Yıldırım: Faiz kendiliğinden düşmeli

Başbakan Binali Yıldırım, Merkez Bankası’nın mutlaka kendi yetkisi içinde her türlü kararı alacağını söyleyerek, “Ekonomiyi orta ve uzun vadede öngörülebilir hale getirelim ki faizler kendiliğinden düşsün. Yoksa söylenen şeyler Merkez Bankası’nın bağımsızlığına zarar getirecek şeyler değil, danışmanlar her şeyi söyleyebilir ama sorumluluk bizde” diye konuştu. Yıldırım, Bloomberg TV’ye yaptığı açıklamada şöyle konuştu:

“Buradaki yanlış anlaşılma şudur; Biz diyoruz ki yüksek faiz, yüksek enflasyon anlamına gelir. Dolayısıyla yüksek faizle yatırım yapamasınız. Yatırımcı yüksek faizle kredi alırsa siz mevduata, yüksek faiz verirseniz yani politika ile reel faiz arasındaki makas açılırsa, kredi maliyetleri çok yüksek olursa yatırımcının iştahı azalır, yatırım yapmak istemez.”

DİSİPLİNE DEVAM

Türkiye yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen 2016 yılında yüzde 2.9 büyüdüğünü hatırlatan Yıldırım, 2017’de gerek uluslararası derecelendirme kuruluşlarının gerekse de IMF gibi kuruluşların Türkiye’nin göstergelerinin yukarıya doğru artacağına yönelik açıklamalar yaptıklarını bir anlamda hatalarını telafi ettiklerini vurguladı. 2017 yılında yüzde 4.4 hedef konulduğunu hatırlatan Yıldırım, “Buna yaklaştığımızı düşünüyorum. Doğrudan yabancı yatırımcıların daha fazla Türkiye’ye geleceğini düşünüyorum. Türkiye’nin gerek iç ekonomisindeki canlanma daha da artacak. Halk oylaması bitti önümüzü görüyoruz, ne yöne gideceğimizi biliyoruz burada da mutlaka bir rahatlama sağlanmış olacak. Böylece Türkiye’nin yarını bugününden daha iyi olacak” diye konuştu. Yıldırım, “Biz mali disiplini asla elden bırakmayacağız” derken, üretim ve yatırımı teşvik edileceğini, yapısal reformlara kararlılıkla devam edileceğini kaydetti.

HAKEM OLACAĞIZ

2016 yılında 584 bin kişiye iş sağlandığını, 2017 yılında istihdam seferberliği başlatıldığını anlatan Yıldırım, 3 ay içinde 800 binin üzerinde yeni istihdam sağlandığını söyledi. İç tüketimi canlandırmak için vergi oranlarının düşürüldüğünü, birbirleriyle tekrar eden vergileri basitleştirdiklerini anlatan Yıldırım, “Buna benzer tedbirleri almaya devam edeceğiz. Yani istihdam üzerindeki yükleri azaltacağız. Çalışma hayatının düzenlenmesi konusunda da tabii ki atacağımız adımlar var. Burada ölçü şu olacak; ne çalışan mağdur olacak ne de çalıştıran tüm yüklerden olumsuz etkilenecek. Çok kolay bir iş olmadığını biliyorum ama ikisinini de mutlu edecek bir şekilde geleceğe yönelik düzenlemeleri yapacağız. Türkiye bir hukuk devleti aynı zamanda demokrasiyle yönetilen bir ülke. Dolaysıyla çalışan, çalıştıran tarafların uzlaşacağı bir yöntemle biz de hakem olmak suretiyle çalışma hayatının gelecek yıllara yönelik düzenlemelerini yapacağız” dedi.

HER TÜRLÜ FİRMA ALIP SATABİLİR

TÜRKİYE Varlık Fonu’nun 3 ülkeyle iyi niyet anlaşması imzaladığını hatırlatan Yıldırım, Fon’un kısa, orta ve uzun vadeli stratejik plan çalışması olduğunu kaydetti. Yıldırım, “Bir tane ön çalışmayı tamamlayıp getirdiler. Şimdi arkadaşlar onu inceliyorlar. Ona göre bu planın hayata geçirilmesine olur vereceğiz” dedi. Fon’un üç beş ayda, bir-iki senede sonuç almak üzere kurulmuş bir Fon olmadığını belirterek, amacının Türkiye’nin özellikle kaynak ihtiyacı duyduğu uzun vadeli dönüşü olan projelere destek vermek olduğunu söyledi. Fon’un iç ve dış ortaklıklara gidebileceğini, her türlü firma alım satımı yapabileceğini, tahvil çıkarabileceğini anlatan Yıldırım, “Varlık Fonu bir anlamda Türkiye’nin yatırımla ilgili konular öncelikli olmak üzere finansal işlemlerde Faiz yükünü azlatmaya yönelik ülkeye katma değer ağlayacak her türlü fırsat sağlayan işlemlere girmesini öngören bir yapı. Dünyada bunun örnekleri var. Mesela geçmişte kaynak kullanılarak yapılmış projeler var. Onların maliyetlerini düşürücü bir destek de verebilir. Böylece o bankaların elindeki kaynaklar yeni projelere aktarılır, bu da ciddi bir imkan” diye konuştu.