Ana SayfaYazarlarFatih ÇilSürdürülebilir Kalkınma
Fatih Çil [email protected] Fatih  Çil

4. Sanayi, 3. Enerji, 2. Otomotiv Devrimi Petrol ve Gaz Endüstrisini yok edecek mi?

14 Kasım 2017, 13:45 ---

PetroChina birkaç gündür borsacıların gündeminde. Çünkü şirket 10 sene içerisinde piyasa değerinden  “800 milyar dolar” yitirdi. Bazı bilim adamı ve uzmana göre, bütün İtalyan borsasına eş değerde olan ve oturup 5 saat düşünmemiz gereken bu muazzam kayıp buzdağının sadece görünen yüzü. Birçok finansal ve siyasal sebebi geçip temel meseleye gelirsek bu çevreler, gerçekleşmekte olan 4.Sanayi, 3.Enerji, 2.Otomotiv Devrimi’nin sadece Petro China’yı değil tüm petrol ve gaz sektörünü “çok kısa” bir sürede yok edeceğini söylüyor.

Peki, bu devrimler neyi ifade ediyor; petrol endüstrisi bu devrimlerin etkisini nasıl değerlendiriyor, gerçekten bu kadar kısa bir zaman içinde bu sektörün ruhuna “Fatiha” okunabilir mi?

Kısaca açıklarsak, 4.Sanayi Devrimi yatayda üretimle yönetim katını birleştirip, raporlama ve dolayısıyla karar alma süreçlerini hızlandırırken kaliteyi artıran, buna mukabil kaynak kullanımını azaltan ve bunu dikeyde de tekrarlayan yeni endüstri devrimini; 2. Otomotiv Devrimi otonom ve elektrikli araçlarla yaşanan değişimi, 3. Enerji Devrimi ise odundan kömüre, oradan petrol ve gaza ve sonunda bunların yerini alacağı öngörülen güneş ve rüzgârla üretilen elektriğe geçişi ifade ediyor.

Yukarıda anılan devrimlerin etkilerini de hesaba katıp hazırlanan “BP Statistical Review of World Energy June 2017” raporuna göre 2016 yılı için hidro ve nükleer hariç yenilenebilir enerji,  primer dünya enerji mixinin sadece %3’ünü oluşturuyor. Buna mukabil petrol ve doğalgazın payı %57. 2035 baz senaryosuna göre yenilenebilir enerjinin, enerji mixinden %10, hızlandırılmış senaryoya göre %23 pay alacağı tahmin ediliyor.

Exxonmobil  2017 Outlook for Energy: A View to 2040’ da ise bu rakam petrol ve gaz için %58, kömür artı nükleerle beraber tüm yenilenebilir enerji için %42 olarak veriliyor.

The IEA  World Energy Outlook 2017  raporuna göre  petrolün payı  2040’da  varili 109 dolarlık senaryoya göre  %31,43 dolarlık senaryoya göre %32, 226 dolarlık senaryoya göre   %28 olarak öngörülüyor.

Shell tarafından yayınlanan “New Lens Scenarios: A Shift in Perspective for a World in Transition” başlıklı raporda ise 2100 yılı rakamları tabloda açıkça görülüyor. Raporda “Is “100% Renewable Energy possible?” diye 2040 yılı için sorulan soruya “Bazıları hayal kırıklığına kapılabilir ama 2060 için yenilenebilir enerji % 35/40 seviyesinde olacaktır.” şeklinde cevap veriliyor.

Bu noktada “Bizzat sektörün kendisi sayılabilecek bu büyük şirketlerin ve kurumların raporları ne derece güvenilir?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim.

Bu konuda bu şirketlerin bundan 10 sene kadar önce yenilenebilir enerjiye biçtikleri “rol” ile bugünkü tahminlerine; “Energy Revolution 2015” raporunda “65 TRİLYON DOLAR” harcanırsa 2050’de %100 yenilenebilir enerjiyi mümkün gören Greenpeace’in “Forecasting Failure March 2017” yayınına göz atmanız işin sağlamasını yapmanıza katkı vereceğini düşünüyorum.

Devam edersek bu arka planda enerji sektörü ile alakalı ciddi çevreler, anılan devrimlerin ilgili sektörü kısa vade içinde (mevcut regülasyon ve piyasa dinamikleriyle) yok edemeyeceği ancak kendi içinde çok inovatif olan  (Petrolün aydınlatma için başladığı yolculuğu içten yanmalı motorla devam ettirmesi, yan ürün olup boşuna yakılan doğal gazın bugünkü konumuna gelmesi) bu sektörün bu yönüne kendi çizgisi içinde daha fazla izin vermezken büyüme hızını yavaşlatacağı, neticede “uzun vadede” değil bundan sonra “hep” düşük olacak fiyat ve zorlaşan rekabet şartları, sürdürülebilirlik sorunları altında ulusal petrol şirketlerini (NOC)  daha verimli çalışmaya, uluslararası petrol şirketlerini de (IOC) “konsolidasyona” veya pazarlarını “çeşitlendirmeye” zorlayacağı görüşünde.

Kısa bir değerlendirme yapıp ilerlemeye devam edersek hâlihazırda ve yakın dönemde ulaşımda, havacılıkta, ağır nakliyede, kimya sektöründe hatta 3.Enerji Devrimi’ni sağlayacak güneş enerji panellerinin, rüzgâr türbinlerinin; sektöre en çok zarar vereceği söylenen otonom/elektrikli araçların (2040’da elektrikli araçların toplam otomotiv pazarının %25’ine ulaşması ve günlük 13 milyon varil petrolü kullanımdan çekerek 2015 rakamları ile dünya elektriğinin %11’ine denk gelen 2,700TW saat elektriği tüketmesi öngörülmektedir. Otonom araçların ve araç paylaşım sisteminin toplam araç sayısı ve seyahat yoğunluğuna etkisi üzerine yapılan tahminler ise pek sağlıklı değildir ) 4.Sanayi Devrimi’nin robotlarının hammaddelerinin eritilmesinde (ısı lazım olan demir çelik, cam, kimya, gübre vb. sektörler) ve imalinde petrol ve doğal gaz ile onlardan elde edilen elektriğin kullanıldığı/kullanılacağı vakıadır. Ekonomisini petrole bağımlılıktan kurtarmaya çalışan Suudi Arabistan bile bu dönüşümü dünyanın en büyük “petrol” şirketi SaudiAramco’yu (Çin ile ABD giyotini arasında) satarak gerçekleştirme hazırlığındadır.

Yani tüm bu veriler, petrol ve gaza dolayısıyla endüstrisine kısa vadede “Fatiha” okumak için zamanın erken olduğu ama altın çağlarının bittiği anlamında olup “bundan sonra” medeniyeti sırtlayacak ve ona yön verecek” inovasyon kapasitesinin” (İşin sırrı buradadır) yenilenebilirde olacağı manasına gelmektedir. Onun için kısa vadede Fatiha okumak isteyenlere mevcut medeniyetin petrol ve gaz medeniyeti olması hasebiyle erken sevinmemelerini, ama moda söylemle işin DNA’sını zorlayıp “Telomer hapıyla” ömrünü “doğa yasalarına muhalefetle” uzatmak isteyenlere de, 200 yaşını hedeflemesine rağmen 101 yaşında ölen David Rockefeller’i, hatırlatmakta fayda vardır.

Netice itibari ile sürdürülebilirliğe geçişte bu endüstri önemli bir role sahiptir. Ve zor olmakla beraber (üretici ülkelerin istikrarsızlığı, teknolojik eksiklikler, daha pahalı zor aynı zamanda düşük/kalitesiz rezervlerine rağmen dünya üretimin büyük payını üreten ülkelerin zorlaması ile siyasi ekonomik rekabete dayalı olası vekâlet ve ülkeler arası savaşlar, diğer olumsuzluk ve isteksizlikler) ve tabiî ki de “doğa yasaları içinde” daha sürdürülebilir/adil temellere oturtulmasına çalışmak ve zorlamak; düşük karbon ekonomisine yönelik endüstri inisiyatiflerini (Oil and Gas Climate Initiative (OGCI)gibi ) desteklemek en doğru yaklaşımdır. Zaten diğer ihtimaller zamanın ruhuna, ekonominin ve doğanın gerçeklerine uygun değildir.

 

Devam edeceğiz

Not: Devrim demişken modern tarihin en büyük devrimcisi “Büyük Atatürk’ü” aramızdan ayrılmasının 79. yıldönümünde özlem, minnet ve rahmetle andık. Tüm yurttan gelen görüntüler fazla söze gerek bırakmıyor. Ancak Ulu Önder’in Onuncu Yıl Nutku”nda “Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü, “muasır medeniyet” seviyesinin üstüne çıkaracağız” sözleriyle hedef gösterdiği yerlere gelebilmek için üstümüze düşeni yapmanın “hepimizin” ona karşı borcu olduğunun altını çizip selam ve saygılarımı sunarım.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
YAZARIN DİĞER YAZILARITümünü Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster