BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaFinans KulisŞirket satın almaları durma noktasında!----

Şirket satın almaları durma noktasında!

Şirket satın almaları durma noktasında!
18 Nisan 2016 - 13:47 www.finansgundem.com

İlk çeyrekte şirket satın alma ve birleşme işlemlerinde 10 milyar doların altında kalabilir

İlk çeyrekte şirket satın alma ve birleşme (S&B) işlemlerinde büyük düşüş yaşandı. Bu dönemdeki işlemler hem hacim hem de sayı olarak geçmiş yılların çok gerisinde kaldı. 34 işlemde yaklaşık 500 milyon dolarlık hacim gerçekleşti. Yılın geri kalanı için 10-15 milyar dolarlık beklenti var ama soru işaretleri de mevcut. Özelleştirmeler olmazsa bu yıl 10 milyar doların da altında kalınabilir.

 2014 yılındaki haraketli dönemin ardından 2015'in ilk çeyreğinde 60 işlemde 2,5 milyar dolarlık satın alma ve birleşme (S&B) işlemi gerçekleşmişti. 2016 yılının ilk çeyreğindeki S&B hacmine ve sayısına bakıldığında ise 'işlemler durma noktasına geldi' ifadesini kullanmak yanlış olmayacak. Çünkü bu dönemde 13 yabancı ve 21 yerli olmak üzere toplamda sadece 34 işlem gerçekleşti. Değeri açıklanan 20 işlemde 218,7 milyon dolar hacme ulaşıldı. Değeri açıklanmayan 14 işlemle birlikte ise hacmin ancak 500 milyon dolar civarında olduğu tahmin ediliyor.

Bu sert düşüşün nedenlerine bakıldığında, bunların 2015 yılından be¬ri devam eden riskler olduğunu söyleyebiliriz. Jeopolitik riskler ve ülke içe¬risindeki güvenlik problemlerinin yarattığı negatif algı bunun başında geliyor. Ocak ve şubat aylarında yapılması planlanan bazı özelleştirme işlemleri ileri bir tarihe ertelendi. Önceki yılların aksine, bu yıl büyük hacimli özel sektör işlemleri de gerçekleşmedi. Global tarafta da işlerin iyi olmadığı görüldü. Özelikle Çin kaynaklı endişeler devam ediyor. FED şimdilik faiz artırımını ötelemiş durumda ama piyasaların üzerinde bir baskı unsuru olmayı sürdürüyor.

2016 NASIL OLUR?

Yılın ilk çeyreğine ilişkin veriler, 2016'nın tamamına yönelik olarak da kaygılara neden oluyor. Yılbaşında 2016 için 15 milyar dolarlık işlemden söz edilirken, bugün gelinen noktada bu tahminler konusunda soru işaretlerinin oluşmaya başladığı görülüyor.

EY Türkiye Kurumsal Finansman Bölüm Başkanı Müşfik Cantekinler, son yıllarda olduğu gibi 2016 yılı ilk çeyreğinde de bilişim sektörünün iş¬lem adedi bazında birinci olduğunu, imalatın da hareketli sektörlerden biri olduğunu söylüyor. Yılın geri kalanında büyük hacimli özel sektör ve kamu kaynaklı işlemlerin gerçekleşmesine bağlı olarak 15 milyar dolar seviyesinde bir işlem hacmi beklediklerini aktaran Cantekinler, "Fakat bu beklenti, yılın ilk çeyreğindeki negatif trendin ortadan kalkması kaydıyla gerçekleşebilir. Aksi halde bu yıl S&B işlemleri açısından çok zor bir yıl olabilir" diyor.

ÖZELLEŞTİRMELER BELİRLEYİCİ

İş Yatırım Birleşme ve Devralmalar Müdürü Efsane Çam ise 2016'nın ilk çeyreğinde gayrimenkul ve finans şir¬ketlerindeki işlemlere dikkat çekiyor. Çam, özelleştirmelerin öneminden de bahsediyor. Efsane Çam, özelleştirme işlemlerinin yeniden hareket kazanması halinde işlem hacimlerinde ciddi artışlar bekliyor.

Olası özelleştirmelere bakıldığında, Milli Piyango, köprüler ve otoyollar, İgdaş, TPDD gibi oldukça büyük montanlı olabilecek özelleştirme pro¬jelerinin sırada beklediği görülüyor. Efsane Çam, "Özelleştirme projelerinin tamamlanmasına bağlı olarak işlem hacmi 10-15 milyar dolar aralığında olur. Ancak özelleştirme işlemlerinin yapılmaması durumunda hacim 10 milyar doların altında kalır" diye konuşuyor.

YABANCI İLGİSİ NASIL?

Yabancı yatırımcılar, bu yıl ilk çeyrekte her üç işlemden birini ger¬çekleştirdi. Yabancı yatırımcılar geçen yılki işlemlerde de benzer bir eğilim sergilemişti. 2016 ilk çeyrekte yatırımcıların profiline bakıldığında, büyük ölçekli yabancı sermaye yatırımlarının ve özel sermaye fonları (Private Equity) aktivitesinin sınırlı kaldığı görülüyor.

KPMG Türkiye Birleşme ve Satın Alma Danışmanlığı Şirket Ortağı Tayfun Pişirir, bazı büyük işlemlerin politik ve ekonomik gelişmelerin daha uygun olacağı umut edilen 2017'ye ertelendiği yönünde duyumlar aldıklarını ifade ediyor. Pişirir, "Piyasada konuşulan işlemlere bakıldığında, birçok yerli ve yabancı sermayeli şirketin satış veya ortaklık hazırlığında olduğunu görüyoruz. Ama belirgin bir alıcı ilgisi henüz oluşmadı. Satış ağırlıklı işlemlere hem küresel gelişmeler hem de Türkiye özelinde makroekonomik ve politik sıkıntılar etki ediyor" diyor. Pişirir, ancak yabancı yatırımcıların Türkiye'ye uzun vadeli ilgisinin sürdüğünü ve koşullar uygun olduğunda yatırım iştahının tekrar artacağını söylüyor.

FİNANSAL ZORLUKLARIN ETKİSİ

Müşfik Cantekinler, yılın ilk çeyre¬ğinde yabancı yatırımcının performansının oransal olarak önceki yıllara paralel olduğunu belirtiyor. Ancak toplam işlemlerdeki düşüşün de etkisiyle yabancıların işlem adetlerinde ve hacimlerinde önemli düşüş gerçekleştiğini sözlerine ekliyor.

Kurların yükselmesiyle döviz borcu yüksek olan şirketlerin yükümlü¬lüklerini karşılayamaz hale gelmesi, Rusya ve Ortadoğu'da iş yapan firmaların yaşanan son gelişmelerle beraber operasyonlarını devam ettirememesi gibi nedenlerle ekonomide morallerin bozuk olduğu görülüyor. inHERA Capital Kurucu Ortağı Levent Bosut, bu nedenle pek çok şirketin satış konu¬suna daha sıcak bakmaya başladığını söylüyor. Bosut, "Bu şirketler beklentilerini daha makul seviyelere çekmeye başladı. Finansal zorluktaki şirketlerin sayısının artması, önümüzdeki dönemde satış işlemlerine hız kazandırabilir" diyor.

Türkiye'nin sosyal, politik, jeopolitik problemlerinin yatırımcı bakışını olumsuz etkilemekle birlikte var olan sıkıntıların kalıcı olmadığını söyleyen Levent Bosut, alıcı tarafta gıda, sağlık, inşaat malzemeleri ve tüketim mamulleri sektörlerinin alt kollarında projeler yürüttüklerini aktarıyor. Bosut, projelerin bazılarında dış riskler ve siyasi gerginliklerle birlikte negatif yönde etkiler olduğunu kaydediyor.

DOĞUNUN İLGİSİ ARTIYOR

Türkiye'de S&B veya doğrudan yabancı yatırım düşünen sermayenin kaynağının batıdan doğruya doğru kaymakta olduğu yönünde bir izle¬nim var. Son yıllarda Türkiye pazarına ilgi gösteren yabancı kaynaklı yatırımcılar içinde Japonya, Çin, Güney Kore ve Hindistan gibi Asya Pasifik sermayesinin giderek daha aktif hale geldiği görülüyor. Yine Körfez sermayesinin de ilgisinin arttığını söyleyebiliriz.

Tayfun Pişirir, ABD ve Avrupalı yatırımcıların ilgisinde bir azalma eğilimi olduğunu aktarıyor. Pişirir, "Ancak Türkiye ile uzun vadeli olarak ilgilenen fonların ve stratejik yatırımcıların, Türkiye daha pozitif bir yatırım ortamı sunduğu zaman ilgilenebileceği çok sayıda şirketin ve yatırım imkânının olduğunu düşünüyoruz" diyor.

"YENİ BİR BÜYÜME HİKAYESİ LAZIM"

Efsane Çam/İş Yatırım Birleşme ve Devralmalar Müdürü

"Yabancı yatırımcının ilgisinin henüz yükselişe geçtiğini söylemek çok zor. ilk çeyrekte gerçekleşen yabancı yatırımcı işlemleri oldukça sınırlı. Stratejik yatırımcıların 2016 yılında toplam işlem hacminde fonlara göre çok daha yüksek pay almaları bekleniyor. Ancak konjonktürel gelişmelerin uygun olması durumunda fonların var olan yatırımlarından da önemli çıkışlar olabilir. 2016 yılına tüm dünya gelişmekte olan piyasaların etkilendiği FED faiz artırımları, güçlenen dolar ve ülkemiz gibi gelişmekte olan piyasalardan para çıkışları ile başladı. Ancak bu yabancı yatırımcının Türkiye'ye ilgisinin azaldığı veya yok olduğu anlamına asla gelmez. Fakat Türkiye'nin yeni bir büyüme hikayesine ihtiyacı olduğu ortada."

"TÜRKLER YURTDIŞI STRATEJİSİ OLUŞTURUYOR"

Müşfik Cantekinler/Ey Türkiye Kurumsal Finansman Bölüm Başkanı

"Türk yatırımcılar ilk çeyrekte de yurtdışında satın almalar yaptı. Alımlar, geçen yıllara benzer şekilde daha çok turizm ve perakende sektörlerinde oldu. Büyük yerli holdinglere ve şirketlere baktığımızda, hemen hemen hepsinin bir yurtdışı stratejisi bulunuyor. Bu strateji doğrultusunda hem organik hem de inorganik büyüme fırsatlarını değerlendiriyorlar. Türlü sektörlerde şirket alımlarına ek olarak, önümüzdeki dönemde yurtdışında özellikle teknoloji ve tekstil alanlarında marka alımları görmemizin mümkün olduğunu değerlendiriyoruz."

(Talip Yılmaz/Ekonomist dergisi)

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)