Prof. Dr. Mehmet Hüseyin Bilgin [email protected] Prof. Dr. Mehmet Hüseyin Bilgin

Türkiye’nin safsatalarla imtihanı

21 Ağustos 2014, 15:54 ---

Küresel finansal kriz, tüm dünyada uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının itibarını önemli ölçüde sarstı. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları, günümüzde küresel finansal sistemin kredibilitesi en düşük aktörleri durumunda.

Bu kuruluşların Türkiye ekonomisine bakışları ise ayrı bir garabet arz ediyor. Çünkü Türkiye’ye karşı adil ve hakkaniyete uygun bir yaklaşım içinde değiller. Bu düşüncede oluşumuzun iki temel nedeni var. Birincisi, Türkiye ekonomisinin muazzam bir performans sergilediği ve birçok makroekonomik göstergede önemli iyileşmelerin kaydedildiği 2001 krizi sonrası dönemde (buna 2002-2012 dönemi diyebiliriz), Türkiye’nin kredi notunu artırmamak için müthiş bir direnç gösterdiler. Krizin ortasında ve borç batağında olan bazı ülkeler, bu dönemde uzun süre Türkiye’nin üzerinde notlara sahip oldular.

İkincisi, Mayıs 2013’ten beri adeta siperde bekliyorlarmışcasına Türkiye ekonomisine ilişkin (çoğu zaman ekonomiyle bile alakalı olmayan bir şekilde) olumsuz olarak yorumlanabilecek hemen her konuda zamanlı zamansız raporlar yayınlamaları ve açıklamalar yapmalarıdır. Standard&Poor's adlı kuruluşun Türkiye’nin büyüme beklentisini yukarı yönlü revize örneğinde olduğu gibi, iyi/pozitif haberleri ise çoğu zaman daha sessiz bir biçimde açıklıyorlar.

Geçen haftadan beri üç büyük kredi derecelendirme kuruluşunun da Türkiye ekonomisine ilişkin açıklamaları oldu. Her üç kuruluş da Türkiye ekonomisine ilişkin 2014 büyüme beklentilerini geçen haftalarda revize etmişti. Bu gerçeği bile adeta gözardı ederek, açıklamalarında Türkiye ekonomisine ilişkin bazı risk ve belirsizliklere sözüm ona dikkat çektiler. Ama satır aralarında belki de farkında olmadan Türkiye ekonomisine övgüler dizdiler.

Satır aralarında özetle; Türk bankacılık sisteminin oldukça sağlam olduğunu, kamu finansmanında herhangi bir sorun olmadığını, Türkiye ekonomisinin 2003-2013 arasında yıllık yüzde 5 büyüdüğünü, bu dönemde enflasyonda önemli düşüşler sağlandığını ve ihracat pazarının çeşitlendirilerek ihracatın artırıldığını söylediler.

Peki, olumsuz ne söylüyorlar? Yapısal reformlar, cari açık ve siyasete ilişkin risklere dikkat çekiyorlar. Türkiye ekonomisi, 2001 krizi sonrası dönemde gösterdiği performansın bir benzerini, yeni bir hikâyeyle önümüzdeki 10 yılda da gerçekleştirmek istiyorsa, hiç kuşku yok ki, yapısal reformların yapılması gerekiyor. Cari açığa gelince, cari açık gibi yapısal bir sorunumuz olduğunun ülke olarak farkındayız. Çözümü kolay olmadığı gibi birkaç yılda hallolabilecek bir mesele de değil, ama eğer Türkiye dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmek istiyorsa önümüzdeki 10 yıl içinde cari açık konusunda da önemli ilerlemelerin sağlanması şart.

Gelelim siyasi risklere. Seçimlerin bir ülkede ekonominin aktörleri tarafından bir belirsizlik unsuru olarak değerlendirilmesi kuşkusuz gayet doğaldır. Nitekim kırılgan 5’li olarak adlandırılan beş ülkede de bu yıl seçim olması tesadüf değil. Ancak yerel seçimlerle cumhurbaşkanı seçiminden sonra, siyasette hala bir risk ya da belirsizlik olduğunu söylemek; ne gerçekçi bir yaklaşım olur, ne de ahlaki… Bu açıdan bakıldığında, aslında kimin başbakan ya da kabinede nasıl bir revizyon olacağının da bir önemi yok. Çünkü her iki durumda da ekonomi politikasında belirgin bir sapma olacağını beklemek doğru olmaz.

Mevcut siyasi tabloda gelecek yıl yapılacak seçimleri bugünden bir risk/belirsizlik unsuru olarak değerlendirmek de rasyonel olmadığı gibi, hayatın gerçeklerine de uygun düşmüyor. Son bir yılı seçimler ve siyasetteki gerginliklerle geçiren Türkiye ekonomisinin önünde uçabileceği 10 ay var. Sonrasında ise 2019’a kadar seçimsiz bir 4 yıl Türkiye’yi bekliyor ki, 2023 perspektifinde Türkiye ekonomisinin yeni bir başarı hikâyesi yazacağı bir dönem olmalıdır bu…

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
YAZARIN DİĞER YAZILARITümünü Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster