BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaPiyasanın 'altın'ı oyacak mı?----

Piyasanın 'altın'ı oyacak mı?

Piyasanın 'altın'ı oyacak mı?
24 Kasım 2014 - 07:10 www.finansgundem.com

Piyasalar İsviçre Merkez Bankası'nın altın alımı kararına kilitlendi

Geçtiğimiz hafta yurtiçi piyasalar Merkez Bankası'nın faiz kararına ve S&P'nin Türkiye değerlendirmesine odaklanmıştı. Faizde de Türkiye'nin notunda da bir değişik olmadı. Piyasada bu hafta ise gözler İsviçre Merkez Bankası'nda olacak. İsviçre'de yapılacak olan altın referandumunu piyasalar dikkatle takibe aldı. Anketlere göre evetçilerin rakamı düşse de bir umut altın referandumundan evet çıkması bekleniyor. Alınabilecek 3 karar da piyasayı nasıl etkileyecek? Vatan yazarı Ali Ağaoğlu yazdı. İşte o yazı;

Bu haftanın en çok konuşulacak konusu İsviçre’de gerçekleşecek altın referandumu olacak. Perşembe ve Cuma günü ABD piyasaları Şükran Günü nedeniyle kapalı olacağından, piyasalar gözünü İsviçre’ye çevirecek.
 
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faizleri değiştirmedi, aynı bıraktı. Benzer şekilde derecelendirme kuruluşu S&P de Cuma günkü açıklamasında görünüm ve notumuzu aynen korundu. Yapılan açıklamada; süregelen dış dengesizliklerin Türkiye’nin büyüme potansiyeli üzerinde sınırlayıcı etki yapmaya devam ettiği ve özel sektörün yüksek açık döviz pozisyonuna dikkat çekildi.
 
Kredi notunun görünümünün negatif kalmasının nedeni olarak 2015’te de Türkiye’nin dış finansmana bağımlı olmasının yaratacağı aşağı yönlü riskler gösterilmiş. Açıklamadan; bir yandan petrol fiyatlarındaki gerilemenin ekonomideki yeniden dengelenme sürecine katkı sağlayacağı, diğer yandan da bunun tek başına görünüm/not değişimine yeterli olmayacağı anlaşılıyor.
 
Her ne kadar finansal parametrelerin bir kısmı aynı kalsa da geçtiğimiz hafta gerek ekonomi, gerekse siyasi açıdan hareketli geçti. Başbakan Davutoğlu’nun Irak Başbakanı Haydar el-İbadi ile bir araya gelmesi, Kuzey Irak petrollerinin ihracı konusunda gerek Irak içinde gerekse de Türkiye üzerinden ihracı ile ilgili olarak yaşanan sorunların önemli ölçüde aşıldığı anlaşılıyor. Kuzey Irak Kürt Bölgesi’nden yapılan ihracatın Türkiye tarafından satın alınma aşamasına gelinmesi her iki hatta üç taraf için de iyi bir haber. Ancak el-İbadi’nin Irak için terörist sayılan isimlerin iadesi meselesi bu konunun “yumuşak karnını” oluşturuyor.
 
Önümüzdeki günlerde nasıl adımlar atılacağı, bölgedeki siyasi geleceği yakından ilgilendiriyor.
 
1.900 ton altın alırsa fiyatlar fırlar mı?

 
Bu haftanın en çok konuşulacak konusu Pazar günü İsviçre’de yapılacak olan “altın referandumu” olacak. Perşembe ve Cuma günü ABD piyasaları “Şükran Günü” nedeniyle kapalı olacağından, İsviçre referandumu hayli ilgi çekeceğe benziyor. İsviçre altın konusunda üç meseleyi oylayacak:
 
1- İsviçre Merkez Bankası’nın varlıklarının yüzde 20’sini altın tutması
2- Yurt dışında tutulan altın rezervlerinin yüzde 30’nun ülkeye getirilmesi
3- İsviçre’nin elindeki altınlardan bundan sonra hiç satış yapmaması!
 
Oylamadan “evet” çıkacak olursa 1.040 ton altın bulunduran İsviçre’nin 2019’a kadar 1.900 ton alması gerekecek! 1.200 dolar/ons fiyatı göz önüne alındığında 73.3 milyar dolardan söz ediyoruz. Satın alınacak miktar dünyanın 1 yıllık altın üretiminin yaklaşık yarısında denk geliyor. 2019’a kadar beş yıl içinde peyderpey alınacağı için normalde fiyatları çok da fazla etkilemeyecektir. Ancak bunu kullanacak olan spekülatörler/manipülatörler bu haftanın sonlarına doğru altın fiyatlarında oynaklığı arttıracaklardır. Hele ki ABD piyasalarının tatil olması, onlara bulunmaz bir fırsat sunacaktır.   
 
Altının ons fiyatında Cuma günü test edilen 1.207 seviyesi önemli. Bu seviye aşılırsa çok daha önemli olan ve “karar verici seviye” diyebileceğim 1.231 dolar gündeme gelecek. Altında kalıcı, sürdürülebilir bir yükselişten söz edebilmek için bu seviyenin aşılması şart! Aşılamazsa 1.090-1.140 bandına doğru bir geri çekilme yaşanacaktır!
 
Çin ve Draghi yön verdi
 
İki önemli gelişme Cuma günü piyasaları hareketlendirdi. İlki Çin Merkez Bankası’nın politika faizi olan 1 yıllık borç verme oranını 40 baz puan düşürerek yüzde 6.0’dan 5.6’ya indirdi. Bu arada mevduat faizini  de yüzde 3’ten yüzde 2.75’e indirirken, bankaların verebilecekleri en faiz marjını yüzde 10’dan yüzde 20’ye yükseltti. Hafta sonu yapılan açıklamada 16 büyük bankanın 5’i yüzde 20 marjı kullanmaya ve mevduatlara yüzde 3.30 Faiz vermeye devam etme kararı vermişler. İkinci önemli gelişme de Draghi’nin konuşması... Deflasyon endişesinin ciddi boyutlara ulaştığını ve bu nedenle varlığa dayalı tahvil alımlarına ağırlık vereceklerini açıklaması piyasalara moral verirken, euronun dolar karşısındaki değerin 1.2560’lardan 1.2375’e kadar gerilemesine neden oldu. 1.2545 seviyesi euro için önemliydi, haftalık bazda 1.24’ün dahi altında gerçekleşen kapanış bu hafta içinde 1.2340’ların test edilmesini sağlayacak. Bu seviyenin korunmasını bekliyorum ancak aşağı yönde kırılacak olursa; euro önemli düzeltme yapamadan; yakın zamanda 1.2050 seviyelerine kadar gerileyebilecek demektir.
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)