley’in dem vurduğu dünyayı yaratma potansiyeli bulunan devrimi, sürdürülebilir kalkınma ise diğerinin yerini alacak inovasyona (Distruptive) dayalı olarak ortaya çıkacak yeni sürüm devrime yardımcı olan ve onun ruhsuz bir şekilde kendi çocuklarını yemesini engelleyecek, bu dünyayı daha insani, gerçekten güzel, yaşanılabilir, adil bir yer yapacak olan düzenleyici ilkeyi ifade eder. Yani “Sürdürülebilir Kalkınma, İnovasyon, Endüstri 4.0; hepsi yeni güzel dünyayı şekillendirecek birbirine bağlı kavramlardır; birbirinin alternatifi değil tamamlayıcısıdırlar.

Bu arka planda dünyada, sosyal yaşamdan üretim, tüketim anlayışlarına ve akslarına kadar uzanan bir spektrumda etkileri olacak yeni bir sanayi devrimi şekillenip, dönüşümünü sağlayamayan ülkemizin ucuz iş gücü ve ileri teknoloji arasına sıkışıp marjinalleşeceği kesinken öncelikle karşımızdaki olguyu, onun için sürdürülebilir kalkınmayı ve onun için de açık inovasyonu çok iyi anlamaya, içeriklerinin gelişmesine katkıda bulunmaya, pratikte tatbik edebilmeye; onları kâğıttan sahaya yani hayata geçirmeye ihtiyacımız var. Bu sebeple işgücünden finansa, borsaya, girişimciliğe oradan sanayi devrimlerinin başarısının vazgeçilmezi başta futbol olmak üzere spora, eğitime kısaca yaşama ve zeitgeiste çok daha derinden bakmak fili tanımak ve onu bir bütün olarak tarif edebilmek zorundayız. Bu çerçevede Çin’in Kore’nin yaptığı gibi başta Almanya, ABD olmak üzere dostlarımızla işbirliği yapabilmeliyiz. Bu toprakların birikimini dostlarımıza sunmalı onların birikimini birikimimiz haline getirebilmeliyiz. Peki, bunların borsayla alakası ne, dediğinizi duyar gibiyim? Bırakın borsayı ve şirketleri Türkiye’nin geleceği bu dönüşüme bağlıyken bu maç 4 - 0 bitsin küme düşelim diyebilir miyiz?

Hülasa, Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanımız devletimizin vizyonunu ortaya koydular. Şimdi Türkiye Bankalar Birliği’nden, Futbol Federasyonumuza, ülkemizde sanayinin merkez üsleri haline gelen inovasyonun önünü açıp girişimciliğe can veren/verecek kuruluşlar olarak Koç Holding, Sabancı Holding, Türk Telekom, THY, Turkcell, ASELSAN ve Siemens gibi şirketlere, TÜBİTAK’a, Üniversitelerimize, TOBB’a, Sanayi Ticaret Odalarımıza, sanatçılarımıza, erkeğimize kadınımıza yani hepimize büyük görevler düşmektedir. İsteklerimizi, ihtiyaçlarımızı, yapabileceğimiz katkıları, uyarılarımızı hep beraber söylemeli ve yapmalıyız. Bu ekosistemi ancak hep beraber oluşturabiliriz. Büyük Atatürk’ün bizlere hedef olarak işaret ettiği “Muasır Medeniyet” seviyesinin üstüne, ancak bu şekilde çıkabiliriz. Hem güzel hem de cesur dünyanın kurulmasına ancak bunu başarabilirsek katkıda bulunabiliriz. Ve ondan ancak bu şekilde faydalanabiliriz. İşte bu yüzden medeniyetlere can veren bu topraklardan damıttığımız binlerce yıllık kültürle, ruhla, ortak akılla, hep beraber, dürüstçe ve canla başla çalışmalıyız. Neden mi? Çünkü yapmak istediğimiz bir devrimdir. Boru değil. Aloooooooooooooooooooo.

Devam edeceğiz

Fatih Çil

@sustainableturk

Not: Yakında Endüstri 4.0 ya da 4. Sanayi Devrimi ile alakalı bir çalışmamız olacak. Konuyu Türkiye’nin saygın, bu konuda kafa yoran, emek harcayan isimleri ile birlikte değerlendireceğiz. Tabi ki Erzurum’da Filorida tipi villa yapmadan. Ceyhan’ı, Rotterdam’la kıyaslamadan. Artılarımızı, kendi şartlarımızı, herhangi bir güvensizliğe ya da hamasete kapılmadan ne yapmamız gerektiğini, önümüzdeki fırsat ve tehditleri anlamaya çalışacağız. Oğuz Bey’i kızdırmadan, havanda su dövmeden; kuvveden fiile çıkmanın yollarını hep beraber arayacağız. Bu vesile ile hepinize içten selam ve saygılarımı sunarım.

 Fatih Çil, Nostalji

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
YAZARIN DİĞER YAZILARITümünü Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster